31 Temmuz 2008

Ali'nin Karnı Acıktı!

Ne garip bir reklamdır o kadında ne ses vardır ki köydeki çiftçi amcam Ali'ye domates getirmektedir. Yani vurgulanmak istenen mesaj güzel de böyle vurgularsan gelir bende dalga geçerim. Yok aslında dalga geçmeyecektim taa ki bugün partkta Ali'nin karnı acıktııı die bağıran bir çocuk görene dek. Bu kadar da zihinlere hükmedilmezki canım. Çocuk anne karnım acıktı demiyor belkide o çiftçi amcanın yetiştirdiği dömatesi(organik olunca dö oluyor)istiyordu. Dömates hakkımızdır. Hürriyet'in 60 yılında bunuda vurgulasınlar bence.

İşte bir kaç duvar yazısı kıvamında fırınlanmış çevre duyarlılığını yanlış anlama yazısı...
Organik tarım bizim bahçedede yapılsın.
Arsenikli su Armağan Çağlayansız .....star istemiyoruz.(sonunda star oluyorsa Armağan banko)
Organizim bir organik tarım bilimidir ve uğraşanlarada organatör denilir...
Penguenler neden üşüyorlar,biz kürece ısınırken?
Beden derslerinde plates yapılsın diye şu reklamdaki kızın aklı neresine kaçmış,ya da yanına almayı mı unutmuş.
Ak parti kapatılmadı.
Hazine yardımı yarıya indirildi.
İlk Türk tankı yapılacakmış adı da Altay'mış.
Trabzon'a petrol arama rafinerileri kuruluyormuş ama 1 tane türk çalışmayacakmış.Bütün malı Brezilya ve İngiliz petrol şirketleri çıkartacakmış. Al sana iş istihdamı. Seçimlerde bağırırlar Trabzona rafineri yaptık (konuşmanın arasında paragraf doldursun diye söylenir mutlaka) ama ortada ne istihdam var ne iş ne de para. Ekonomiye katkısını allah bilir.

Mesajlar çok çevresel oldu geniş düşünmek lazım.
Birşey daha var. NTV yeşil ekranda Nükleer enerji santrali yapılması planlanan yer yani Sinop'ta bir çevreci bayan giymiş beyaz(kefeni andırdığı için giymiş,hep bir smsm kaygısı güdüyorlar) elbisesini çıkmış dağın başına bağırıyor buraya nükleer yaparsanız ana.... yok daha terbiyeli buraya nükleer yaparsanız,bence yapılmasın. Rüzgar terminali kurun bakın ben burda ayakta durmakta zorlanıyorum yani ben ayakta durmakta zorlanıyorsam burdan ayda 5bin kilowatt elektrik çıkar.

Şaşkınlıkla seyretmeye devam ediyoruz o da ne NTV istanbul stüdyosunda Sinop belediye başkanı. Adam komsala otel dikmiş Sinop'a turzim yatırımı yaptım diyor,kıyı şerit çizgisinin içine etmiş (beyaz elbiseli hanım öyle diyor) sanırız.
Birde bu belediye başkanı yanında oturan bir çevreyi koruma vakfının üyesine soruyor.
Bu nükleer enerjinin zararı ne bi söyle bana allahsen hadi bi de bana ki burda bitki yetişmiyor tamam yapılmasın diyeceeem.

Adam başlıyor 15 dk konuşuyor gerçekten da gerekli harşeyi veriyor "kaza riski çok yüksek hele Türkiye'gibi bir alanda bu ekonomi ile bu kadar çok para gerektiren bir proje yürütülemez" bitmiyor"dünyada bu nükleer enerji santrallarinin atıklarını depolamak için çalışan 1 tane lisanslı şirket yok" diyor. Ama bizim başka olayı anlamıyor ve 15 dk konuştun hiç bir şey söylemedin diyor. Program çığrından çıkıyor belkide Sinop'ta ki kadın o çıktığı tepeden atlamıştır ondan dolayı bir huzursuzluk olmuştur başkanda :) bilinemiyor ama başkan programın içine s.... yani :) Programın sunucusu hanım kızımızda tamam kestik demek için kendini zor tutuyor. Bir benzerini diyerek yarın görüşünceeee dek hoşçakalın diyor. Böylece onlar eriyor muradına biz çıkalım Sinop'un rüzgar santrali yapılası tepelerine.
Karşıki dağlar cenderme cendermeeee.

Gülben'len sürpriz bu hafta manyaktı onu bir ara anlatırım.

Günümü Gün Eden Gün Yüzü Görmesin

Günlerdir aklımda bir şey var onu yazmaya oturuyorum ama bir türlü anlatacağım şeyi 5 cümleden fazla yazamıyorum. Sonunda sıyırdım sandığım bir anda farkettim ki ben anlatacağım şeyi unutmuşum hatırladığım kısım 5 cümlelik kısımmış. Efle püfle süsleyincede ben bile anlamıyorum neyden bahsettiğimi ara ara. :)

Mesela şuanki gibi neyden bahsedeceğimi bilmemenin eşiğindeyim ama 2 dk sonra sağ tarafta bir hareket çubuğu oluşacak aşağı yukarı şeklinde.

Gündem notlar
Öss tercihimi yaptım
ege d.eylül celal bayar dumlupınar yazdım (bilg mak inş endüstri mühendislikleri) hadi hayırlısı. Heyecanlan bekliyeceğiz sonuçları.
Son günlerde bir mesleği araştırıyorudum "astronom" olma planlarım vardı taaaki rehber öğretmenin seneye de dene olmazsa orayı yazarsın. Dedim neden kötü bir meslek mi.
2 astronom tanıdığım var kendileri resmen manyak yıldızlar beyaz noktalar falan uğraşıp durdular üni. yıllarında-ee dedim peki şimdi ne oldu- biri tekstil fabrikasında pazarlama müdürü oldu diğeride programcı olarak görev yapıyor istanbul'da.
Dedim hoh iyi programcıda olunabiliyor yani.
Evet dedi ama çok nadir olabilenleri var.Hani fizik ve teoride matematik yaptıkları için astronomlar algoritma çözümlemeleri ve diğer problem çözümlerinde gelişiyorlarmış.
Örnek vermek gerekirse bir yıldızın dünyaya çarpış süresini hesaplayacak programı yazacak adamlar bilgisayar programcıları değil astronomlarmış mesela. Tabi hesaplamayı direk program yapmıyor asıl iş astronomda ama progam olmadan da %bilmem kaç yanılma payı oluyormuş ve ayrıca binde 1 lik bile bir yanılma payı o yıldızı ekvatora çarpacağı halde marsta durur dedirtebilirmiş adama. Dedim oha :)
Rehberlik hocam şu kapıyı kapatta duymasınlar ohaları falan dedi :)

Neyse ben tercihleri yaptım çıktım okuldan.Bir arkadaşı gördüm sallana sallana geliyor karşımdan dedim ne yaptın nereye gidiyorsun üni. (ea) dedi uluslararası ilişkiler oo dedim nereleri yazdın.
İzmir ekonomi tek tercih.
Vay kardeşim burslu gideceksin ha kaç puan aldın.
Yok 7.600 USD ile gideceğim.
Hmm anladım neyse iyi günler.
Uzaktan uzaktan kafa atasım var o arkadaşa.Özel sisteme oldum olası gıcığım ama meslek sahibi olursam özel sektörde çalışacağım. Belki değiştirebilirim sistemlerini.
Yine örnek vermek gerekirse bilg mühendisliği yaklaşık 340.000 dan aşağı almaz. Ama gidin özel üniversiteleri sıralaması 216.000 olan öğrenci girmiş 216 puanla. Yanında burslu girenler 365 puan almışlar ilk 100 deler.
Şimdi reva mı bu? o geri zekalının yanında bu dehaların ne işi var. İlkokula döndü özel üniversite sistemi. Devlet üniversitelerinin öğrencilerinin kapasiteleri hep aynı o yanı çok güzel ama gel gör ki koca ege üniversitesinin "astronomi ve uzay bilimleri" bölümünde öğrencilere kullandırılacak teleskop sayısı sadece 4. Bununla astronom olursan tekstil pazarlama müdür olman işten bile değil yani.

Tutanc'mon korusun. Öyle mi yazılıyordu şu camoooon die bağıran elemanların reklamındaki camon :) Şimdi yazmayı bilmediğimi düşünenlerden mail alma ihtimalini göze alarak come on demek istiyorum ne oluuuur ne olmaaaaz.

bu yazılar yazılmaktayken msn den bir ileti aldım
O-Kendi sitenin rekLamını yapımuşşun bende komik bişi war sandım.
Ben-komik ama.
O-evet :)

Yani neymiş efendim özel üniversiteler paraya b.k diyene kadar tercihlere yazılmayacakmış.
Key ödemelerinde tc kimlik nosunu gazetede yayınlarsan millet ananın adını bile öğrenir ananla seni Bişkek'e tatile yollarmış.



Key zaten ayrı bir rezalet oldu. Kutluyorum e-devlet kurumarını. 4bin kişi kapasiteli bir internet sayfası yapabıldıkları için. Hatta daha çok kutlamak gerek 3 gün sonra bu kapasteyi 60 bine çıkarttıkları için.

Halkımızıda kutların 4 bin kişilik siteye 100 bin kişi dalabildikleri için. Bakan çıksın kardeşim kalabalık etmeyin içerde daha 96 bin insan bekliyor sırada demek geliyordu içimden dedim.

İstediğim kadar etiket yazamamaktan şikayet ediyorum ve etiketleri buraya yazıyorum.

"günlük,e-devlet,4000,60000,ege üniversitesi,astronomi ve uzay bilimleri,Astronomi, asrtonom,yıldzlar,uzay, beyaz delikler,Matematik, teorik fizik,özel üniversiteler,uluslararası ilişkiler"

30 Temmuz 2008

İki Yiğit Çıktı Meydanee İkiside birbirinden Merdanee


Direk konuya dalmak istiyorum saat geç malum.

İsmi olmayan şeye nasıl hitap edilir sorarım sizlere? Adını bilmediğimiz şey diye hitap etmek zor olsa gerek? Devamlı bunu yapıyoruz aslında. Bir örnek vermek gerekirse UFO=tanımlanamayan uçan nesne---bu ne lan böyle isim mi olur. Bir diyalog içinde bunun kısaltması olmasa veya adam kısaltmalara karşı bir kişiliği olsun.
Geçen tanımlanamaya uçan nesne gördüm nah bu kadardı? Çevres adama uzuuuun uzuuuun bakar. Artık bakmaz tamam çünkü adam tanımlanamayan uçan nesne demez o gördüğü şeye ufo gördüm der. Etrafındakilerde daha kısa bakarlar. Amca artık kendince tanımlamıştır o tanımlanamayan uçan nesneyi o nesne artık tanımlanmış tanımlanamayan uçan nesnedir.
Yok anasının gözüdür o nesne.

Birde uso çıkmış az evvel duydum.Açıklayıcı bir kaynak var ama kıskanıyorm vermiyorum oranın linkini. Yok kaynak maynak zaten adamlar kendi fikirlerini empoze etme taraftarı bir kaç garip insan. Tamam kaynakları sağlam ama farklı amaçlar için kullanıyorlar bunları. Merak edenler .be uzantılı sitelerden bulabilirler onları. Hala vermedim bakın adreslerini :)

Uso ne mi uçamayan tanımlanamayan nesnenin yandan yemişi kendisi. Denize,çaya,dereye dalabiliyor yakıt(bilim kurgu yazarlarına göre su) ikmali için dereye metal boru uzatıyorlar. Kaçak mazot hesabı çalıyor resmen dere suyunu. Bunu gören halk Çankaya'ya yürür,dövizler pankartlar türk liraları havalarda uçuşmaktadır eee şey tamam.....

İşte bir yanda uso bir yanda ufo ikiside birbirinden merdane olgular döndür döndür bir b.ka yaradıkları yok hep aynı terane. Umarım çocuğunun adını "adı yok" koyan biri ile karşılaşırımda sorarım bu nasıl bir zihniyettir de böyle saçma bir şey yaptınız. Nesiniz siz maya mı?

Mayalar açıklama yapmış 2012 de hepimiz tezee avuçnan yiycekmişiz. Hadi hayırlısı, kendilerine inanıyor güveniyor ve gökyüzüne bakış açılarına zeval gelmemesini tanrılarından niyaz ediyorum mübarek kandil gecesinde. Hi-mayalar ne bildirmiş onuda belirteyim bu adamlar yıllardır baktıkları gökyüzünden şunu okumuşlar"2012 de buzullar eriyecek çağ değişecek,kısacası red-alert" ama hi-mayalar durmamışlar show must go on demişler de işe yaramamış...
Sonra Haydar Dümen gelmiş...

Yok yok korkmayın bitirdim :) devamı gelse harbiden allah'lık olurdu yani...
Ne çok 3 nokta kullandım üçnokta

Rekora 5 kala 60 yazı olmuş çüğş diyorum gendime...

29 Temmuz 2008

Çapsız Çember ve Teğeti

Yeni bir saçmalık daha :)

Çapsız çember kişilik olarak,osmanlı delikanlısından bozma bir emodur. Teğeti ise tam tersine bana dokunmayan tospaya ben hiç dokunmam prensibini benimsemiş bir kişilik,şöyle örnekleyeyim kuşum Aydın'ı alın Bo Derek ile yatağa sokun,ortaya çıkan yaşam formu Teğet.

Çember gece gezmelerinden hoşlanır Türkü barlara üzerinde 15 kg metal parçası ile girmeye çalışır,kapıda öter üstündekileri yaklaşık 45 dk da çıkartır sonra girer. Öylede inat bir yosma kendisi. Cinsiyetinin bir önemi yok hikayemizde sex ve cinsellikten eser bulamayacaksınız. Duygusal bağlamda da bir şeyler yok. Yani erkek kadın farketmez aşk insanı affetmez diyorum. To saffır a lot diyede ekliyorum. Varsa farkına varan ne dediğimin kesin yığılmıştır :)

Her neyse bu ikisi bir ormana giderler.(ne ormanı demeyin,öyle götürdüm işte) Çember almıştır yan flütünü tıngırdatmaktadır. Teğet ise rakı balık planlamaktadır. Mangalları elektrikli olduğu için 6 km lik bir yolu akü taşıyarak gelmişlerdir. Akü taşımaktan g.tü çıkan çember haklı olarak elini suya sabuna dokundurmamaktadır. Deyim kullanımında zirve yapıyorum farkettiz mi bilmem.

Mangalın fişini aküye bağlayacak hale getiren teğet kabloyu bağlayacakken çarpılır ölür.aaaaaa
Yok lan tamam ölmedi çarpılır titrer ve ölür...aaaa
çarpılır titrer elini çeker o hışımla geriye atar kendini kafasını taşa çarpar beyni kanar ve ölür.
tamam çarpılır titrer..... kafasını taşa çarpmaz orada piknik minderi vardır,o yüzden yumuşak bir iniş yapar :)
Balıkları mangalda yapmaktan vazgeçen teğet bu kararını çembere bildirmek için yanına gider. Çember düşünür düşünür... tamam suşi yiyelim o zaman der. Teğet suşiyi yemesine yerdi fakat çemberin hiç niyeti yoktu o balıkların içine envai çeşit meze doldurmaya. İş yine teğetin başına kalmıştı. Teğet alır balıkları temizler baarnlarını yarar ve içlerine rakı doldurur. Döktüğü rakının hemen yok olduğunu gören teğet ufacık aklı ile balıkların etlerinin rakıyı çektiğini zanneder. Sonra bakar suşi yapacak yani balığın baarnına koyacak malzeme yok der ki ya,mangala geri mi dönsek. Döner. Gider aküyü çarpılmadan bağlar. Mangal ısınır balıkları atmadan önce Çember'in yanına gider ve çember suşiden vazgeçtim hem zaten çiğ balık mideyi bozabilir. Balıklarda dünden kalmaymış boş yere ölmeyelim der.
Çember'in ağzında yan flüt olduğu için tam cevap veremez ama kafasını henk benk yapar gibi sallar. Ya da her ne karın ağrısıysa.

Teğet mangalın başına döner iyice kızdığını anlamak için mangala tükürür. Tükürüğü daha mangala varmadan gaz fazına geçmiştir. O sırada Çember mangalın başına gelir,kolay gelsin der. Beraber yapacaklardır yemeği.
Teğet balıkları tepsiden alır bir iki havada sallar suyu aksın diye sonra mangala atar..................ve bum... Balıklar rakılı olduğu için ısınan mangalda rakı alev almıştır balıkların köz olması yetmezmiş gibi çok yüksek bir alev çıkar çember ve teğet ölür. Ölmeliler çünkü.(bu hikayenin 2. çaptırı yok) Teğetin havada salladığı sırada yere damlayan şeyler de su değil direk rakıdır. Böylece derslerini alan Çapsız Çember ve teğeti bir daha dünyaya geldiklerinde akülü mangalda rakılı balık yapmazlar. Reankarnasyona inanan ikili tamamen hayal ürünüdür. Bu yazıda var olup bundan sonra bir daha vücut bulamayacaklardır.

Seçilmiş saçmalıklar yazı dizisine dahil etmek istiyorum bu yazımı. :) Varsa öyle bir yazı dizim tabiki.
Bo derek demişken


Rakı yanmaz diyene de,bu rakı kaçak alkol miktari:eser miktarda %90 dır...

Fotosentez Dönemleri (Çayldhuud)

İmkanımız olsa yaşamımızın bir dönemine geri dönmeyi mutlaka isteyeceğiz. Özellikle sorumlulukların su bardağına su içerken hohlamamak ve tuvalete annemize "annee bittiiiii" diye bağırmanın olduğu dönemlere.
kimse bilmiyordu elimize kocaman bardağı verirken hiç nefes almadan o su bitmezdi. Acaba annelerimiz nasıl bitiriyordu o suyu bir kerede? Denerdik ama olmazdı belkide.

Oyunun ortasında en son istediğimiz şey aile büyüklerimizden birinin ismimizi söylemesiydi,belli ki bizi oynamaya çağırmıyordu. Yine bir yere gidecektik ya da çikolata ile kandırılıp "kereviz olmadı pırasa" yedirilecektik. Biraz çikolatanın sevinci ile birazda karnımızın açlığı ile pırasa bir nebze ama kereviz pek yenmezdi. Kokusu o zamanlar baya kötü gelirdi burnumuza.


Ayakkabı bağlamayı öğrenmek kimimizin 2 ayını aldı kimimiz ise cırt cırtlı ayakkabıları kullanarak bu görevden biraz olsun kaçtı. Arkasında ışık yanan bağcıklı ayakkabı bulunmadığının farkına vardığımızda ise mecburen annemize ayakkabı bağlatırken ondan bir şeyler kapmaya başladık.

Bakkala götürülecek en son insan olmak o zamanlar sinir bozucuydu elbette,gittiğimizde kendimizi kaybetmemiz herkesi çileden çıkartıyor hatta çoğu bakkal maceramiz hiç istemediğimiz bir yumiyum ya da sıcaktan erimiş sakızlarla son buluyordu.

Oyun oynarken tuvaleti gelenler ise tam bir karambol yaşamaktaydı. Olay yerine bırakılacak bir delil komşular tarafından farkedilip anneye ispiyonlanabilirdi. En olmadı arkadaşlarınız görecek ve sizinle dalga geçeceklerdi,eve giderseniz de zaman kaybedecektiniz oysa oyunu tam kazanmak üzeresiniz.
"9 taşın en heyecanlı yeri,ebe sizi görmüyor arkası dönük diğer oyuncuları yanına yavaş adımlarla gidiyor koşsak o yıkılmış 3 tane taşı dizeceğiz ama koşarken ya kontrolu kaybedersek ya problemimiz yüzünden hızlı koşamayıp taşları dizemezsek,hem o sancıyı boşu boşuna çekmiş olacağız hemde o dönemler oyunu seyreden Ece (bkz:mahallenin en güzel kızının adı,fatma,merve,ayşe ve şeyma olduğuda görülmüştür)'ye de tuğlaları dizemediğimiz için rezil olacaktık."
Ya topa çıkacaktık ya da kaleyi koruyacaktık. Karambolün sonu herkes için farklılık göstermiştir. Kimisi evin yolunu tutmuş kimisi Ece'yi gözden çıkarmak pahasına tuğlalara koşturmuştur,
tuğlaları dizenlerde olmuştur
koşarken sancının da etkisi ile bir taşa takılıp düşmek suretiyle diğer kiremitleride devirenlerde,
hatta direk Ece'ye koşanları bile görmekteyiz yeni jenerasyonda.

Kimimizin yakın geçmişiydi okuduklarınız kimimizin hiç tanık olmadığı şeylerdi. Benim ve çevremin çocukluğu bu ve benzeri olayların içinde geçti.
Daha bitmedi bir sonrakinde okula az kala döneminde geçen olaylara yer vereceğim...

Saygıdeğer Blog ve Yan Menüdeki Haber Vermemsi Garip Şeyler!

Sorması ayıp arada ben bir şey yapmadan kendinize bir çeki düzen vermeyi planlamıyormusunzu hiç?
Hiç mi utanmıyorsunzu halinizden bıraksam b.k götürecek ortalığı. 2 gündur uğramadım hemen yastıklar blogun yönetim bölümünün kanepelerinin üstüne atılmış.Bu gazeteleri kimin attığını biliyorum. Barometre kaç kere dedim sana şu çay bardaklarını mutfağa geri götür diye. Hayır anlamıyorum neden içtiğin yerde bırakıyorsun hatta neden adam gibi mutfakta içip gitmiyorsun.
Bütün gün köpek gibi çalışıp geliyorum aylık 32 ytl internet ücretini ödemek için. Allahtan elektrik kaçakta ona para vermiyoruz. İş yerinde patron zaten bugun fırça attı bana. Tuvale yapışıyormuş fırçası bu ne lan böyle dedi daha kapıdan girer girmez kafama fırlattı fırçayı. Zor yırttım matrixvari bir hareketle. Ama hep ben konuşuyorum biraz sorsanıza günün nasıl geçti diye. Ben size daha bir şey demiyorum,sizi oluşturan nası biliyorsa öyle yapsın sizleri. Mutlu olamayasınız inşallah,"404 hatalarıyla boğuşasınız inşallah", sizi düzenleyecem dur iki dakka diye kandırım silerler inşallah.

Duygularımnan oynadınız hepsi artık 2. el oldular.
Seni hiç sevmedim keşişlemesi güzel olan. hemde hiç...

28 Temmuz 2008

Boş Zaman Gezmeleri Yaparım!

Bu aralar seyrek seyrek yazmaya başladım,hem ruh sağlığım dengeye girdi hemde parmaklarım artık ağrımıyor.
Yeni bir proje üstünde çalışıyorum.Tabut ltd şti.

Orman mühendizliği okuyup orman mühendisi olacağım,ardından tabut ltd şti yi piyasaya sokacağım. 2 yılda %1500 büyüme beklediğim şirket ile borsaya 3 yılda açılırım diye düşünüyorum.
Sloganlar bile yaptım 3 te holigan tuttum.
"Arayın ölmeniza yardımcı olalım,acısız"
"Ölemiyorum diyorsanız,artık demeyin,kapınıza gelip daha önce 3 kez kasten cinayete teşebbüsten içeride yatmış ve hep balına aftan yararlanmış personelimizle kapınızın önünde,mutfak bangosunda,küvette boğulmak suretiyle,bahçe de sulama hortumu ile boğularak,çim biçme makinanız ile kuşbaşı doğranarak öldürülebilirsiniz.Diğer istekleriniz ekstraya girmektedir.İsteğinizi açık olarak belirtiniz bütün alet edevat müşteriye aittir.Personelimiz infazı gerçekleştirir."
"Sms servisimiz hizmete girdi,ölsem mi acaba boşluk tc kimlik numaranızı yazın cevabınzı 5 dakkaya cebinize gelsin,1 saate kadar vadeli ölüm sizin olsun."

"İnternet üzerinden siparişlerde yangın küreği ile kafaya darbe sonucu şiddetli travma ve şampuan içirilmek suretiyle zehirlenme servislerimizde %14 indirim yapılmaktadır."

"Şirketimizde promosyonlar her haftanın cuma günü sabah ezanı ile başlar yatsı ezanı ile biter"
"Müessesemiz tabut,kefen,toprak,hoca,müezzin ve ağlamaklı cenaze topluluğu hizmetlerini ücretsiz oalrak vermektedir"

"Mezar taşınızda bir logo göreceksiniz,ben bunu istemiyorum diyorsanız gerekli logo ücretini Ziraat bankası 19 Mayıs 1919 numaralı hesaba havale efete veya elle yatırmak suretiyle gönderebilirsiniz.Havale masrafları gönderen tarafından karşılanır"
Fiyatlarımızda KADEVE dahil.ÖTV hariçtir. Tabut henüz özel tüketim mallarından sayılmıyor...

Tabut ltd şti,ölemeyenlere profesyonel çözümler sunar.Arayın itinayla öldürülmenize yardımcı olalım. İş bu sözleşme hususunda bir anlaşmazlık yaşanırsa davalara direk olarak Güney Afrika İnsan Hakları Nöbetçi Mahkemesi bakar.

Standart bıçakla boğaz kesimi ve ıslak çamaşır ipi ile boğulum 13 ürdün dinarı olup,katılanlardan kimlik bilgisi aranmaz.
""""****
İşte böyle bir şey :)

Bu arada Azerbaycan'da Burslu okuma gibi bir imkanım var değerlendirme aşamasındayım.Ya burada kalıp bu koyunu güdeceğim ya da bu diyardan göçeceğim.
Her şeyi zaman gösterecek.


Bunuda az evvel kadim bir dostum gönderdi:


Tam bir rezalet olan bu tabloda ki GETA, GTA oyununun okunamamış halinin yazıya dökülmüş formudur.Lütfen heyecana kapılığ GETA ne be demeyiniz.

Günün İçinden...
Dükkanın önüne lütfen park asla edilmeyecektir belediye yasaklandırmıştır.
Aynen böyle yazıyordu 5kardeşler Manav'ın önünde...

26 Temmuz 2008

Ufak Çapta Veri Kaybı!

Az evvel blog tasarımını değiştirmeye kalkıştım.Şu portakallı temayı denedim. Olmadı etiketler başlıklara girdi resmen. Yani tasarım biraz daha böyle kalacak. Biraz daha oynama yaptıktan sonra bir gece ansızın değiştireceğim.
Değiştirme yaptıktan sonra kaybolan bağlantılarsa cabası. Kafa göz dalasım var bloggera aynı temayı geri aldığım halde bağlantılara tıkladığı zaman ulaşamıyor. İyice b.ka sarıyordum son anda yırttım.

Bu arada bugün farkettim benim bir şans kılım varmış sırtımda hemde 20 cm kadar. Ölçtüm şu kumaş ölçmek için kullanılan bez metrelerle. Mezro mu öyle bir şey. Beyaz uzun ince ve kıvırcık. Ben onu sevdim o beni. Artık şans kılı mı bilinmez ama ben onu şans kılım olarak tanıdım umarım aramızda bir husumet çıkmaz ve bende onu hayatının baharında kopartmam.

Sandalyeye yine küçükken oturduğum gibi oturmaya başladım. Ortopedik rahatsızlığım nüks etti nüksedecek.
Çook uzun yıllar önce ben küçükken daha o zamanlar 75 bin lira ya cips alınabiliyordu. Bakkaldan sakız çalabiliyordum ve görülsemde salıveriliyordum hemen.Hatta görülürsem aldığım sakız kadar daha sakız veriyorlardı. Babama bir şeyler diyorlardı anlamadığım kelimeler ama sakız vermeleri hoşuma gidiyordu.
İşte o zamanlar ortopedik rahatsızlığım vardı,ayaklarım penguen gibi açıktı.Diz kapaklarım biraz dışa bakıyorlardı tek sebebi ise dizlerimin üstüne oturduğum zaman iki ayağımıda sağa ve sola açmak yani hayalarım yere deyecek şekilde oturmak. Bilmem anlatabildim mi? :)
O aralar doktora gidip duruyoruz ben periyodik olarak ortopedi uzmanının suratına işiyorum,be doktor olmuşsun ama çişten nasıl kaçacağını bilmiyorsun. Yeni yeni sormaya başladığım bir soru da şu,benim sorunum ayaklarımdaydı sen neden benim kilodumu aşağı indiriyordun ve büyümüş lan bu geçen geldiğinde küçüktü diyorsun.Kıpırdatırsan işerim bende. Kontrol mekanizması o zamanlar elimde değil :)
İşte deli gibi paralar ödeyerek yurdun dışından gelen ortopedi tedavisi için kullanılan ayakkabılar giyiyordum. Çok güzeldiler ışıklı falan doktor tedavisini yapıyordu bende arkadaşlarıma hava atıyordum ışıklarını yakmak için topuğumu yere vururdum. Onlarda yerdi.
Kısacası doktorla menfaat üzerine dayalı bir ilişkimiz vardı. Kendisi kadındı bu arada. Belkide pipimi oynatması bundandan ééééAMAN ALLAH'IM YENİ ANLIYORUM HER ŞEYİéééé

Ben bu moralle devam edemem sayın okur.
Bir daha yazana dek bütün sokak çocukları sizden danino almak için para istesin.Bartalomeus hepimizi korusun kutsal sürahisinden İstanblue içirsin.
Bişkekten yanlışlıkla amcam girmiş bloga yani yabancı bir hayranım hala yok. Vatan millet Sakarya takılmaya devam.
Yaşasın Vatikan.
Vatikanın emlak gelirleri düşmüş bilmem haberiniz var mı?
Adamlar "inim inim inlesemde gelme istemem istemem isteeeeeeeeemeeem" diyerek radyo yayını yapıyorlarmış.

Yolda "abi para versene ekmek alacam hadi be" diyen çocuklara " denizleri aşta gel kurbanın olam,kurtar beni buralardan ne olur"demek suretiyle kovalayınız. Gerçekten kaçıyorlar...

Women women and women...


Wife Will Never Touch a Gun Again - Watch more free videos

Bişkek'ten bile ziyaretçi aldığım şu günlerde daha universal davranasım geldi.Buyrun :)

Click and fun.

Ergen gonduk biraz sanki?

Ergenekonduk ya da ergen oğlanlara konduk ya ya da ergene mergene konduk.Çoğaltmak namümkün.Bundan ileri gidemezsiniz.2500 sayfalık bir iddianame okuyan mecralar sanıklar hakkında insan ömrünün ölümsüzlük şurubu içse bile yaşayamayacağı kadar uzun sürelerde hapis cezası vermeyi düşünüyorlar. 441,5 yıl 2 ay,2 kere ağırlaştırılmış müebbet---632 yıl 1 kere ağırlaştırılmış müebbet ve daha bir sürüsü.
Cezalar gerçekten temsili olsada bu konularda kanunun yaptırımını küçümsemek imkansız.Benim tavsiyem ise temsilen bütün üyelere 500'er yıl kurucu/yönetici olarak sıfatlandırılanlara da 1000'er yıl hapis cezası verilsin 2 kez ağırlaştırılsın.Dergi gazete,mecmua verilmesin falan filan.Hem akıllarda kalırlar hemde yaptıklarından biraz olsun utanırlar.Onlar artık iyi adamlar olarak anılmayacaklar. En azından Türkiye'de.
İddialar arasında Hizbullah'ın bile Ergenekonanlar örgütünün kurucu/yöneticileri tarafından kurulduğu da var.Davar.

Her neyse konuyu burdan açmak nasip oldu.İlhan Selçuk şairmiydi bu arada.Peker soyadında biri daha var.O da hakan Peker'in kardeşi mi? Sorular sorular sorular.
Ergenekon iddianamasinde garip şeyler de var.Mesela susurluk olayı 20. yy nin sonlarında denmiş.Hayda bre deryalar deryalar deryalar,biz deli kanlıyıııız.Ya gidin bakın dava dosyasına 19bilmem kaç deyiverin şuna 20 yy denirmi allasen :) Bu kelimenin nasıl yazıldığını hep merak etmişimdir.
----------------------------------------------
Günden ve Dünden Notlar,
Dün yeni bir sektöre sivi yolladım.Matbaada iletişimsel yaklaşım elemanı arıyorlarmış :)
Ya bakmayın yaklaşım maklaşım,bilgisayar başında oturup son matbaacılık haberlerini kontrol edip makinaya komut veren bilgisayara komut vereceğim.Bitti.
Her neyse cv yazdım fakat cd-writer bozuk olduğu için cd ye yazamadım.En yakın yazısı internet kafede.Bende yerini bilmiyorum,bilmediğin yol en uzun yoldur hep.
Anlıyacağınız başka yollar düşünmek gerekliydi.Usb bellek yok,telefon office dosyalarını barındıracak yeteneğe sahip değil.
2 mail adresimi kullanarak birinden diğerine attım.Sonra işyerine gittiğimde oradaki patron mu artık her ne ise ona ya ben mailden maile attım cv yi burda açsam olur dimi dedim.Olur aç şurda bilgisayardan dedi.
Sonra ben bunun bir hata olduğunu ve buraya son gelişim olduğunu düşüneye başladım.Daha işe başlamadan iş malzemelerini kendi menfaatim ve özel işlerim için kullanmaya başlamıştım.Benim hakkımda işe girerse sitelerde fink atar iş yapmaz gibi bir kanı oluşmadıysa pazartesi ararlar...

Günden notlar
Bugün babamla buluşup onun mahkemesi için dilekçeyi kağıda döktük.Dökmeden önce telefonda konuşuyoruz.
-Alo oğlum nerdesin?
--Evdeyim baba kahvaltı ediyorum.
-İyi ne zaman çıkarsın ben çıkıcam birazdan.
--Tamam 1 saate Tekmar'In önünde buluşalım.(Tekmar adeta bizim birbirimizi bulma yerimiz)
-İyi erken gelirsem senin eski dershanenin ordaki kahvede otururum.Orda da çay 1.5 ytl gerçi.Hadi sende çık bekletme beni.
-İşte ben çıkıyorum şimdi tamam.

Babam içinden sesli düşünmüştü,telefonu kapatınca dedim ya ne die bana orada çayın 1.5 ytl olduğunu söylüyorsun ki.Hiç yapmazdı böyle şeyler.Tırstım :) Sakallarımı kesmedim yine 45 dakika sakallarımdan konuştuk.Daha doğrusu oturduğumuz kafede ben karşı masadaki bayanla kesiştim o konuştu.
Neyse fuarda fanta gençlik festivali vardı başlayalı 2 saat 16 dakika oldu şuan.
Beyaz,Sertap ve Emre'yi gördüm fuarda 15 dklığına turlarken. Beyaza el salladım şaşkın bir şekilde onu tanıdığımı ve onun bir tanıdığı olduğumu sandı o da bana buyur bir şey mi dedin ne vardı tarzında elini salladı. Sokaklarda görmeye alıştığımız tarzda değil ama adam gibi ve üslubuyla :)

Tamam bitti galiba.Yarın bi kaç SEO'dan bir şeyler kapmak için Konak meydanında sıcağın anlında buluşacağız galiba :)
Beklerim saat 1 de orada olacağız. En uzun ve zayıf olanları benim onların :) Hiç kız yok aramızda üzücü olan o...

Düne bugüne ve gelene geçene bakan adam yazdı.

23 Temmuz 2008

Marka Spektoskopisi


Nedir bu marka çöplüğü kardeşim. Sana yağı diyoruz artık margarine.Nescafe diyoruz süt tozlu kahveye veya 9 yaşına kadar coca nın bir marka olduğunu unutuyoruz içtiğimiz her şey coca cola oluveriyor. Çocuklar bakkalda babalarından çitos dedikleri doritos alıyorlar.Oysa cheetos duysa ne kızardı ama değil mi?

Arsenikten yaka silktiğimiz şu günlerde evdeki su şişelerini topladım mutfak masasının üzerine koydum bir baktım o da ne bu şişeleri geri dönüşüm fabrikalarına satsam zengin olurum.O zaman gerek kalmaz bloglarda sürtmeme :)

22 Temmuz 2008

Bak Kurye Geliyor Adres Soruyor?


Son verdiğim özel hayat bildirimlerine göre kurye olacağımı söylemiştim sanırım.Evet oldum.
Adres nedir bilmeyen bir kurye oldum.
Gün içinde bol bol ilgili makamlara küfür ediyorum.
Sokak numaralarının üstüne sarılan sarmaşıkların kökünü kurutmak istiyorum.
Kapı çalınınca kapıyı açmak için ana ve baba adını soran apartman ibibiklerinin çaylarına radyasyon bulaştırmak istiyorum.
Sonra sayın bakan gibi "biz içiyoruz bakın bize bir şey olmuyor" demelerini istiyorum.
Sadece kendi oturduğu evin adresini ezberleyen gerizekalılara bir şey demiyorum.
Sayın site sakinlerin sizleri sevmiyorum.
Böyle şehir planlamasını yapan mimarları arsenikli suda boğmak istiyorum.
Oraya buraya tabela asan pidecileri o tabelaların yerine asmak istiyorum.Abicim tabelan rüzgardan dönmüş 1 saat yemek yiyecek yer aradım olmaz ki ama demek istiyorum.

Bir başka meslek dalında görüşmek üzere.
Kurye adam yazdı.

Zırrrrınnng zır zırr zırrrınnng
-kimoooo
posta,kurye
-çat(apartman otomatiğine basılır tokat gibi bir ses gelir)
"N.S burad mı oturuyor acaba".(kapıyı açan kişi tam bir bomba,hem esmer hem gecelikli)/sarışın seviyorum ama bu esmeri de sevebilirdim)
-evet buyrun benim.
bir dergi vardı da.
-tabi alayım.ne dergisi bu?
mobilya dekorasyon efendim,şuraya bir imza alayım
-tamam bitti mi?
(45 derece sıcakta afallayan kurye ben deniz bir de o esmeri görünce tam Leyla oldum)ee şey şuraya bir telefon.
-ev telefonumuz yok ama ne yapacağım?
(o an ne olduğunu anlayamayan kurye olsun cep yazın der)
-peki --------
tamam teşekkürler.
-ben teşekkür ederim.
bir adres soracaktım acaba bu 56980986098 sokak 12ı091 numara nerde acaba?
-ee şey şu arkanızdaki 56980986098 sokak 12ı090 numara onun arkasında ki olması lazım,bakın pencereden gözüküyor.
teşekkürler.iyi günler.

Kurye apartman merdivenlerini inerken sıradaki mektupu ayarlar ve o da ne,kız cep telefonunu yazmış....
kurye apartman merdivenlerini inemez olduğu yere yığılır kalır taaa ki kapıcı gelipte kardeşim yabancı giremez yazısını görmüyor musun diyene kadar.
Sonra kalkılır 56980986098 sokak 12ı091 aranır aranır ama bulunamaz neden çünkü kızın tarif ettiği adres unutulur.Ortalık öyle yukardan gözüktüğü gibi net değilmiş her yer ağaç ve hiç bir kapıda numara yazmıyor.
Kurye hayata küser ve gider bulamadığı pidecide lahmacun yer ayran içer ve gazete okur....

Neşet Ertaş dinler misiniz?

O zaman buyurun.
Bir kaç şarkı sözü.
ZAHİDE'M

Kırşehir Çiçekdağı'ndan Aşık Arap Mustafa, Hacı Bürolar'dan Mehmet Ağa'nın kızı Zahide'yi sever.Arap Mustafa fakirdir,Zahide ise ağa kızıdır,güzeldir ve Mustafa'dan yaşı küçüktür birbirlerine denk görülmezler.Üstelik Zahide'yi isteyen çok zengin vardır. Zahide'yi Mustafa'ya vermezler ..Aşık Arap Mustafa askere gider. Zahide'yi başka biri ile evlendirirler. Durumu duyurmak istemezler ama o bi şekilde öğrenir. Dünyası yıkılır ve Zahide'm türküsünü yakar. Zahide 1965 yılında ölür .1966 yılında da Aşık Arap Mustafa ölür

.Not: --Sözler Aşık Arap Mustafa...--- Beste:Nuh Akgün...--- Derleyen: Neşet Ertaş ...---Kaynak: trt

Ziyaret'ten çıktım Cender'in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide'm gözü
Aslını sorarsan da asıl yerden
Hacı Bürolar'dan Memed'in gızı

Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktüm'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezerim
Bulamadım Zahide'den güzeli


Ayınan doğarda gününen aşar
Zahide'm görenin tebdili şaşar
İyinin gaderi kötüye düşer
Diken arasında galmış gül gibi


Çeşmenin başında yunak daşısın
Gökte dönen tek turnanın eşisin
Ceren avcın ben olayım Zahide'm
Elli kızın yüz gelinin başısın


Zahide gurbanım n'olacak halım
Gine bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Dediler bu hafta oluyor gelin


Kurban olam Alişen'e Hacı'ya
Çeşmenin başına gelen sucuya
Çıktım Büyüköz'e seyran eyledim
Düşemedin iyice bir gocaya


Zahide'm gurbanım dargünüm gamdan
El eder Zahide'm iğdeli bağdan
Kekiline çalmış o güzel yağdan
Derdin beni deleyledi sevdiğim


Kay'altında olur bağın iyisi
Bağda biter kirazınan gayısı
Birde dayısına söyleyim dedim
Yoğumuş ki Zahide'min dayısı


Gurbet ellerinde esirim esir
Zahide gurbanım hep bende gusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el gadar hasır


Zahide gurbanım sallama beşik
Beni genç yaşımda sen ettin aşık
Kadir mevlam senden bir yar isterim
Ak buğday benizli zülfü dolaşık


Ata binmiş dolaşıyor çölleri
Dere içinde görünmü köyleri
Hep birikmiş Zahide'nin soyları
Esen yelden kohun gelir Zahide'm


Arpalar yetdide girdik yolmuya
Gurban olam kolundaki burmuya
Karar verdik Zahide'yi almıya
Esen yelden kohun gelir Zahide'm


Aslımı sorarsan Çiçekdağlı'yım
Felek vurdu kollarımdan bağlıyım
Seni alamazsam bende ölüyüm
Esen yelden kohun gelir Zahide'm

Şu yalan Dünya'da sürmedim sefa
Anamdan doğalı çekerim cefa
Benide bir soran olursa deyin
Hacı Ahmetli'den Garip Mustafa
************************************

MESTAN'IN AĞITI

Kadim günlerden kalma bir ağıt. Avşar ağıtçı kadınların iskan sırasında yaktığı bu ağıt; İskanın zorluğunu ve kargaşasını anlatıyor.Bu ağıtı eski bir destandan okumuştum, paylaşmak adına koyuyorum.

Koçyiğitler koçyiğitler
Ağlasın selvi söğütler
Öldürmüşler Mestan'ımı
Kanını yalamış itler
Ben ağlarım yana yana
Düşmanda susamış kana
Uyan Mestan oğlum uyan
Duyanlarda geldi sana

Bilmem demiş bilmem demiş
Ben hayinlik bilmem demiş
Baalerinin de yerini
Düşmanlara demem demiş

Kele yazdı kele yazdı
Kadir mevlam böyle yazdı
Baaleri bunu duyunca
Sevincinden öle yazdı

Ölüyor yiğit ölüyor
Dünyaya ışık salıyor
Hele bakın Mestan'ıma
Ölüsü bile gülüyor


Kurşun yemiş uçmuş canı
Kalbur gibi her bir yanı
Mestanoğlu derler buna
Öcünü alacak senin

Kızılgedik yokuşunu
Koparma cennet gülünü
Mestan'ım oğluna verdim
Senin kanlı mendilini

Kurban olayım diline
Gelir salına salına
Bin oğlum daha olsaydı
Verirdim yurdun yoluna

Kızılgediğ'in ortası
Elimde de ağı tası
Suçsuz yere can veren de
Obamızın yahışığı

Muratpaşa Muratpaşa
Beddua ederim sana
Buna Mestanoğlu derler
Bunu koyar mı yanına

Gökten yıldızlar düşüyor
Yavrum toprakta üşüyor
Uyan da gör Mestan oğlum
Obamızda dövüşüyor.

20 Temmuz 2008

Kriptograf ve Kültür Portakalı


KRİ:Naber portakal nasıl gidiyor.
Por:İyidir babacan seni sormalı.Bu arada noktalama işaretlerine dikkat et soru işareti lazım oraya.
KRİ:Tamam baba bi kes ya adam gibi muhabbet ettirmiyorsun hemen nokta koy ünlem koy,bırak bu ayakları hiç parasempatik değil bu hareketlerin.
Por:Parasempatik mi?
KRİ:Sonunda anlamadığın bir şey söyleyebildim culture noooldu kaldın?(bak soru işareti)
Por:Gerçekten aynı bloga yazmamıza şaşırıyorum bazen.Seni buraya alanın ben burnunu ısırayım sinüslerini tahriş edeyim emi.
KRİ:Elemelere katıldım kazandım lan sanane,sadece sen misin bu dünyada blog yazarı?
Por:tamam kes kavga etmeye gelmedin buraya adam gibi 2 satır muhabbet edelim dedik.
KRİ:Benim derdimde kavga etmek değil.İbo show var izliyor musun sen?
Por:geçen hafta izledim Yasmin Levy vardı ya.
KRİ:Hatırladım o hafta bende bakmıştım biraz şu bestelemiş ya İbraamın şarkısını.İşte onu dinledim.
Por:Afferin isteyerek mi yaptın bunu yoksa rastgele mi denk geldi kanal.
KRİ:Yok abi senin şu hafif'te ki tanıtımdan duydum.
Por:Ey gülüm benim sen hafif'e de mi takılıyorsun.
KRİ:tabi abi ayıp ettin cevval yazmış orda bir iki hikaye onlar sayesinde tanıştım.Aslında daha önce Kaya söylemişti yine bir soru cevap seansında :)
Por:Kaya mı hangi Kaya?
KRİ:Cga var ya tanımıyor musun?
Por:Tamam hatırladım.Bende devamlı soru sorarım ona :)
KRİ:Geç şimdi Kaya'yı falan sen Ergenekon'a ne diyorsun?
Por:Ne alaka yav.O çocuk güzel bir insandı Ergenekon falan işi olmaz onun,sanmıyorum yani.
KRİ:Porti s.çtın yine muhabbete cıvıma a.q adam gibi soru soruyoruz.
Por:Ok Ergenekon ismini ilk defa ilk okulda destanları ezberlerken duydum sonrada bir daha telaffuz etmedim.Taaa ki Bozyaka'ya taşınana kadar burda Ergenekon beyaz eşya,turizm,taşımacılık,kuyumculuk,plastik,inşaat,market sanayi ve ticaret Ltd. ŞTİ var.
KRİ:Oh anasının nikahı bu adamlar napmış ya bir şirket bunları nasıl yapar aynı anda? Hemde ltd.Bari farklı şirketler açsaymı.Ticaret odası bir şey demiyor mu bu heyuvanlara?
Por:Ben bilmem ben tabelayı aynen geçirdim buraya hepsi tek dükkanda işletiliyor bu şirketlerin tek adam adına.
KRİ:Tamam abi boşver sen Ergenekon'u anladık demeç vermekten kaçınıyorsun.
Por:Sor başka varsa.Dur ben sana sorayım lan bu 6600 lara nasıl format atılıyor sen biliyor musun?
KRİ:Yok abi bilmem ben telefon formatlamayı.
Por:Mq bi işe yarasan dişimi kıracam.Üfürüyon ama hikayesin a.q
KRİ:Ayıp olmuyor mu abi?
Por:Ayıp yatakta olur koçum.(Burada blogça koparlar,onlar arasında bir anısı vardır bu lafın)
KRİ:Tamam her neyse bak ne diyeceğim abi bu Lost için ne diyorsun sen?
Por:Kripto biliyorsun biz daha 1. sezonu yeni bitirdik.Daha bi skim anlayamadık diziden millet bizden 4 yıl önde.
KRİ:Valla doğru diyorsun abi dizi reklam veriyor,oceanic bilmemkaçtan düşsen sen ne yaparsın yok oceanik düşse sen ne yaparsın ya da içinde bulunduğun oceanik bilmemkaç düşse sen ne yapardın yaz gönder lost seni anlatsın.
Mal mı bu kanal yoksa kafa mı buluyor.Kesse ya oraları ne hikayesi a.q zaten deam etmiş bundan sonra,yazdılar mı artık bilmem ama hikaye.
Por:Bak bende aynı yere takıldım.Lan göndersek şöle fiyakalı bir senaryo acaba yeniden çekerler mi?Çekerler aslında senarist ve yapımcılarının manyak olduğunu duymuştum.Ama öyle böyle bir senaryo olmamalı eskisi kadar yankı uyandırmalı.
KRİ:Kes hemen kendi görüşünü bildir.Kanımca zannımca gibi kelimeleri koymayı unutma kulağına nitrogliserin doldurur vücut sıcaklığını arttırırım senin.
Por:Kripto bunlar çok yaratıcı tehtidler bence bunları bir kenara yaz böyle blog köşelerinde millete malzeme yapma.
KRİ:Ya bırak,kaynak mevzusuna zaten kılım al lan kullan kullanabildiğin kadar,kaynak vereni yığarım abi.Yazdıklarım bir yerde yayınlanacaksa yayınlansın kaynak göstermemek şartıyla başıma bela istemiyorum abi şimdi.
Por:La harbiden manyaksın sen.
KRİ:Ben ciddiyim abi uğraşmasın millet kaynak falan her şey ortak mal olsun,herşey herkesin malı olsun.Ama içine etmesinler yani ihtiyaç dahilinde kullanılsın ürünler veya her ne haltsa ortada olan.
Por:Çok ütopik...
KRİ:S.... ...... ... .. ........ ...(.)
Por:Ağar oldu lan bu millet anlamaz bence.
KRİ:Anlayana yazmadım zaten anlayan olursa terkeder burayı :) bak bak kapı sesi geliyor.
(Texas barlarında ki kapılardan bulunmaktadır açılıp kapanınca aynı sesi vermektedir.Gıyk gıykl gıyjikh tarz şeyler.)
Por:Neyse Kripto ben sıkıldım baydın beni ben kaçar gidip şu programı yükleyeceğim.Bakalım anlattığı kadar var mıymış keratanın.Mac nerde bizim sen evden götürdün mü onu?
KRİ:Yok abi kanepenin altında duruyor.
Por:Tamam hadi eyvallah.
KRİ:görüşürüz...
Por:Kesinlikle görüşeceğiz nihuhahaha
KRİ:^o)

Neşet Ertaş dinler misiniz?

Bugün daha önce indirdiğim ama dinlemeye fırsat bulamadığım müzikleri dinledim 1 günlük index olmuş dinlememim imkansız olduğunun farkına vardım ama bir yerden başlamak lazım dedim.
İlk eser Neşet Ertaş'tan "neredesin sen" türküsü idi.Çok güzel ya kadife ses bu olsa gerek.
Yakında bir biyografinisi bulabileceksiniz Neşet Ertaş'ın.
İyi pazarlar.

Her telden dinleyen adam yazdı...

Arsenik ve Bor'un suda işi ne? Maden suyu mu bu lan?

Sağlık Bakanlığı, şebeke suyunda ‘arsenik’ bulunduğu için İzmir’deki su faturalarına ‘içilmez’ uyarısı konulmasını istedi. Büyükşehir Belediyesi’ne gönderilen ihtar yazısında, kente verilen suyun kanser riski taşıdığına dikkat çekildi.

Musluktan akan suyun içilmemesi ve yemek yapımında kullanılmaması gerektiğinin altı çizildi. Belediyeyi 3 yıldan beri uyardıklarını belirten bakanlık, aradan geçen süre içinde herhangi bir düzelme yaşanmadığını kaydetti. Halkın sık kullandığı otobüs durakları ile sosyal ve kültürel alanlara ’suyun içilemeyeceği’ yönünde afişler asılacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da geçtiğimiz günlerde şebeke suyunun içilemez olduğunu kabul etmişti. İzmir’de acilen arıtma tesisleri kurulması gerekiyor.

Sağlık Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne üçüncü kez ‘arsenikli su’ uyarısı yaptı. Bakanlığın uyarıları arasında belediyenin su faturalarına ‘şebeke suyu içilmez’ ibaresi konması da yer alıyor. Müsteşar Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu imzasıyla hazırlanan ihtar yazısında, İzmir suyunun halk sağlığı açısından kanser riski taşıdığına dikkat çekildi. Uyarıda, suyun içilebilir değerlere kavuşturulması için belediyeye verilen 3 yıllık sürede herhangi bir düzelme yaşanmadığına vurgu yapıldı. Belediyeye acilen alternatif su kaynakları temin etme çağrısında bulunan bakanlık, mevcut suyun bir an önce arıtılarak arsenik miktarının düşürülmesini istedi. Bu süre zarfında evlerdeki musluklardan su içilmemesi uyarısında bulunan bakanlık, belediyeden su faturalarına ‘Şebeke suyu, içme ve yemek hazırlama amacıyla kullanılmamalıdır.’ yazmasını istedi. İzmirlilerin sıkça kullandığı otobüs durakları gibi alanlara suyun içilemezliği yönünde afişler asılması talimatı verildi. Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, suyun içilemez olduğunu belirtmişti.

Sağlık Bakanlığı, bor ve arsenik miktarı insan sağlığını tehdit eder boyutlarda olan İzmir suyu hakkında yeni bir rapor daha hazırladı. Suyun tüketime sunulduğu 50 noktadan numune alınarak yapılan analizler, İzmir suyunun içme ve yemek yapmada kullanılamayacağını ortaya koydu. Sudaki arsenik ve borun kanser yaptığına dikkat çeken bakanlık, belediyenin suyu arıtmak için istediği ikinci üç yıllık sürenin uygun olmadığı kararına vardı. Belediyeye sağlıksız suyun kullanımının sınırlandırılması görevi yüklendi.

Bakanlık, bu çerçevede yerel yönetimin 9 tedbir almasını istedi. Su faturalarına ‘Şebeke suyu, içme ve yemek hazırlama amacıyla kullanılmamalıdır’ uyarısının yazılması şartı getirildi. Faturalardaki yazıların dikkat çekici ve rahat okunabilir olmasını isteyen bakanlık, Konak Meydanı gibi kalabalık yerlere suyun içilemez olduğuna yönelik bilgiler asılması talimatı verdi. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi acilen suyu içilebilir hale getirecek arıtma tesisleri kuracak. İnsan sağlığını tehdit eden su hakkında İl Sağlık Müdürlüğü’ne de görevler yüklendi. Haftada bir sudan numuneler alınıp değerler hakkında vatandaş bilgilendirilecek.

Arsenik düzeyinin yüksek olduğu yerler:

Çiğli, Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir, Egekent-2, Bayraklı, Bornova.

Bor düzeyinin yüksek olduğu yerler:

Güzelbahçe, Menderes, Narlıdere, şehir merkezi.

Suya bakan ve iç çeken adam anlattı

18 Temmuz 2008

Yeni Nesil Slogan!

Gün itibari ile yazacağım dediklerimi yazıyorum.Bir kaç gündür bu konuyu ele almayı düşünüyorum ama bloga yazmaya gelince aklıma gelmiyordu bir türlü konu sonra başka bir haber görüyordum ve basıyordum yaygarayı dünkü türk telekom yaygarası gibi :)

Yaygara ne demektir.Başına yay veya gar ekleyince değişen başka sözcük var mıdır.Gara gar (tren garı,otobis garı) isminin yönelme durum eki almış hali.

Tabiki günlerdir düşündüğüm bu saçma şey değil.
Bir banka,şu yeni el değiştirenlerden.Aklınıza gelmedi mi? Hani askeriyeye yakın olan.Ha tamam işte o Oyak bank. Evet artık ticari bir ismi olmasa da askeriyenin yıllardır emekçisidir kendisi.Şubelerinde çalışan güvenlik görevlisi bile asker çocuğudur veya yakınıdır bu bankaların.
Şimdi kendisi el değiştirdi. İNG yani İngiliz'lerin meşhur şimdiki zaman eki.Adamlar tutmuş eki banka yapmışlar.Yuh denmez de ne denir :)

Bak konuya giremedim can çekiştiriyorum hala.Girdim efendim girdim,bu bankanın bir sloganı var durakları zaptetmiş.
"Sizden güç almaya,gücünüze güç katmaya geldik".Ihlamurumu alayım geleyim sonra dalga geçeceğim bu sloganla...(15 dk sonra yazmaya devam ediyorum) Geldim.
Evet efendim şimdi gelelim sloganı mimlemeye.Güç dediğimiz şey insan vücudunda yapabilite kabiliyet ölçütüdür kimi zaman.Kimi zamansa üreteçlerin seri veya paralel bağlanması durumlarında oluşan uzun süreli ama az parlaklıkta veya kısa süreli çok parlaklıkta yanması gibi etki yapabilir.Yani şöyle ki gücünüzü az kullanarak bir taşı 5 dakika kaldırabiliyorsanız mesela 2 elinizi kullanıyorsunuz.Birde tek elinizi kullanarak bunu deneyin işte o zaman daha az sürede kaldırırsınız ve daha çok acı çekersiniz kaslarınız daha çok zedelenir.
İşte güç böyle bir şey iken bu şimdiki zaman eki nasıl olurda benden güç alarak gücümü arttırır.Hem bizden güç alacak hemde gücüme güç katacak.Lan pazarlamacı direk bu adam.Normal fiyatı 2000 ytl olan ürüne 1000 ytl zam koyduktan sonra kampanya başlatıyorlar.....evlenipte gelene 500 ytl indirim..... yok anasının gözü.Demek istediğim tam olarak buydu işte.Önce al sonra yarısını geri ver ama karşıdaki kar ettim sansın.Küçük çocuklara 5 6 tane demir para verip ellerinden sayıca az olan 1 tane kağıt parayı almak gibi.
Benden güç müç alamazsın şimdiki zaman.Katmam senin gücüne güç falan.


Bankalara Bakan Adam'ı dinlediniz...

17 Temmuz 2008

Google Anektodları!


Arama motorunu ne amaçla kullandığınızı az çok anlıyorum insanoğlu.

Son 5 günde arama motorlarına Rosalinda yazıp blogu bulan tam 80 kişi var her geçen saat artıyor.Ne bu ya baktım google ın ilk 5 sayfasına Rosalinda aramasında.Yokum ne kardeşim siz 6. sayfaya kadar mı tarıyorsunuz istediğinizi.Ben şahsen ilk 2 de bulamadım ki gerisine bakmam.Ki zaten sizde bakmayın ben Rosalinda anlatmadum ufak bir mizah öyküsü yazdım kahramanlardan birinin adı Rosalinda idi.Ne şimdi sizin aradığınız Rosalinda benim öykümde ki karşı komşu Rosalinda abla olmamalı olmasın yani.

Ayrıca yine bir diğer mizah yazımda espri olsun diye kelime yanlış yazımlarına vurgu yapmak için başlığımı belkide en yanlış yazılabilecek şekilde yazdım.Üssüzler yazdım üstsüzler yazmam gereken yerde.
Gidin siz bunu google a yazın sonra gelin burayı bulun yuuh artık yani başka ne denir.Hemde bu cahilite de insanların sayısı Rosalinda fannınıda aşmış durumda.


Akıllı okuyucu aranıyor.Müracaat tdk veya vikipedi
Öğrenin de gelin anacım.
Olacak o kadarı özleyenlerdenseniz Tıklayııııııııııın
Yutubunuz yoksa izlemeyin.
Sizede bunu verelim.Tıklayıııııııııııııııın

Yuh Diyesim Var!?!

Ben sustum Recep konuştu bugün benim yerime adeta.Her ttnet adını duyduğum yerde içimde volkanlar patladı.Küfürler saydım durdum.
Yahu ne mantık var adamlarda anlamam neden hep yeni gelene adapte oluyorlar
---tekeller ya ona güveniyorlar
-*-Bi s.ktir git ya sokarım tekeline ne bu kardeşim yeni üye yapmak için indirimin dibine vur,eski kullanıcıya gelince taahhütname ile anca %6.Ne yapayım lan ben %6 indirimi.Böyle olunca hattını kapatıp komşuyla anlaşan adamlar artıyor haliyle.Bende taşınana kadar aynı sistemden yolumu buluyordum ama tabiki taşınınca komşularla tanışmak için daha erken.Adını bilmediğim adama gel ttnet i kandıralım denemez bana yakışmaz.Dursun bakalım 1 ay.
---Kripto boş boş konuşup durma lan adamlar vurmuş sana vuracağı kadar şimdi yeni gelene yatırım yapıyor sen dön geldiğin yere g.tüne baka baka.
-*- doğru söylüyorsun varya şeytan diyor bak gazete ilanlarına nerede çoban aranıyor git oraya yerleş güd koyunu ineği.
---oy oy oy o kadar da demedik.Alternatifleri kullan mesela?Turbointernet varmış İzmir'de servisi varmış hatta sizin oraya da hizmet sağlıyorlarmış?Bir dene istersen.
-*- ya bırak allah aşkına ben fiyattan yakınıyorum onlar kurumsal çalışıyorlar genelde ebesinin nikahı kadar hız veriyor bi o kadar da alıyor zaten onlar ev kullancısına inebilse kesin ttnet batar.Ama dur bakalım ulaştırma bakanı internet yatırımının önünü açıyoruz gibi bir şeyler döktürmüş.Kupon keserken okudum.
---Neyse kripto ben kaçtım sana iyi geceler.Fazla uzatma b.kunu çıkartma sinirini içine sakla.
-*-Haklısın lan ama dayanamıyorum olum.Ya bu koyunu güdecem ya bu diyardan gidecem başka yolu yok sanırım.
---Neyse sağol konuştuğun için lan hoşçakal.


hem çerez parasına internet ver hem bağ. ücreti alma hem modem ver,gerçi bunada karşıyım adma 2 yıllık taahhütname imzalatmak ne demek lan.Nerede var böyle bir şey ev kira kontratları bile yıllık yapılıyor.Telekom bi silkelen bi kendine gel bu ne b.ktan hizmet ya.

İyi geceler...
Bu ay kotasını daha 17 günde 2 ye katladığı için sinirlenecek yer bulamayan ama bloga da bunu yazmasını bilen adam yazdı...

16 Temmuz 2008

Bu akşam oturup ailecek su içeceğiz!

Malumunuz yaz aylarında ki en büyük sorunlarımızdan biri su falan die başlayacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Suyumuz çok kirli lan İzmir suyu resmen lağım kokuyor 1 bardak içmeniz isal olmanıza neden olabiliyor.
Günde yaklaşık 11 bardak içtiğimizi düşünürsek ki ben içerim (yemek yanındakiler hariç) boku yediğimizin göstergesidir.Gece kalkıyorum su içiyorum bir daha karın ağrısından uyuyamıyorum yaklaşık 2 saat sonra karın ağrısı geciyor tahliye ediyorum muhtemel gazı.

Gündüz de aynı tempo devam ediyor içiyorum 2 saat karın ağrısı bu sırada tabi bir veya 2 bardak daha su içmiş oluyorum,yine tahliye.Ben böyle devam ederken bir ara karın ağrım kesildi ve su içmedim.Lan ne güzelmiş karın ağrısı olmadan yaşamak dedim kendi kendime sonra gerekli yerlere telefon ederek "Salihli Frida" sudan aldım.Reklam yapmamı söyledi kapıya getiren arkadaş daha yenilermiş :)
Efendım doldurudm boş sürahilere şişelerin üstünü tamamladım çözünmüş arsenik derişimi çözücüyü arttırdığım zaman azalacak ya
---sanki aynı arseniği mideye indirmeyeceğim seni salak
-----bilip bilmeden konuşma geri zekalı böylece daha az miktarda arsenik içeceksin bir anda.
--- asıl sensin geri zekalı sanki arsenik vücuda gereklide miktarı kaldı.tam bir malsın portakal.
-----bak burda insanların içinde tartışmayalım sana bu damacanayı yediririm...

işte her neyse biyoloji ve kimya tekrarı yaptıktan sonra da oturdum suları bir güzel içtim.
Hatta her akşam ıhlamur sefamızıın yerini bu akşam su sefası aldı.Banyo yapmıyoruz su içiyoruz efendim evet oturduk sürahiye kattık suyu bardak bardak ağızımızı şaplata şaplata su içip muhabbet ediyoruz.

"Deneyim"(-deneyin derim- kelimesinin kriptograf tarafından kısaltılmışı)

Yazan:Su İçen Adam.

15 Temmuz 2008

Elvis Presley


Dünya müziğinde belki de en çok akıllarda kalanını tanıtıyoruz Elvis Presley.


Elvis Aaron Presley 8 Ocak 1935 Tupelo,
Missisipide dünyaya geldi. Babası kamyon şöförlüğü yapan Elvis ikiz kardeşini doğumdan önce kaybetti. Babası ileriki yıllarda ufak bir borç yüzünden hapse girdi.

Doğduktan 9 yıl sonra ilk gitarını aldı. Daha 10 yaşında iken ilk performansını sergiledi ve 2. lik ödülüne layık görüldü. Bir fuar ve süt ürünleri tanıtım organizasyonu olduğu için bu 2. lik tanıtımdan bile sayılmazdı.

Elvis artık büyümüş ailesiyle birlikte Memphis'e taşınmış ve yeni bir okula başlamıştı. Okuldaki öğrenciler Elvis'in müziğine hiç şans vermiyorlardı. O gitarıyla söyleyeceği şarkıların bir geleceği olmadığını düşünüp üstüne Elvis'e züppe müziği yapan işe yaramaz adamın teki derlerdi.

Elvis yavaş yavaş kendi tarzını oluşturuyordu favoriler uzamaya başlamış, parlayan ve bir o kadar da dikkat çekici kıyafetler giyiyordu. Hala utangaçlığı üzerindeydi ve ailesinden hala 1 gün bile ayrı kalmamıştı. Okul bitince baba mesleği olan kamyonculuğa başladı. Favorileri burada normal karşılanıyor hatta diğer kamyonculara uyum bile sağlıyordu.

Elvis dini bütün bir insandı. Müziği kilise müziğinden hafif hafif esintiler almıştı.
"I Forgot the Remember to Forget" adlı şarkısı onu dünyaya tanıtan parça oldu.


Elvis kendi parçalarıyla müzik listelerini yavaş yavaş tırmanıyordu. Önce 8 ardından 11 haftalık bir istikrar sağlayan parçaları Elvis'in ününe ün katmış onun bütün dünyada duyulmasını sağlamıştı.

Sinema geçmişine de sahip olan Elvis tam 31 filmde rol aldı. Şuradan daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.
İMDB içeriği için ise buraya tıklamanız yeterli olacak.

Elvis hakkında hala hatırlarda kalan Jhon Lennon'un o güzel sözü "Elvis'ten önce hiç bir şey ama hiç bir şey yoktu"


Bu dünya eğer Elvis'in ikizi doğsaydı daha hoş bir yer olur muydu bilinmez ama hayatta kalan Elvis gerçekten çok iyi bir Elvis'ti.

İşte Elvis ile ilgili ilginç anektodlar:
Ülkesinde kendi adına posta pulu çıkartılmıştır.



Beyaz sarayda kıyafet insiyatifini kullanan nadir insanlardan biridir. Pantolonu ve ceketi ile tarzından ödün vermeden dönemin başkanı Richard Nixon ile görüşmüştür.
Elvis vefatından önce çok yeme hastalığı ile boğuşuyordu.

Rock'n Roll müziğinin kralı 1977 yılında son konserini verdiği sene vefat etmişti. Artık onu Pretty Women,Love Me Tender ve daha yüzlerce eseri ile hatırlıyoruz.

Kaptanın Günlüğü-1

Bugün hazırlıklarımızı tamamladık,Galapagos adalarına gelmiş geçmiş en kapsamlı geziyi düzenliyoruz. Ekibimiz tam 54 kişi 3 dalında uzman bilim adamı,2 sağlık uzmanı,kaptan,gemi tayfası ve diğer asistanlar.Asistanların neredeyse yarısından fazlası Fransız ben tek Türk'üm aralarında. İngilizce konuşuyoruz başka dil kimse konuşmuyor,kaptan Fin asıllı olmasına rağmen şakır şakır İngilizce konuşmakta. Buna gerçekten şaşırdım günlük.
Genelde onları denizci sinbad öykülerinden,karayip korsanlarından anımsardım.Kaptan deyince aklıma mutlaka sakalı olan ve kafasından şapkayı eksik etmeyen puro içen, balık yağına bayılan adamlar düşünürdüm. Yanılmışım günlük bizim kaptan vejeteryan ne balık yiyor ne de yağını içiyor. Güvertede elinde bir salatalıkla görebilirsin onu günün her saati.
Bir o kadar da sağlıklı ayrıca,ben tabir yerindeyse öküz gibi yememe rağmen onun kadar sağlıklı değilim 2 dakika bir kumanya kasasını tuttum kollarım 2 gün ağrıdı.

Hazırlıklar bitmiş kaptan dışarıda kalan son gemi mürettebatına sesleniyordu. İngilizce konuşmadı burda anlamadım. Yola çıktık gemimiz yelkenliye benzeyen bir transatlantik gibi günlük. Hayatımda ilk defa bu kadar büyük bir deniz taşıtına biniyorum. Herkes güverteden aşağıya sarkıp önünden geçen balıkların yüzgeç şekillerini not alıyor bense burda sana yazı yazıyorum.
Senin ben taaaa günlük. Bu gidişle bu,gittiğim son bilim gezisi olacak. Gideceğimiz yerde göreceklerimiz hakkında herkes birşeyler söylüyor. Çoğuna inanmıyorum çünkü kaptan dışında kimse buraya daha önce gitmemiş. Kaptan "gözü kapalı bir şekilde adayı gezdiririm size" diyor ama yanımızda 1 rehber var,sanırım bu işi ona bırakmaz ha sence?

Her neyse günlük prof dik dik bakmaya başladı bana bende en iyisi denize bakayım bir şey göreceğimden değil şu prof çok kötü bakmaya başladı. Yolumuz 12 gün sürecekmiş eğer deniz kötü olursa bu süre 2 3 kat bile artabilirmiş.
Kaptan bu açıklamaları yaparken ben g.tümü kaptana dönmüş bir şekilde denizde bizimle yarışan balinaya bakıyordum. Daha önce görmediğim bu yaratık gerçekten ilginç bir balina türüydü.
Aniden sırtımda bir acı hissettim Fransız arkadaşım sırtıma vurmuştu kaptanı dinlememi işaret etti.
Kaptan konuşmaya yine o anlamadığım dilde başladı İngilizce bitirdi. Durumum vahim anayacağım günlük bu geziden pek bir şey anlamayan adamların başını çekeceğim kesin.

Biri daha var o da çok ilgisiz hep kamarasında oturuyor laptopuyla bir şeyler yapıyor devamlı. Onunla muhabbet kurup sana bu mobile dan yazmayı bırakacağım, herhalde günde bir kaç yazı yazmama izin verir değil mi?Biraz sert bir mizacı var döver mi beni sence ondan laptopunu istediğim için? Neyse ben kamarasına gidip isteyeceğim,artık şansımıza günlük,laptopu verirse sana daha rahat yazarım vermez de dayak yersem pek rahat yazamam diye düşünüyorum.
*****Bu yıldızları gördüğünüz zaman anlayınki bolca zaman geçmiş. Takriben 12 gün,yıldız sayısı ile oranlandırmayın gün sayısını zaten anlaşılır kaç gün geçtiği.***

Hey günlük sana 12 gündür yazamıyorum farkındayım ama yazmaya değer hiç bir şey olmadı sonunda bu gün adaya vardık gece vardığımız için geceyi gemide geçirdik. Sabah kalkıp çadır kuracağız.
****(analdınız siz onu)***
Sabah oldu günlük çadır kurduk içine giremeden ilk turumuz için hazırlık yapmaya başladık. Not defterleri içinde son teknoloji ile donatılmış elektronik labaratuvarlar olan bir techbox.(teknoloji çantası manasına gelen zamazingo)

Çantada labaratuvar günlük bende şaşırdım yok artık dedim yüzlerce kez. Çantayı 3 kişi taşıyor 2 si Fransız biri Yunan iri yarı adamlar muhtemelen o yüzden onlara verilmiş çanta. Aldığım duyumlara göre 65 kg mış çanta ....bencede oha günlük.
********Yıldız lan işte*******
Yürüdük yürüdük baktık burada hiç bir b.k yok herkes umudunu kesmişti bu adadan,ama bizim angut profesör bizide gaza getirmişti "lan gelin bu adada çok farklı bir buluş yapacaz yeni hayvan türleri zart zurt" içimden o zamanda ya bi git allasen demiştim ama gaza da gelmiştim hani.
Hala yürüyoruz günlük rehber kendinden emindi 5 dk önceye kadar az önce hızlı hızlı yürürken birden yavaşladı ve durup geldiği yola endişeli endişeli baktı kafasını sağa yatırdı sanki bir şey hatırlamak istercesine baktı yola....evet günlük rehber yolu unuttu.
Kimseye söylemedi bunu ve emin tavırlarla yola devam etti. Durumda bir b.kluk olduğunu anlayan şu devamlı kamarasında kalan laptoplu arkadaş yanıma geldi ve sordu "kaybolmuş olamayız değil mi?" sen cevap vermek ister misin günlük yoksa ben mi yıkayım arkadaşın hayallerini. Daha önce bu arakaşla laptop yüzünden pek fazla samimi olduk. Bak hala gözüm acıyor neden o bataryayı kafama fırlattığını hala anlamış değilim.
Evet arkadaşa da şüphelerimi anlattım ve kaybolduğumuza ikna ettim ama o benim kadar olgun karşılayamadı durumu ve kopardı yaygarayı koştu profun yanına feryat figan bağırıyor resmen s.kt. kulak bırakmadı günlük. İri yarı ama çok tırsak bir herifmiş. Gördüğümüz 2-3 papağan vardı onlarıda kaçırdı geri zekalı.

******Kaybolduğumuzun herkes tarafından anlaşıldığını gösteren yıldız kümesi******

Evet günlük yanılmadık kaybolmuşuz. Rehber ağlamaklı ve geldiği yollara bakıyor ama ayak izleri o kadar çok ki bulamıyor yolu 3-4 tur yaklaşık 10 metre yarı çapında bir çember çizerek dolandık. Bir karakayaya oturduk. Biraz zaman geçti.
Bir şey bip dedi günlük herkes nereden geldiğini sordu birbirine .-.*-*-*-. bende merak ettim şimdi bak(.-*-*-*-.* arıyoruz sesin kaynağını .-*-*.bip.*-*- bak işte tekrar geldi o ses.
Sen biliyor musun ne bipliyooouoruor böyle günlük.Bu arada ne bu o'lar u'lar neyin var senin..-*-*bip bip biiiiiiiiiyp.*-*.-* Battery Empty...

Lütfen Tutunuz


Süpermarketlerin kapılarında kırmızı bant üzerine beyaz harflerle yazılmış İtiniz,Çekiniz,Push pls gibi şeyler yazıyor.Çoğu insan bunları okusa bile anlam vermeden zaten kapıyı her zaman ilk yaptığı şey olan itmeyi deneyecektir.
Bakınız ev kapısı odaların kapıları hep içeri doğru açılır.Yani eğer içinde bulunduğunuz meandan daha geniş bir mekana giriyorsanız kapı içeri doğru açılır.Mühendislik olarak ideali budur ama şuan uyan çok azdır.

Dediğim gibi süpermarketlerin kapılarında yazar itiniz ya da kakınız gibi ufak çocuklara yönelik olduğunu varsaysak onlar çarpmadan bir kapının varlığından haberdar olmuyorlar bu yüzden onları da geçtik.
Düşündüm düşündüm ve bu yazıların kime yazıldığını buldum bu yazılar "allah tuttuğunu atın etsin" lafını 40 kere duyan insanlara ithafen yazılmıştır.Adam ballıdır maxi Tansaş'ın kapısını tutar kocaman kapı oluverir altın ama bedeviysen (hani şu çölde kutup ayısı bulanlar) gider mini Tansaş'ta bir acil çıkış kapısı tutarsın bir mandal altın olur onuda acil çıkış kapısından çıkmana neden olayın sende yarattığı heyecandan ötürü merdiven boşluğuna düşürürsün ondan da olursun :)

Bende arkadaşın 2 haftadır bulamadığı driver ı şans eseri google dan çok tutarlı bir arama yaparak buldum.Çocuk driveri kurdu ve ses gelmeye başlayınca hoparlörlerinden allah tuttuğunu altın etsin dedi bende o an elime batmış tikeni çıkartmak için uğraşıyordum bir toplu ine ile.E dedim hay şansıma sçyım.Bende bedeviyim muhtemelen.Ayağımdaki tiken çıktı ve çok rahatladım iğne yerine bir buzdolabı tutupta altın olsaydı da o iğne orda kalsaydı? yoksa böyle daha mı iyi?

Gidin kararı kendiniz verin ben verdim kendi kararımı...

Sektör Sektör Sürtücem Bundan Sonra

Yarın yeni bir iş denemesi yapıyorum.Kurye oluyorum galiba.Babama hem yardım olacak hemde bende para kazanacağım.Öyle umut ediyorum yani babamın vaatleri bu yönde :)
Sabah 9 gibi işe başlayıp akşam ne zaman biterse o zaman bitireceğim.Hadi bakalım zengin olursam size tekrar yazarım :)

Bu arada kupon biriktirerek dershanye gitmeyi düşünüyorum.Sizce kazanır mıyım :)
2009 öss de İzmir 1. si dershaneye kuponla gitmiş diye gazetelerde manşet olursam hiç şaşırmayın hatta bu yazımı gazetelere verebilrsiniz yüksek ücret karşılığında.

Hadi dağıtım bitti.

14 Temmuz 2008

Sabah Sabah Seda Bayan

Uyuyamaz oldum.Sabahları en geç saat 8:30 da uyanıyorum yatakta debelenerek geçirdiğim 3 4 saat sayılmaz tabili.Uyanmamdan bahsediyorum gözlerimi o saatte açıyorum bilinç yerine geliyor sonra her pozisyonu deniyorum tekrar uykuya dalabilmek için dalamayınca da işte buraya yazıyorum dalamadığımı.

Dalacam ama haaaaaaa.Uyumalıyım bence işiniz yoksa sizde uyuyun ya da uyuyormuş ayağına yatın yatağa.

Uyuyamayan adam.

Bu gün günün gözü müz falan biraz geç gelecek takriben 5 saat sonra...

13 Temmuz 2008

Öss Bahane İşsizlik Şahane


Öss kazanmadan da iş bulabilirsiniz diyen kariyer.net birde öğrencilerin öss yi neden kazanamadıklarını itiraf etmeleri için blog açmış buyrun buradan.Sizde kazanma nedeninizi veya kazanamama nedeninizi yazabilirsiniz.
Gayet yaratıcı öss kazanamayan arkadaşlar mevcut sitede ben beğendim.

www.ossbahane.com

Kızlık Zarında Sağlık Bakanlığı Mühürü!

Iyi yetismis, saygin bir ailenin oglu evlenmeye
karar verir. Ailesi helal süt emmis temiz bir kiz aramaktadir.
Günün birinde bir kizla tanisir
ve evlenmeye karar verir,
yalniz bir sartla. Bekaret kontrolü yapilacaktir.
Kizda hızına yetişmek mümkün değil.Birlikte olmadığı adam yok.
Ne yapacagim diye düsünürken durumu
bir kiz arkadasina anlatir. Arkadasi ona:
korkacak ne var. Git bir kasaba herhangi bir etin
zarindan bir parça iste, getir onu bizim tanidik bir doktor var,
kizlik zarinin yerine diktiririz" der.
Kiz arkadasinin dedigini aynen yapar ve
zari doktora diktirirler.
Bir sure sonra erkegin ailesi ile birlikte
bekaret kontrolü için doktora giderler.
Doktor kizi yataga yatirir. Baslar
muayene etmeye, bir süre sonra:
"Allah! Allah" diyerek geri çekilir. Tekrar bakar,
tekrar saskin bir halde geri çekilir ve baslar ansiklopedileri
karistirmaya. Erkegin annesi: "hayrola doktor bey, bir sorun
mu var, yoksa kiz bakire degil mi?"
Doktor bir süre düsündükten sonra:
"Kiz bakire olmasina bakire de benim anlamadigim
saglik bakanligi mührünün zarda ne isi var?"

Kaynak:iletilegelen mailler.

Günün Özü,Sözü,Götü ve Gözü

13 Temmuz 2090
Öz
Bu gün ölümsüzlüğü bulduğumuzun 15. yıl dönümü.Suyu içen baki kalıyor dünyanın her yerinden ışınlanarak gelen milyonlarca insan sudan bir yudum içmek için adeta birbirlerini öldürüyorlar.Eskiden hatırladığım kadarıyla hac ibadeti zamanı bu zamanlar ama mekke ve medine şu aralar terkedilmiş durumda ve ortalama sıcaklıkları 65F(Fahrenayt) Bütün dünya Amerika'nın yönetimi altına girdi Centigrade yok artık.
Japonya 11 şiddetinde bir depremle yerle bir oldu dün o felakette ölen insanlar için anma töreni yapıldı Prizioni'de.Prizioni Rus ve Alman devlet adamlarının birlikte inşa ettikleri bir şehir.Bermuda şeytan üçgeninin üstüne inşa edilmiş.Oksijeni fotosentez yapan metallerden sağlıyorlar.Ben mi ben şu ölümsüzlük suyunu bulan ekipte proje koordine müdürüyüm.İçtik bakalım ne b.k varsa baki olduk.

Söz:Vermeyince mabut,Neylesin mahmut.

Göz:

Göt:Yok öyle edepsiz şeyler insanlar artık sex yapmıyorlar kendi kendilerine hamile kadın robotlar üretildi.Yemek yemedikleri için götleride yok.Sıvı fazlalıklarını boyunlarının arkasındaki bir borudan alıyoruz.Günde 3 kez su çekiliyor bünyelerinden aksi taktirde fotosentez yapan metal aksamları fazla su aldıkları için şişerek patlıyorlar.

Gelecekten Bakan Adam...

12 Temmuz 2008

Garson Of Tı Yır

Dün yine garsondum.
Bu sefer geçenkinden daha hafif bir işin çıktım sahalara.Bir sünnet düğünüydü,kokteyl tarzı bol dekolteli bir organizasyondu.Bi kaç telefon numarası aldım ama iş çıkmaz gibi geliyor. :)
Hiç bahşiş alamadım çünkü küllük topluyorudm yaklaşık 150 masadan :)

İlk bir saat adam gibi işimi yaptım son 3 saat yattım diyebilirim son 1 saat ise sadece 5 masanın kullugunu dondum durdum.Bir kiraz çekirdeği bile olsa küllüğü boşaltır oldum.Bunun tek sebebi vardı masada çok güzel hanımlar ve bir o kadar da muhabbeti koyu arkadaşlar vardı.
Sigaranın kapalı mekanlarda yasaklanması üzerine konuştuk.6 aylık alışma sürecinde olduğumuzu söylediğimde hepsi dumur oldu aslında kendi başıma iş açtım ha o zaman yakalım ya sigara dediler.Bana bile uzattılar ama sağolun ben kullanmıyorum ve kullanmamanız taraftarıyım.
Ama bu tavsiyem "alışma sürecindeyiz" demem kadar etkili olmadı.Bol bol küllük boşalttım.

Bir ara öyle sahneyi seyrediyordum hayale daldım lan adamın biri bana burda karıya ne bakıyon lan diye dalsa bende bakmadım ya ne bakacam sebebiyle adama tazminat davası açsam kazanırmıydım.
Diğer garson arkadaşlara sordum lan gördüm ben bakmıyordu dermisiniz diye ama o kerkenezler gürültüden "karıya bak karıya" anlamışlar benim baktığım yere bütün gece baktılar.

Efendim gece burnumdan da kan geldi e yorgunluk ayaklarım koptu.Saat 4 civarıydı eve geldiğimde.Oturdum 4:30 a kadar kardeşimle tv seyrettim sonra yattım 7 de kalktım uyku tutmadı.Bu gün bir kez daha gidecektim fakat burnumun kananaması nüks edince.
Annem olum git likit lazım ısrarına rağmen "yürü git kadın ölecem zaten" diyerek yırttım.
Girmeyeceğim kesinleşince çaldığım eldiven papyon ve meyveli sodayı çıkarttım içtim taktım ve giydim.
Şuan bileklerim ağrıyor,gözlerim kamaşıyor,karnım aç,tv bombok,sevdiğim forumların hepsi 1 1 temalarını değiştiriyorlar e bende alıştım mı değiştiği zaman çok iğreniyorum soğuyorum.
Blog tasarımı içinde aynı şey olacak belkide.
Tasarım değişecek benim giresim gelmeyecek ve bitecek.O yüzden her gün açıp 1 saat bakmam gerekiyor gözlerim renkleri kaldırması gerekiyor.
Hadi iyi geceler.
Bant yayına geçecem artık.Otomatik gönderme uygulayacağım olmuyor böyle her gün live live yaz gönder.
Günün özeti falan bişeler serpiştircem tatile gittiğimde veya yazasım gelmediğinde.Tek farkları banttan olacaklar.Yani telefon açıp abi koptum yazmışın ya hani bugun bole falan dediğinizde itinayla başımdan savmaya ve lan olum o 5 gün önceydi diyip dumura uğratabilirim.Aslında uğratsam süper olurdu bak niye söyledim.

Hadi afiyet olsun.

Yeni Dönemim Minimal Başlangıcı


Belkide bir çok yenilik içine girmeyi planladığım şu haftalarda.Ne yapsamda adam olsa sorusunu fazlasıyla sorar oldum kendime.Bunu da buloga yazsam mı ya diye düşünürken yazıverdim birden.

Yaşadığım her şeyi artık bu merete bağlamaya başladım.Kırıp geçiren esprileri veya gördüğüm daha doğrusu "tabela bakan adam"ın gördüğü tabelaları paylaşasım geliyor.Çok yaratıcı bir esnaf var burda yani İzmir'de.

Blograzzi ye üyeliğimi henüz yaptığım gün istatistiklere bir hayli bakar oldum.Önceden gelen kişi sayısını 3 e katlamış durumda.Gerçekten reklamın iyisi kötüsü olmazın bir kez daha arkasında durmak gerektiğini düşünüyorum.Hani reklam yapıyorsun ya bu adam okusada şu üstteki reklamlara tıklasa da bende 3 5 kuruş kazansam diyorsun.Bir adsense hesabı sahibi olmayan ben bu reklam gelirlerini tabi arkadaştan gelirse çok güzel yerlerde harcayacağıma sizlere söz veriyorum :)

Tabi onuda duydum kırpa kırpa kuş kadar bir şey kalıyormuş.Bu arada daha 5 kuruş geçmedi elime ama adsense hesabı paraya alternatif isim arıyor.Daha henüz 18 ime basmış bir adam olarak bu kanuni işlerde adımın bizzat kendi adımın geçmeside ilginç gelmeye başladı bana.

Önceki icraatlarımda hep annemin banka hesaplarını kullanırdım artık büyüdüm mü ne banka hesabı bile aldım.Hemende verdiler yani.
Ha bu arada Öss sonucu açıklandı.Daha önce de dediğim gibi istediğim yerin olması biraz zor hatta çok zor hatta imkansız ama imkansız diye bir şey yoktur :) Mühüm olan istemek dedik tercih formunu bekliyoruz.Olmadı 2009 ösese çekil kenara ben geliyorum.

Tamam bitti gelicem tekrar ban.
Okan Bayülgen'in şu fotoğraflarını çekeceği ve bizim o fotoğrafları gördüğümüz an batacak olan adanın belgeselini çok merak ediyorum.Hadi hayırlısı."NTV Yeşil ekran"

Son bir şey" Lan bu Vakıfbank reklamındaki dans ve müzik çok iğrenç,ne o değişimin bankası burası sizin yerini,hizmet üretmek işimiz.Sieee (Boru sesinin Kriptograf tarafından yeni tanımı)

10 Temmuz 2008

Yoruldum da Duruldum!


Artık yaşlanıyorum galiba,reşit olmama 1 ay 1 gün kaldı ondan sonrası zaten boşmuş.Öyle diyen yüzlerce adam tanıdım.Her şey reşit olana kadar yaşanırsa yaşanırmış.
Bkz Lise 18 inde bitiyor(tabi okulu kırmadıysanız veya derste cep telefonu ile mesajlaşmadıysanız,kısacası okulu azcıkta olsa sevdiyseniz,)ben hiç sevmedim okulu okumayı severim ama okul kelimesinden tiksinirim oldum olası.En çok ilk okulda tiksinirdim sonra midem kaldırdı biraz.İlk okulda tiksindiğimden olsa gerek şöyle diyaloglar yaşanırdı arkadaşlarla,tamamen bilinçsiz.

Günaydın arkadaşlar-sağol-
Merhaba adın ne?
Hüseyni senin?
Kültür Portakalıyım ben?
Memnun oldum o zaman.
Tenefüs olur tuvalete çıkarız.
Ben ve Hüseyni çantalarımızı alır öyle giderdik tuvalete.
Kendimizce çok mantıklı sebebplerimiz vardı.Sınıfta tanımadığımız onlarca insan hadi herkes Hüseyni gibi olsa tamam al çanta kurban olsun sana de ama değil.Ailesinden iyi terbiye almamışı var,çantaya mazallah yumurta sarısı damlatabilecek kapasitede olan var.Ya midem kalktı ekmek arası yumurtayla turşu yerdi biri :)
İşte yine biz Hüseyni ile tuvaletteyiz,hep beraber gidiyoruz ama :) işiyoruz işte yani ne yapmasını bekliyorsunuz 7 yaşında çocuğun tuvalette.
Bizi bören temizlikçi abi.
Len deyuslar bu çantaları ne boğma getirdiniz helaya.
Abi çalarlar diye getirdik.
Çalmazlar çocum çalmazlar daşşanızı yirim sizin keratalar."Bir güldü bir güldü anlatamam"


İşte böyleydi İlk okulun ilk sınıfı.Okuma yazmaya erken geçenlerdenim.Okula tek başına gitmeyi bizim sınıfta önce ben öğrenmiştim.Sabah kalkmasını 2. sınıfta anca öğrendim o ayrı.
İşte böyle uyurdum
Aslında tekrar düşündüm de arkadaki mi olsaydım ne? Lan uyurken neler kaçırmıyım anasını satayım.
İlk derslere hep geç kalırdım.
Ya bak yine şebeğe döndü blog.Konudan konuya kondum yine.

Ha efendim işte ne diyorudum yaşlanıyorum galiba.Daha yemekte yemedim bu akşam.Mouse min sayfayı aşağı yukarı kaydıran tuşu artık dönerken hırtırtırt hırtırtırt die ses çıkartıyor.A4 Tektir dedik aldık ama o da fos çıktı.Hani lan ömür boyu kullanırdım ben bunu hani evladiyelikti bu.Kandırıldım efendım kandırıldım.Yok başka açıklaması.

Neymiş:A4 tektir deyip alınmazmış.
İlk okulda çantayla tuvalete gidilmezmiş.

Eşe dosta selam olsun.Okuyunca ilk okuldan ilk gününü sende yaz okuyucu :) Merak ettiğimden değil sırf sende aktif ol diye yoksa çok genital yani.

Esnafın Etiketi!


Bundan böyle nereden bakan adamlar adında bir oluşum başlattım.Bu tek kişilik oluşumda bir kaç yüz milyon tane adam var ama hepside iç işlerinde serbest dış işlerinde bana bağlı olarak çalışacaklar.
Bakın mesela bu yazıyı yazan adam "Tabela Bakan Adam" Şimdiden söyleyeyim çok saçma şeylere bakanlar çıkabilir.Bkzlara bakan falan.Hatta durun lan size iğrenç bir espri yazayım bunu yazanda "İğrençliğe Bakan Adam" Hani varya insanlar hayvanlar işte onlar yani
canlılar 2 ye ayrılır Erzincanlılar ve Sincanlılar.Aahahuh :)

Konuya Dön Diye Tutturan Adamdan pası alan Tabela Bakan Adamı dinliyorsunuz.Yazının sonuna doğru film koptuğu anda ışıklar sönecek sahneye Day With Kaporta Field çıkacak

Nedir esnafın etiketi,onun hangi dalda satış yaptığını belirten,onun ne işle uğraştığını 1 cümlede anlatan?
E tabiki tabelasıdır.Yanlış yazımların bol bulunması anlayan adamın size gülmesine neden olabilir.Yazım yanlışlarınız o derece bariz olur ki bazen demek istediğiniz şeyi anlamayan mandavallar bile çıkar.Yanlışı bildiğinden değil orda öyle yazdığından.
Hani daha önce bahsetmiştim köşedeki manav var bizim,mesela o kadının veya kartona o yazıları yazanın Türkçe'den haberi yok.
Kesme işareti kullanılır mı,kullanılırsa nerede kullanılır ve nasıl kullanılır.Soru işareti ne işe yarar.

Biri o ablaya söylesin soru işareti bir ünlem belirtmez adı üstünde sorunun işaretidir o,hayır yani şok şok şok tan sonra neden soru işareti kullanıyor---Portakal olum onlar ünlemdir sen yanlış görmüşsündür----hadi bırak ya tepeleri bal gibi kıvrılmış işte hemde 3 tane hadi 1 ini benzettim diğer 2 si ne?

Daha bugün de yazmış mesela "çok katlı karpuz.Karpuz kilo 30 ytl"
Hiç bir şey diyemedim.Ama kendi içimde gördüğümden beri yad eder dururum çok katlı karpuz ne lan diye.
Aslında demek istediği açık çok tatlı ödemiş karpuzu getirmiş kilos 30 kuruştan satmaya çalışıyor ama tahvil bono,arbitraj derken sapıtmış abla,olur olur.

Gelelim emlak bürosunun camında asılı olan ilana."Arsayla arsa takas edilir,arsayla ev takas edilir,hatta arsayla dükkan bile takas edilir.Hiç biri olmazsa getirin arsayı bakalım belki para veriririz."

Biraz komedyen bir arkadaş olduğu ortada 1yıldır da asılı kalmaz ki o orda.Tamam bayatladı.Yoldan geçen otobüs şöförleri bile ezberledi o yazıyı.(Velediye otobüs durağının önünde emlak bürosu.)Noluyo lan bürso yazıp duruyorum backspace manyaa ettim blogu.

Tamam bitti hadi dağılın.Lan okuyucu (burada apış aranıza doğru sağ kolumla hızlı bir hareket yapıyorum hani ahpaplar yaparlar ya birbirlerine çüklerini tutar gibi yaparda karşıdaki kişinin ananı demesini beklerler) aha onu yaptım :)
Bitirdim lan yeter.Kaybolun.Almanya yenilince sizde yenilmiş sayıldınız.

Çekemeyenler anten taksın demek moda olmuş onuda plastikdeformasyon dediydi :)

İşte Bunlar Tanıtılır


Tasarımın dibine vuran webmasterlar artık sınır denen şeyin adını unutmuş durumdalar.
Rus webmasterlar tasarladıkları internet sayfaları ile gerçekten göz dolduruyorlar.Güzel bir görsel şölen yaşamak istiyorsanız
Burdan girip vay anasını be,oh ya güzelliğe bak,gavur yapıyor gibi ünlemleri bolca sarfedebilirsiniz.
Css. ve flash ile neler yapılaceğine bakmak istersiniz diye düşündüm.




"Olum portakal Kısa mı oldu lan?"
Bakayım..Hmm lan işte uzun gösteriyor yahu bırak koy 2 3 resim avut okuyucuyu.
İşe yarasın,uzun uzun konuşup hiç bir şey dememekten iyidir.
"İyi o zaman"

Müzikli Yastık Yapıyordum Tam


Daha önce bahsettiğim şu elyaf yastığa kulaklık sokup müzik dinleme keyfini ürün olarak pazara sürmüşler.Yuh dedim ya yine gitti fikir.Ama bende Ufo gibi yapıp reklamın dibine vurdum mu bi benim adım duyulur nihuhahaha tekel olur çıkarım.
Abramoviç gibi paraya sıkıldıkça yen sıkıldıkça riyal derim artık.
Durun bakalım,bi maddi desteği bulayım da bir yerlerden sonra daha derin ürün araştırmaları içine gireceğim.

Hadi len diyorsanız gelin kafalayayım. :)

Gül Ben ve Sürpriz Yaptırtma Bana Bilirsin Alasını Yaparım



Değil mi ama efendim şimdi o kadar adam dururken düşer mi bizim gibilere sürpriz yapmak yaptırtmak yapmaya teşebbüse yönlendirmek gençleri.

Hani lan bir adam bu kadar mı şanssız olur hiç bir tv programına zamanında yetişemez,yok efendim ne canlı yayını izlemekten bahsediyorum.Hani zamanınıda beklemiyorum programın rastgele ben giriyorum salona kanalları zaplıyorum denk geliyorum hönk hadii kapatıyoruz program bitiyor veya film.
Sanırım biraz gazetelerin tv manyaaa bölümlerine bakıp bir kaç program saatini ezberlemeliyim.
20:30 da bu 21:45 te şu birde bunların seansları var anasını satayım.Her kanal h.içi 20:00 gbi bir dizi koyuyormuş 21:45 te bitiyor oha anasının gözü lan 1 saat 45 dk dizi mi sürer.Hadi reklam topla yarım saat.
Ne bu sinema filmi mi 1 saat 15 dk dizi mi olur.Lost'un finali gibi 1 bölüm yayınlıyız nanoğoooyyim.

Her neyse bak yine çıktım şeritten ne diyecektim ne diyorum.Dönelim efendim en kısa yoldan zikerm bariyerini.
İşte Sürprizden bahsedecektim size Gülben hanım almış 4 arkadaşını yanına vermiş ayarı hepsine bekliyor.Ne zaman advertorial girdi ben salona girdim zaten bende şans olsa Plüton hala gezegen sayılırdı?

Gülben hanım sizinde reklamında oynadığınız ürünü tanıtacağız şimdi bakınız bu bidid vidid ne kadar güzel değil mi?
Aaa evet gerçekten bende bu reklamda oynarken çok keyif aldım.Ter kokmuyorum artık.
Lan ne artığı önceden kokuyor muydun kokuyorsan bunu neden deklare ediyorsun da asap bırakmıyorsun adamda.Lan kafamı kaşımaktan yazamıyorum bitlendim mi ya.Ne garip kafamı kaşımaktan yazı yazamıyorum hey güzel Allah'ım sen kulunu al yanına ben fazlayım buraya.Nerde kalmıştık efendim...
Gerçekten şekşona deodorantı günde 5 10 kez sıkın sıktırın düzenli olarak yaparsanız daha faydasını görürsünüz.At gibi kokmazsınız en azından.Asansörde lan en yakın katta inin olum karı seyis herhalde öğh midem kalktı be yuh nanoğoooyyım dedirtmezsiniz kendinize.
-Evet Gülben hanım çok doğru söylediniz.(Bu hanım şekşona bişeysi artık neysiyse orasını kaçırdım)
Diğimi diğimi tabi ter kokmamanın başka yollarıda var,banyo etmek ve koltuk altı pedi kullanmak gibi ama biz yinede sıkıştık para lazım reklam yapalımda bu stüdyonun spotunun kirasını çıkartalım diye şekşona kullanın diyoruz
Lan çok fena kaşınıyor ya...

Bir diğer tırt ta İsmail Yk 5 dk seyrettim programı 2 dk reklam yedim 3 dk İsmail ile Seda saçmaladılar.Seda yok efendim orkide hareketini başlatmış


Sayın Seda senin bir projen var dimi iş bulmak gibi hayırlı bir görev üstlendin Türkiye'de herkes iş bulacak dedin.
Evet anacım dedim ve arkasındayım dabulyu dabulyu dabulyu sedasayan sılaş marketink e girenler gerekli ayrıntıyı bulabilecekler orada.Bu arada seda dergisinde de yayınlanan bir röportajım var 3 yıldır en çok satan kadın dergisi bu arada seda.
Aaa evet bugun itibari ile bana ....bin olarak geldi sayısı.
Maşallah de kız.
Öyle yanı kafaya kodum herkesi bir işe sokacam.
Ardından bir kaç zırva daha ama onlar bu kadar matrak deel.

Gelelim Alman kurdu İsmail e adam açık açık söylüyor benim tarzım yok diyor var mı daha ötesi.

İsmail ismail daldın gittin.
Yoğ abla sizi seyrediyorum ben.
Bizi mi hahahaha
Komedinin farkında mısınız?
ee İsmail senin çalışmaların nasıl gidiyor bir röportajında benim müzik tarzım serbest demişsin nasıl oluyor bu serbest müzik bi anlatır mısın merak edenlerin bi tarafları şişmesin.
Tabi hemen şakıyayım ben (bu arada alman kurdumuz tam bir gurbetçi olduğunu vurgulayan ağız hareketleri falan eksik etmiyor)serbest müzik yapıyorum yani şarkılarıma bakarsanız da zaten bir "tarzımın olmadığını" göreceksiniz.
[Adam doğru söylüyor abi adamda tarz yok ki günlük yazar gibi şarkı yazıyor adam,yolda yürürüm önce sağ ayağımı atar sonra sol ayağımıda sağ ayağımın yanına getiririrm böylece ilerlemiş olurum vidi vidi vidi.]


Daha fazlasına dayanamadım zaten İzmail de sahneye çıktı.Uzun süre konuşup ta bir şey söylemediği anlaşılınca Gülben o zaman İzmail'den bir şarkı daha alalım mı haaaaa? die İsmail'in fanlarına sordu e onlarda angut değiller ya
eveeeet diye yırtındılar ve İsmail şarkı söylemeye başladı böyle mutlu mutlu yaşadılar.

Bir sonraki bollywood'un sitcomuna başrol oyuncu olacak tipleri yazacağım yazıya dek hoşçakalın.
Power Rangers'ların (hem s takısı hem çoğul eki) selamı var herkese.

9 Temmuz 2008

Yazacağım Demek İçin Yazmak

Paylaşa paylaşa mahvolunan şu günlerde günde 4 5 posta çıkarttım yazıları.Hepsi 0 dan yazılan yazılar mı hayır.Kimisinde magazin yaptım biraz kimisinde garipsediklerimi yazdım.Şimdi onun bunun arşivini irdeliyordum kendi kendime ve bu gariplikle karşılaştım.



721 Claps Per Second - video powered by Metacafe


Neyse efendim boş muhabbeti bırakalım işimize bakalım.Adamın arşivinde senin ne işin var Kripto demezler mi adama ki yanımda oturan şahıslar dediler.Bırak ya milletin blog arşivinden sanane sana bir şey mi yazmış ta okuyorsun.Yenilerine baksana ahmak herif bak google reader dolmuş taşıyor.Senin s.klediğin yok.
Onlara cevaplarını verdim rahat olun.Hani o kadar çok blog var takip etme amaçlı eklediğim ama o eklediğim andaki yazıymış en güzel yazısı yoksa diğerleri hep fıs çıkıyor.
Yok bunalım takılıpta hayatın anlamını soranlar,dinlediği müziği 3 5 gün tanıtanlar,
gittiği yeri kaldığı oteli sokak numarasına kadar tarif edenler.Ne oluyoruz lan banane bunlardan.Neden kişisele kaçıyorsun bu kadar dayı? diye sorasım geldi sordum.

Seinfeldin başlamasına 15 dk kala sizlere İzmir'in güzide beldesi Mineşota dan seslenmek gerçekten güzeldi.
Konsoloslukta görev yerinde şehit olan polislerimize allah rahmet eylesin.Nerden çıktıysa bu şimdi.
Hani sanki yazayımda kaçayım havası estirmeye çalışıyorum bakmayın siz bana.Varsa yazılacak birşeyler sizlerinde hemen çıtlatın yazıp kaçayım bu gün yüzüne bakmam adam akıllı bir daha :)


Kaldım efendim kaldım.Hem öksüz bırakma diyen bir iç sese sahibim hemde lan bırak ne b.k varsa yesin kendi halinde.Bırak "rus hatunlar nasıl verir" yazanlar ve gariptir ki başlıkla ufak bir kelime tuttuğu için bloga doluşanlarla dolsun.
Öksüz kalmasın diye nasıl yazamadığımı yazacaktım bloga bu yazıda ama bak yine olmadı ki allah tan şu adamın arşivi beklediğim kadar doluymuş ta.
Yeni buldum çok kalite bir blog tavsiye ederim,girişler yan taraftan Cevval Diyor ki;

Buyrunuz geziniz tozunuz ve adam gibi okuyunuz.
İyi akşamlar.

Masamın Başından Bildirdiklerim-19


Alın size doya doya izlenesi bir komedi.Şu aralar 19:15 te TNT de yayınlanıyor.Daha önce haberdar olmama rağmen günlük olarak izleyemiyordum.D-Smart veya digiturksuzlugun gözü kör olsun.
Oysa benimde bir Disco Very Çenılım olsaydı ne belgeseller seyreder ne eğlenirdim ne.Bir BİBİSİ izlemek vardı şimdi blog yazmak yerine.Ne yazıyorsam buraya git kotasız tarifeye başvur indir indirebildiğin kadar belgeseli sonra otur al çayını kahveni kusana kusturana kadar izle.

Burdan blog aracılığı ile anneme seslenmek istiyorum.Anne evde 7/24 bir bilgisayar ve tv çalışıyor sen hala elektriğe zam gelmeden ütüyü bitirelim diye uğraşıyorsun.Fayda etmeyecek galiba bu tasarruf.Kadın yıkılmasın ben yine burdan söyleyeyim dedim...

Dalları Bastı Kiraz Gel Bana Bu Yaz Biraz!

Namı diyar Hatçe,yeni haliyle bomba gibi olan Hatice den bir alıntı yaparak başlayayım dedim yazmaya.Daha önce hiç aklımda yoktu oysa böyle saçma bir başlangıç ama neden yazdım bilmiyorum.

Her neyse az önce yazacağım dediğim şeyleri yazmıyorum henüz haberiniz olsun.Haberiniz olsun demişken haberdar etmek ve habercilik üzerine üç beş bişeler çızıttırmak istiyorum.

Bilinenin aksine habercilik artık sizi haberdar etmek için uğraşan adamlarla dolu bir sektör değil.Artık haber olsun diye yapılan boş sayfaları doldurmak için yıllık haberler yazılan.Garip garip fotoğrafları koyup alta garip garip insanlardan gelen yorumları yapıştırmak habercilik olmuş vaziyette.Oldu artık yapacak pek fazla şey yok.

Ortada çok fazla medya olmadığı için hepsi aynı şeyi yazıyorlar günde 3 gazete almama rağmen hiç bir b.ktan haberdar olamıyorum gazeteler sayesinde.Tek vuruşları manşetleri.Şu sıralarda çok yoğun bir gündemi olan Türkiye'de olduğu için bu böyle.Ergenekonut,Transferler,saçma promosyonları bile manşet yapan gazeteler mevcut bugun bayilerde.
Sanane be adam elalemin gazetesinden sayfasından giren çıkan mı var;;şey aslında yok ama abi ben alayım diye yapmıyorlarmı?;; s.kturtma şimdi almana falan alsanda almasanda onlar her sabah orada olacaklar ne alakası var şimdi tepemin tasını attırma benim adam gibi al oku okumayacaksan al bulmacasını çöz çözemiyorsan yarını bekle cevaplarını veriyorlar.

Tamam geçtin hepsini şimdi sizlere moda iconundan,yılın en pahalı transferinden,ergenekonut denilen yerden,Prensin ameleliğinden,Sabah'ın promosyonundan,martıların sosis avlamalarından ve sivas sporun 2. tur eleme maçlarında ne yapacağından falan bahsetmeyeceğim alın bir iki gazete de HABERİNİZ OLSUN.

Haber başlıklarından inanın en anlamlıları bunlardı.Moda iconunun merak edenler için eveeeeeeeet bu yazın moda ikonu İvana Sert miş arkadaşlar adını daha önce hiç duymamış olduğumuz bu hanımefendim ikonumuz artık.Ne giyerse onu giyip ne sürerse onu süreceğiz.
Ya bak gene sapıttım,şeridimden çıktım.Biraz daha okuyayım daha sırada köşe yazı canavarı var...

Resmi indirip renklere parande attırdığınız zaman asıl vurgulanmak istenen düşünceye nail olacaksınız.

Hadi Bekiyym

Yazacaklarım hem benim ağzımı açıkta bırakacak hem okuyanın ama önce bir kuru pasta almam gerekiyor.Bir şey yiyemeyen(sadece keyfinden yoksa mide spazmı geçirmesi bir neden olamaz) kardeşime kuru pasta alacam onu yiyecek.Cücük akıllarımızla bunu yemesinde bir sakınca olmadığına karar verdik.
Bekleyiniz gelirsem görüşürüz ben yazdım mı zaten haberiniz olur...

Hep alıntıdır yazmak istemişimdir yazıların altına.
Alıntıdır.Aldım işte lan.

Beklen beklen gelirim herhalde galiba sanursam(bak burda alındım "ters köşe" dizisine alıntım mı yoksa.Her neyse bir fiile bile oturmayan bu saçmalığa son demek için buralarda olacağım ulan ne uzun yazdım kapatayım artık şu parantezi de öfff ...)