31 Ekim 2007

En Büyük Karadelik

Bilimadamları, Kuzey Afrika'daki kazıda buldukları süs ve takı amacıyla kullanılan deniz kabuklarına dayanarak, Homo Sapiens'in ilk kez 80 bin yıl önce 'modern davranışa' geçtiklerini tahmin ediyor.

İngiliz ve Faslı araştırmacıların Fas'ın kuzeydoğusuna düşen Taforalt'taki 'Güvercin Mağarası'nda yürütülen kazılarda, 2003'te bulunan, üzerine delik açılmış 14 deniz kabuğu, genel inanışın aksine insanların 40 bin değil, yaklaşık 80 bin yıl önce modern davranışlar sergilediklerini gösterdi.

İngiltere'nin Oxford Üniversitesi'nden Abdülcelil Buzuggar ve Nick Barton, Kuzey Afrika ve Büyük Sahra'nın tarih öncesi halkı Ateryenlerin çoktan semboller kullanmaya başladıklarını belirtti.

Bilimadamları, bu sembolleri, insanların gereksinimlerinin avlanma, yiyecek ve giyecek gereksinimi gibi unsurları aştığının göstergesi olarak değerlendirildi.

Araştırmacılara göre, bu insanlar süs ve takı olarak deniz kabuklarını kullandı, bu nedenle de bunları delip, toprak kırmızısına boyadı.

Tarih öncesi çağ araştırmacıları, mağarada buldukları deniz kabuklarının İngiltere ve Avustralya'daki laboratuvarlarda dört ayrı tarih belirleme yöntemiyle 82 bin 500 yıllık olduğunun saptandığını, Akdeniz'den 50 kilometre içeride 720 metre rakımlı bu mağaranın sakinlerinin burada uyuduklarını, ortada bir ateş bulunduğunu ve ışıktan faydalanmak için girişte deniz kabuklarını deldiklerini kaydetti.

Oxford Üniversitesi araştırmacıları, bu türden deniz kabuğu toplayanların önceden bu konuda talimat aldıklarını, bu nedenle grubun bir dil ve çok ileri bir iletişim sistemine sahip olduğunu düşünüyor.

Fas'ta bulunan bu süs amaçlı deniz kabuklarından önce Güney Afrika'da bulunan benzer takı ve süs amaçlı deniz kabuğunun yaşı 75 bin olarak belirlenmişti.

29 Ekim 2007

Büyük Kararların Eşiği...

Malumunuz öss denen bir sınav vardır.Girmeyenin iş bulamayacak gözü ile bakıldığı girenin fakat kazanamayanın bol olduğu bir sınav.Gir kazanama çık(kazanmamak her zaman kaybetmek değildir tabi)olsun sen yinede iş bulursun diyorlar adama.Hoş üniversiteye giren bir çok arkadaşım var aralarında çok iyi yerlere yerleşmiş çok az adam var.
Bende karar verdim ilk okul yıllarımda ki inekliğime dönmeye.Bazı şeyler iyi giderken diğerlerinin kötü gitmesi hiç te iyi olmuyormuş bunu farkettim.Madem başarı çalışmaktan geçiyor o zaman çalışacağım bende.Her gün 150 soru andımı burda içiyorum.
Yapmayan ehem böyle olsun işaret ve baş parmağınızı birleştirin yuvarlak yapın :)

Her neyse ben artık ders çalışıyorum gereklı olduğu zamanlar buralarda olacağım daha uzun süreler görüşeceğimiz günleri sabırsızlıkla bekliyorum.

Q=mc' d=m/v x=at' dikey atış moment argüment türev olasılık permütasyon üçkende açı çember pizza (acıktım bay bay)

Sizi Kim Getirdi

Küçükken ailenizde size bu tür yalanlar söyler miydi."Leylekler getirdi seni""Evlatlıksın sen""Çöpten aldık seni" gibi.

Hayır bana kimse bir yalan söylemedi çünkü sorma gereksinimi duymamışım taa öğrenene kadar.


Ben birden belirmişim :) Birden var olmuşum ve kimse şaşırmamış sen nerden çıktın dememiş.

Ben pazardan yanlışlıkla alınan sonrada geri götürüldüğünde yerinde olmayan bir portakal satıcısının portakalıymışım. :)

Ben benmişim de haberim yokmuş...

Duyduğunuz En İyi Haber

İyi Haber
Arjantinli ünlü golfçü Robert de Vincenzo, yine bir turnuvayı kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş ve kulüp binasına gidip oradan ayrılmak üzere hazırlanmıştı.

Bir süre sonra binadan çıkıp otoparktaki arabasına yürürken yanına bir kadın yaklaştı. Kadın, başarısını kutladıktan sonra ona çocuğunun çok hasta ve ölmek üzere olduğunu anlattı. Zavallı kadının hastane masraflarını ödemesi olanaksızdı.

Kadının anlattığı öykü de Vincenzo’yu çok etkilemişti, hemen cebinden bir kalem çıkarttı ve turnuvadan kazandığı paranın bir miktarını yazdı çek defterine. Çeki kadının eline sıkıştırırken de ona; "Umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın" dedi.

Ertesi hafta kulüpte öğle yemeği yerken, profesyonel golf derneğinin bir görevlisi yanına gelerek; "Otoparktaki görevli çocuklar geçen hafta turnuvayı kazandıktan sonra yanınıza bir kadının geldiğini ve onunla konuştuğunuzu söylediler bana" dedi. De Vincenzo, evet anlamında başını salladı. "evet" dedi.

Görevli, "Size bir haberim var. O kadın bir sahtekardır. Üstelik hasta bir çocuğu da yok. Sizi fena halde kandırmış arkadaşım."De vincenzo; "Yani ortada ölümü bekleyen bir bebek yok mu?" Dedi. "Hayır, yok" dedi görevli. "İşte bu, bu hafta duyduğum en iyi haber" dedi, de Vincenzo.

28 Ekim 2007

Boş Zamanlar,Zamanlamalar

Tatil günlerinde evde kaldığım zamanlar,genelde ya internete giriyorum daha doğrusu internete girmekten kalan zamanlarda yaşıyorum diyebilirim.

Biri sordu biraz önce "ee yarın tatil ne yapacaksın bakalım evde?".Düşündüm ve dedim acaba sağ tarafımın üstüne mi yatsam yoksa sol tarafımın üstüne mi?
Önerisi sol tarafımda kalbim olduğu için sağ tarafımın üstüne yatmamdı.Sol tarafımın üstüne yatarsam kalbim sıkışabiliyormuş.Bende orda anladım neden arada kalbimin sıkıştığını çünkü ben hiç sırt üstü yatmam anneannemin deyişi ile ben yüzükoyun yatıyormuşum.Yani yüzüstü :)
Yastığa sarılıyorum kafamı 15 dk da bir sağa dönük ise sola sola dönük ise sağa döndürüyorum sabaha kadar.

Kimileri nasıl yatarsa öyle kalkıyor,nasıl beceriyorlar öyle durmayı yoksa yatıyorlar sonra dönüyorlar şekilden şekile giriyorlar ve sabah uyanmalarına yakın bünye harekete geçip uykuya daldığım hale gelmeliyim deyip konumunu mu değiştiriyor.Hayır uyurken hareket etmemek namümkün.Hiç yastıkta mı ısınmıyor ya :)(Yastığa kafamı sürttükçe yastık ısınır e zamanla yastığın öbür tarafı daha az etkileşim olduğu için soğuk kalır,yastığı çevirip suratımı tam ortasına koydum mu gerisi zaten sabaha kadar süren bilinçaltı saçmalıklarımla dolu bir gece.)

Rüyayı neden gördüğümü merak ederim ama ne gördüğümü hiç hatırlamam.Sonra yolda yürüken lan ben bu anı sanki daha önce yaşadım derim(dejavu,mejavu).Oysa mümkün değil yaşamam önümde tarih ve saat yazan bir tabela var,daha önce yaşadığımı düşündüğüm olay ise o tabelaya bakmadan önce otobüsün falan gelmesi.)Halime şükredip yoluma devam ediyorum...

Boş zamanlarınızda ne yaparsınız serkan bey?.
El cevap:Yatarım ve yatmadan önce sağ tarafımın üstüne mi sol tarafımın üstüne mi yatsam diye düşünürüm.
a kişisi:hmm anladım o zaman sizi şöyle diğer koğuşuna alalım.
b kişisi:haa öyle mi aa Mustafa Topaloğlu aa Einstein aa Arto,Yıldo ve Ajdar sizde mi buradasınız ne güzel merhabalar herkese.

26 Ekim 2007

Apple Leopard'ını çıkardı...

İşte Apple’ın “Leopard”ı



Apple Mac OS işletim sisteminin yeni versiyonu olan “Leopard”ı 6 aylık bir gecikme ile olsada bugün piyasaya çıkardı.

Apple Mac OS X’in önceki versiyonu olan “Tiger”ı 2.5 yıl önce piyasaya çıkartmıştı,ardından en büyük rakibi Microsoft da Vista işletim sistemini Ocak ayında kullanıma çıkartmıştı.

Apple’ın Leopard’ın dan birkaç ayrıntı.
*Leopard bir belge art arda kaydedilirken farklı versiyonlarını,formatlarını otomatik olarak kaydetme olanağı sağlayan “Time Machine” gibi yüzlerce fonksiyon bulunuyor.
*Dosyaları görselleştirmek veya sınıflandırmak için yeni ara yüzler
*Ayrılan bölümlerde ikonları daha iyi yerleştirmek için (Spaces)
*Video ile sohbet olanağı sağlayan (iChat) ve seçilen internet sayfalarının daha çabuk bir biçimde güncellenmesine olanak sağlayan yeni özelliklere sahip olduğu açıklandı.

İşletim sistemi farklı olarak,daha etkin bir aile kontrol sistemi,elektronik posta yazılımının kullanımında daha fazla imkan ve Safari internet tarayıcısı gibi özellikler barındırıyor.

Apple Microsoft ile arasında ki rekabete çok büyük bir taş koyamasa da, kullanıcının seçimine göre her şeyin değişebileceğinin farkında.

Yeni Mac bilgisayarlarının barındıracağı Leopard diğer kullanıcılara 129€ ya satışa sunulacak.

Kaynak:Apple

25 Ekim 2007

Mona Lisa'ya ne olmuş...

Mona Lisa'nın kaş ve kirpikleri 'varmış'

İncelemeler 3 yıl sürdü
Tüm Bilim Haberleri
Leonardo da Vinci'nin meşhur tablosu Mona Lisa'nın aslında kaşları ve kirpikleri olduğu, bunun restorasyon sırasında silindiği ortaya çıktı.

Fransız mühendis Pascal Cotte, Mona Lisa tablosu üzerinde kendi geliştirdiği kızılötesi ve morötesi sensörlü dijital tarama yöntemiyle Louvre Müzesi'nde 3 yıl süreyle 3 bin saati aşkın inceleme yaptı.

Cotte, 240 megapixellik taramayla Mona Lisa'nın restorasyonlar sırasında silinen yüz tüylerinin izlerinin ortaya çıktığını belirtti.

Bulgularını San Francisco'daki Metreon'da açıklayan Cotte, Vinci'nin, Mona Lisa'nın sol elinin iki parmağının duruşunu değiştirdiğini, yüzünün de aslında daha geniş ve gülümseyişinin daha anlamlı olduğunu söyledi.

Tarama sonuçlarına göre Mona Lisa'nın bir battaniye tuttuğunu ancak bugün bunun hiç görünmediğini belirten Cotte, analizlerinin tablonun asıl renklerinin, şu anki ağır yeşil, sarı ve kahverengilerle kıyaslandığında, açık mavi ve beyaz olduğunu kaydetti.

[size=6pt]Alıntıdır;kaynak:cnnturk.com[/size]

Çocuklar -_-

Farklı yaratılmışlardır,aslında herkesin başlangıçlarıdır sağlıklı bir ergen olabilmek çocukluğu doğru yaşamaktan geçer.Soru sormak kadar güzel birşey yoktur sorabilmek düşündüğümüzü var olduğumuzu simgeler.Merak edenler sadece aradıkları cevapları buluyorlar.Büyüdükçe bu merakı kaybediyoruz ve bazı olguları sorgulamadan kabulleniyoruz.Üşengeçleşiyoruz diyeyim tam olsun.

Bu gün sokakta çocukları top oynarlarken gördüm özendim.Top oynamayı değil tabiki çocuk olmayı akşam sabah farkında değiller hatta kızıyorlar güneş battı mı çünkü karanlıkta oyun alanları daralıyor ya evde kırıp dökecek vitrin bırakmayacaklar ya da sokakda saklanbaç gibi ilginç oyunlar oynayacaklar.
Saklanbaçı şimdiki düşüncelerim ile yorumladığımda çok saçma geliyor saklanıyorsun bulamıyor sen bir elektrik direğine sobe diyorsun.Kim bulmuştur vala merak ederim ayrıca sobe ne demektir :)

Ramazan ayından çıkalı 1 ay olmadan çocuklar konuşuyorlar aralarında,birbirlerinden sanırım tasoları yürütmüşler ve paylaşacaklar pencerenin önüne oturmuşlar olum günah mı işledik şimdi biz çaldık bunları,dedi bir tanesi
öbürküsü biraz bilgiç ve sanırım tasoların cazibesine kapılmış :) olum günah Ramazan'da olur diyor ve diğerinin aklını çeliyor hoş bilmiyorlar daha çocuklar ama gerçekten güzeldi yani öğrenecek çok şeylerinin olması onları daha şirin yapıyor...

22 Ekim 2007

Movie Maker kullanmayı öğrenirken ortaya çıkan ilginç çalışma...

Adını Cingıl Koydum.Allah bahtını açık etsin...

CingıL

Yağmurda Islanıyorum...

Bu gün İzmir'de sabah saat 6:50 gibi başlayan yağmur şu yazıyı yazdığım sıralarda hala devam ediyor.Sabah kulaklıklarla radyo dinleyerek otobüs durağına giderken caka da satıyorum hafiften :).Birden haldır huldur millet duvar kenarlarına kaçıştı bende kulaklık var çatılarda patlayan yağmur damlalarının sesini duymadım hafif bir çileme sanıyorum bunu.Ama çok geçmedi 20 sn falan sonra kafamdan biri aldı 1 kova suyu döktü.3 4 saniye içinde sadece o kadar ıslanılabilir.Barajları dolduracak kadar su geçti üstümden ben hiç aldırmadım uyku sersemliğide var üzerimde.(bunun farkına şimdi vardım o yüzden yazıyorum).
Uzun zamandan beri yağmamıştı İzmir'e bu kadar uzun süren bir yağmur.Yıllar öncesinde her hafta sonu yağmur bilirdim ben hatta küçükken o yağmurların bana inat yağdığını hafta sonu okul tatil ben dışarı çıkamayayım diye olduğunu sanırdım.

E tabi bunu geri dönüşü de var.Şemsiye yok,yağmur haddinden çok,ben ise kuru yerimi aramak ile meşgulüm kaldı mı diye soruyorum kendi kendime...

21 Ekim 2007

Kış Gelmiş mi?Gelecek mi?Geçerken mi uğramış?Geçmiş mi yoksa?

Kışı sevmiyorum tek sebebi ise güneşi çok az görmem ve donuk renklerin oluşması.Turuncuyu çok seviyorum portakal da bu yüzden aslında.Yaz mevsimini dolaylı yönden seviyorum güneş tatlı tatlı parıldadığı için.Sıcak havada terliyoruz yapış yapış bir durum ama olsun yinede seviyorum yaz aylarını ben.

Küresel Isınma emin olun sadece ısınmak olsaydı desteklerdim.Ama sanırım buradaki ısınma farklı bir durm 1'c ın bile bir çok canlıyı öldüreceği bir ısınma...
Her neyse daha sonra uzatacam bu konuşmayı bayınız...

Sayısal Loto 6 bilen 9 kişi :)

İkramiye 7.5 trilyona çıkınca millet sanki 7.5 tan aşagısına oynamam abi benim 7 trilyonu var dercesine :) doluştular bayilere.Bende doluştum ama ben yine 2 haftada bir oynarım yani...7.5 trilyonu zaten harcayamam kesin yastık altı yaparım :) kıyamam o paraya dura dura çürütürüm.Her neyse dun bakamadım sonuçlara sabah baktım ki bende 3 tutturmuşum :)
Hep tutup tutmayacagını surdan anlarım 5 kolon kendım oynarım 1 kolon makina eğer benim yazdıklarım makina ile tutuyorsa tutma ihtimali vardır kuponun en azından şans olup olmadığını anlıyorum orda bu kuponda da 3 tuttu boylelıkle 2 tane 3 bıldıgım bılet oldu :) ili bilet arasında tutanlar sayısal sonuçları olan 17-18- 21 di :)
2.850+2,850 eder 5.700 :D haftaya oynamak için para çıktı hadi bol şanslar...

19 Ekim 2007

Kriptoloji Devam Ediyor...

İşte Kriptolojinin Tarihçesi...

* MÖ.1900 dolaylarında bir Mısırlı katip yazdığı kitabelerde standart dışı hiyeroglif işaretleri kullandı.

* MÖ.60-50 Julius Caesar (MÖ 100-44 ) normal alfabedeki harflerin yerini değiştirerek oluşturduğu şifreleme yöntemini devlet haberleşmesinde kullandı. Bu yöntem açık metindeki her harfin alfabede kendisinden 3 harf sonraki harfle değiştirilmesine dayanıyordu.

* 725-790 Abu Abd al-Rahman al-Khalil ibn Ahmad ibn Amr ibn Tammam al Farahidi al-Zadi al Yahmadi, kriptografi hakkında bir kitap yazdı (Bu kitap kayıp durumdadır). Kitabı yazmasına ilham kaynağı olan, Bizans imparatoru için Yunanca yazılmış bir şifreli metni çözmesidir. Abu Abd al-Rahman, bu metni çözmek için ele geçirdiği şifreli mesajın başındaki açık metni tahmin etme yöntemini kullanmıştır.

* 1000 - 1200 Gaznelilerden günümüze kalan bazı dokümanlarda şifreli metinlere rastlanmıştır. Bir tarihçinin dönemle ilgili yazdıklarına göre yüksek makamlardaki devlet görevlilerine yeni görev yerlerine giderken şahsa özel şifreleme bilgileri (belki şifreleme anahtarları) veriliyordu.

* 1586 Blaise de Vigenère(1523-1596) şifreleme hakkında bir kitap yazdı. İlk kez bu kitapta açık metin ve şifreli metin için otomatik anahtarlama yönteminden bahsedildi. Günümüzde bu yöntem hala DES CBC ve CFB kiplerinde kullanılmaktadır.

* 1623'de Sir Francis Bacon, 5-bit ikili kodlamayla karakter tipi değişikliğine dayanan stenografı buldu.

* 1790'da Thomas Jefferson, Strip Cipher makinesini geliştirdi. Bu makineyi temel alan M-138-A, ABD donanmasının 2.Dünya savaşında da kullandı.

* 1917'de Joseph Mauborgne ve Gilbert Vernam mükemmel şifreleme sistemi olan "one-time pad"'i buldular.

* 1920 ve 1930'larda FBI içki kaçakçılarının haberleşmesini çözebilmek bir araştırma ofisi kurdu.

* William Frederick Friedman, Riverbank Laboratuarlarını kurdu, ABD için kriptoanaliz yaptı, 2. Dünya savaşında Japonlar'ın Purple Machine şifreleme sistemini çözdü.

* 2. Dünya savaşında Almanlar Arthur Scherbius tarafından icat edilmiş olan Enigma makinasını kullandılar. Bu makine Alan Turing ve ekibi tarafından çözüldü.

* 1970'lerde Horst Feistel (IBM) DES'in temelini oluşturan Lucifer algoritmasını geliştirdi.

· 1976'da DES (Data Encryption Standard), ABD tarafından FIPS 46(Federal Information Processing Standard) standardı olarak açıklandı.

* 1976 Whitfield Diffie ve Martin Hellman Açık Anahtar sistemini anlattıkları makaleyi yayınladılar.

* 1978'de Ronald L. Rivest, Adi Shamir ve Leonard M. Adleman: RSA algoritmasını buldular.

* 1985'de Neal Koblitz ve Victor S.Miller ayrı yaptıkları çalışmalarda eliptik eğri kriptografik (ECC) sistemlerini tarif ettiler.

* 1990'da Xuejia Lai ve James Massey: IDEA algoritmasını buldular.

* 1991'de Phil Zimmerman: PGP sistemini geliştirdi ve yayınladı.

* 1995'de SHA-1 (Secure Hash Algorithm) özet algortiması NIST tarafından standart olarak yayınlandı.

* 1997'de ABD'nin NIST (National Institute of Standards and Technology) kurumu DES'in yerini alacak bir simetrik algoritma için yarışma açtı.

* 2001'de NIST'in yarışmasını kazanan Belçikalı Joan Daemen ve Vincent Rijmen'e ait Rijndael algoritması, AES (Advanced Encryption Standard) adıyla standart haline getirildi.

Açık Anahtar Altyapısı...

Temel kriptolojide de de olduğu gibi asimetrik kriptografi sistemleri,simetrik kriptografi sistemlerine göre anahtar yönetimi konusunda daha başarılılılar.Asimetrik kriptografi bu nedenle en çok tercih edilen sistemlerin başında gelmektedir.
Açık anahtar yapısına ihtiyaç duyulan sebepler...
• Asimetrik kriptografi sistemlerini gerçeklemek için
• Açık ve özel anahtar yönetmek için

Açık anahtar altyapısı kimlik doğrulama,inkar edememe,mesaj bütünlüğü ve gizlilik gibi hizmetleri simetrik kriptografinın kullandığı bir yöntemle yapar.
Buradan anahtar dağıtımı ve elektronik imza özelliklerinin asimetrik,gizlilik hizmetlerinin ise simetrik kriptografiden yararlanılarak yapıldığını çıkartabiliri.

Asimetrik kriptografide bir kişi için iki çeşit anahtar üretilir.
<1.Açık>
Anahtarın sahibi ile haberleşmek isteyen herkes tarafından görülebilir ve kullanılabilir.Anahtarın kullanımını kolaylaştırmak için değişik şekillerde yayınlanması ve isteyenin erişimine açılması mümkündür.
Bu yayınlama şekline sertifika adı verilir...
Açık anahtar kullanım örneği...


Bu kullanımda aşağıdaki noktalar akla gelmektedir.
->Serkan kartvizitin arkasında bulunan açık anahtara denk gelen özel anahtarın kendisinde olduğunu söylemektedir.
->Bu kartı alan herhangi bir kişi kartın üzerindeki açık anahtarın Serkan beyin olduğunu bilir ya da öyle varsayar.
->Kartın üzerinde yazan bilgiler herhangi bir şekilde kanıtlanmadığı için şüphelidirler.
->Kart üzerinde ki bilgiler güncel olmayabilir.Serkan bey konferansı yapmaktan vazgeçmiş veya mail adresini değiştirmiş olabilir.
->Açık anahtarı gören bir kişi eksiksiz bir şekilde bu veriyi bilgisayarına girmelidir.
->Serkan mail adresini değiştirir veya özel anahtarını kaybederse kartvizit geçersiz olacaktır,bunu kime nasıl duyuracak?

Özel anahtarı olmadan bu bilgilerin doğruluğu kanıtlanamayacağından özel anahtarı kaybetmek demek kartvizitin geçersiz olduğu ve bunu açık anahtarı bulunan herkesin öğrenebileceği anlamına gelmektedir.

Aynı sistem biraz farklı bir şekilde kredi kartlarında geçerlidir.Ancak kredi kartları sadece sahibi tarafından taşınacak şekilde 1 tane üretilmişlerdir ve açık anahtar yayınlamak için kullanılması çok zordur.Anahtar manyetik bantta saklanır fakat herkese ulaşması için çok fazla el değiştirmesi gerekir.Bu da mümkünlük sınırlarını aşmaktadır...

Devam Edecek...

18 Ekim 2007

Dikiz Kameraları...


Dikiz Aynalarına Elveda…
Sanyo firması geliştirdiği teknoloji ile arkayı görmeye yarayan yan aynaları ortadan kaldıracağa benziyor.
Japon firması kamyon ve otobüs gibi ağır araçların sürücülerinin kullandıkları aracın etrafını dışarıdan görebilmelerini sağlayacak ve kör noktayı ortadan kaldıracak yeni bir görüş sistemi geliştirdiğini açıkladı.Araca takılacak geniş görüş açısına sahip 4 adet kameranın aracın 360 derecede görünümünü sağlayacak.Wi-Fi tipi bir bağlantı ile kameralardan elde edilen görüntü merkezde toplanarak tek görüntü olarak şoföre sunulacak.

Sanyo açıklamasında gece görüşü içinde bir sistem üzerinde çalıştıklarını söyledi.Gece görüşü sistemi özellikle gece yolculuklarında iki araç arasına park ederken çok işe yarayacağı görüşündeyim…Heyecanla beklenen dikiz kameralarının ülkemize geliş tarihi için kesin bir bilgi bulunmadığını üzülerek belirtmek isterim 

İşte Gözüme Takılan İlginç Bir Enstantane...

Jack Ma

Asıl uzmanlık alanı ingilizce öğretmenliği olan Jack Ma 1999 yılında 18 arkadaşıyla birlikte www.alibaba.com sitesini kurmuştur.Çin'deki ve dünya'daki en popüler B2B sitelerinden biri olan Alibaba'nın 1,5 milyon kayıtlı üyesi bulunuyor.

www.alibaba.com herşeyi bulabileceğiniz bir internet sitesi,herşeyden herkesin çıkardığı manalar farklıdır o yüzden açıklayayım :)

Dünya'da bir çok ülkenin güvenlik firmaları,maden ocakları,yerli markaları,tarihi yerleri,hanları hamamaları,arabaları,insanları,ortalama geliri,son cumhurbaşkanını tarihini,ekonomik durumunu,borsasını,ithalat ihracat oranlarını ve daha aklınıza gelmeyecek çiçekçisine kadar bilgi veren bir site.

Bu Jack Ma kalkmış 18 arkadaşınıda almış gitmişler bu siteyi yapmışlar aferin diyor ve ufak bir ayrıntıya takılıyorum...Geçerken uğramıştım sanırım kalıcı olacagım alibaba da...

Turkey's top three import partners are Germany, Russia and Italy. Its top three export partners are Germany, the United States and the United Kingdom. Turkey mainly imports hydrocarbons, machinery, electronic equipment and metals.

(Türkiye'nin en çok ithalat yaptığı 3 ülke Almanya,Rusya ve İtalya.En çok ihracat yaptığı 3 ülke Almanya,Amerika ve İngilere.Türkiye'nin başlıca ithalatı hidrokarbon malzemeler,mekanizma ve makinalar,elektronik malzemeler ve aletler bir de metal.

Bu kadar Bor madeni bulunan bir ülke,Maden ocakları bulunan bir ülke nasıl olurda hala metali ithal alır.İşleyemiyoruz madem çıkartıp saf satalım da yararı dokunsun,yıllar sonrasına bırakmayı mı düşünüyoruz ne yapıyoruz anlam veremedim.İlginç bir şekilde yazasım geldi...

Kriptoloji Kriptografya Kriptoloji Kriptograflık...

Tam tanımı:"Kriptoloji, haberleşen iki veya daha fazla tarafın bilgi alışverişini emniyetli olarak yapmasını sağlayan, temeli matematiksel zor problemlere dayanan tekniklerin ve uygulamaların bütünüdür"

Günümüzde kriptoloji, matematik, elektronik, optik, bilgisayar bilimleri gibi birçok disiplini kullanan özelleşmiş bir bilim dalı olarak kabul edilmektedir. Kriptolojinin iki temel alt dalı vardır: Kriptografi ve kriptoanaliz.

Kriptografi, kelime kökeni olarak Yunanca gizli/saklı anlamına gelen kryptós ve yazmak anlamına gelen gráphein kelimesinden türetilmiştir.

Esas kelimesi ile bir kriptografik sistem içerisinde kullanılan temel işlevlerden bahsedilmektedir. Bir kriptografik sistem, bilgi güvenliğini sağlamak için bir araya getirilmiş birçok küçük yöntemler bütünlüğü olarak görülebilir. Bu yöntemler yapıları itibarı ile üç ana grupta incelenebilirler

Anahtarsız Şifreleme
Gizli Anahtarlı Şifreleme
Açık Anahtarlı Şifreleme

Devam Edecek...

15 Ekim 2007

İsteyince Oluyor muymuş Olmuyor muymuş Kendime Sormaktayım...

İstemek gerçekten başarmanın yarısı mıdır.Ben istedim ama olmadı gibi bir cümle kurulabilme ihtimali varsa neden istemek sadece yeterli olmaz.Madem istemek başarmanın yarısı bende o başarıdan elde edeceğim yararın yarısını almalıyım mantık bu değil midir?

Tabiki bahsettiğim bir düz mantık eseri.Sorguları kalıplaşmış insanların mantığı düz mantık.Neden bu böyle olmasınlara tepkili kalabalık.
İstemek demek zaten birşeyler yapmak demektir.İstemek bir eylemdir gözle görülür ve başkaları tarafından farkedilir.İçten istenmez yani istediğinizi birilerinin görmesi gerekir sizin samimi olmanız için.
Yoksa sadece manevi konularda istediklerimizle kalırız.İstediğimiz herhangi bir şeyi yapmaya başlamaktır istemek,başardım demektir istemek.

İstek kelimesini tam tanım olarak aldığımızda ve tanıma cuk diye oturacak bir şekilde kullandığıımzda başarmışızdır zaten.Kalmamıştır istemekten sonra gelecek olan %50 lik dilim.
İstiyorum,Başarıyorum Şimdiki zamanda yapılan eylemlerdir bunlar aynı anda olmazlarsa bir değerleri kalmaz ya da biz başka birşey yapıyoruzdur...


İçimden geldi alaka aramamak gereklidir :)

Uzayın sonunun olduğunu söyleyen bir adam vardı hatırlar mısınız.Uzay aynalarla çevrilidir optik kuralları üzerine kuruludur demişti.Aynanın üstüne üstüne gidiyorsunuz ama görüntü gitmiyor hiçbir yere,normalde Dünya'da aynaya yaklaşınca görüntü küçülmeye başlar ama görüntü sanırım bu aynanın arkasında oluşuyor yani bir çukur aynanın odak noktası ile tepe noktası arasında kalmışız altımız üstümüz ayna merkezinde de duramıyoruz sonsuz var...

Gece gece bunları düşünerek uykuya dalacağım hadi iyi uykular bana...
Bu yukarda yazan şeyi okumuşlara afiyet,okumamışlara teklif,okuyacaklara da dikkat eyle ya rabbim...

En Büyük Yolcu Uçağı


Avrupa uçak üreticisi Airbus, dünyanın en büyük yolcu uçağı olan A380 modelinin ilk teslimatını bugün yaptı.

Air Bus uçaklarının üretildiği Toulhouse kentinde düzenlenen törenle, yeni model ilk uçak Singapur Havayollarına teslim edildi.

Singapur Havayolları, normalde 555 yolcu kapasiteli uçağın kabinlerinde bazı değişiklikler istedi ve bu sayıyı 525'e düşürdü.

Singapur havayolları tarafından teslim alınan ilk A380, ilk uçuşunu 25 Ekim'de yapacak.

Elde edilen gelirin hayır kurumlarına bağışlanacağı bu tarihi uçuştan sonra uçak, 28 Ekim'den itibaren Singapur-Sidney hattında düzenli seferlere başlayacak.

Dev yolcu uçağında 12 adet özel suit kabin bulunurken, yolcular seyahat sırasında 100 adet film, 180 TV ve 22 radyo kanalını izleme ve dinleme imkanına sahip olacak.

Yolcular, uçağın içindeki barda oturabilecek ve mağazada alışveriş yapmak imkanı bulacak.

Air Bus firmasının bugüne kadar 380 modeli için 165 adet sipariş aldı.

A380 modeli, Airbus'a çok pahalıya patlayan bir proje olmuştu. Modelin üretimi ve teslimatının açıklanan tarihten ancak 2 yıl sonra tamamlanabilmesi Airbus'a milyarlarca dolar zarara ve büyük prestij kaybına mal olmuş, süreç içinde 5 üst yönetici değiştiren şirket, bu zarar yüzünden 10 bin çalışanının işine son verilmesini öngören uzun vadeli bir yeniden yapılanma sürecine girmek zorunda kalmıştı.

14 Ekim 2007

Soyu Tükenen Varlıklar (Fotogaleri)

İngiliz Çevre Örgütü Zoological Society of London soyu tükenen dünyanın en tuhaf 10 hayvanını koruma altına almak için yeni bir proje başlattı.

Proje kapsamına alınan hayvanların en önemli özelliği benzersiz olmaları. Yalnızca Çin'in Yangtze nehrinde bulunan Yangtze nehir yunusu da korumaya alınan sevimli hayvanlar arasında. Asya'nın ve Çin'in en uzun nehri Yangtze boyunca 20 milyon yıldır yüzen beyaz yüzgeçli yunusun soyu, sanayinin gelişmesi, aşırı avlanma ve nehir trafiğinin artmasından dolayı tükendi. Çin tanrıçası olarak anılan 2.5 metre uzunluğundaki utangaçlığıyla bilinen nehir yunusuna en son 2004'te rastlanmıştı



Yangtze nehir yunusu

Solonodon Cubanus

Slender Soris




Pigme Su aygırı...

Çift Hörgüçlü Deve...

Angut Ne Demektir...

Kısa bir konuşma arasında geçen angut kelimesinin anlamını gerçekten içten bir şekilde merak eden insanlar olarak araştırdık bulduk... :)

Herkesin (haksız bir şekilde) kullandığı bir ifadedir Angut. Birisi bir aptallık yapınca, biri laftan anlamayınca, böle boş boş bakınca hemen ‘Angut musun’ der günümüzün insanı…



Şimdi sıkı durun. Angut’un ne olduğunu açıklıyoruz…



‘Angut’ aslında bir kuş türü… Evet, yanlış okumadınız! Bir kuş türüdür.



Angut kuşu çok vefalı bir hayvandır. Öyle ki eşi öldüğü zaman, yanına o anda başka bir yırtıcı hayvan veya bir insan gelse bile, gözlerini bir an eşinin ölüsünün üstünden ayırmaz. O da ölene kadar onun baş ucunda bekler… Bu olay bütün Angut kuşları için geçerlidir. Arada
bir görülen bir olay değildir... Çok ürkek bir hayvan olmalarına rağmen
eşinin ölüsünün başında bekleyen Angut kuşuna elini uzatsanız dahi
oradan kaçmaz... Hani derler ya "Angut gibi bakmasana…" Keşke
herkes Angut gibi bakabilse sevdiğine... Bundan sonra bazılarına
’Angut’ demeden önce bir kere daha düşünmek gerektiğini düşünüyorsunuzdur sanırım. Bir "Angut" bile olamayan o kadar çok insan var ki artık günümüzde...


Kaynak:Vahi olarak indiği için elle tutulur bir kaynak belirtilemedi.


Angut için Bkz...Angut Kuşu

10 Ekim 2007

Uğraşmayı Sevenlere Sorular?

Cevabı gerçekten merak edeceksiniz ama sadece siz çözerseniz cevap ortaya çıkacak...


1-Bu testte cevabı A olan ilk soru hangisidir?

A) 1 B) 2 c) 3 D) 4 E) 5

2-Bu testte sadece iki ardaşık sorunun cevabı aynıdır.Bunlar hangi sorulardır?

A) 7 ve 8 B) 9 ve 10 C) 11 ve 12 D) 13 ve 14 E) 15 ve 16

3-Bu testte cevabı E olan kac soru vardır?

A) 3 B) 4 C) 5 D) 6 E) 7

4-Bu testte cevabı E olan ilk soru hangisidir?

A) 9 B) 10 C) 11 D) 12 E) 13

5-Bu testte hangi harf sadece bir defa cevap olmuştur?

A) A B) B C) C D) D E) E

6-Bu sorunun cevabı bu testteki hangi sorunun cevabıyla aynıdır?

A) 16 B) 15 C) 14 D) 13 E) 12

7-BU sorunun cevabı bu testteki 19.sorunun cevabıyla aynıdır.Bu cevap hangisidir?

A) A B) B C) C D) D E) E

8-Bu sorunun cevabı bu testte toplam kac kez cevap olmuştur?

A) 4 B) 5 C) 6 D) 7 E) 8

9-Bu testte cevabı sesli harf olan kac soru vardır?

A) 6 B) 7 C) 8 D) 9 E) 10

10-Bu testte cevabı sessiz harf olan kac soru vardır?

A) 7 B) 8 C) 9 D) 10 E) 11

11-Bu testte cevabı sorununkiyle aynı olan son soru hangidir?

A) 10 B) 12 C) 13 D) 14 E) 15

12-Bu testte cevabı buı sorununkiyle aynı olan ilk soru hangisidir?

A) 4 B) 5 C) 6 D) 7 E) 8

13-Bu testte bu sorunun cevabı bundan sonra (bu haric) kac kez geçecektir?

A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1

14-Bu testte hangi harf en cok cevap olmustur?

A) A B) B C) C D) D E) E

15-Bu testte bu sorunun cevabı ilk olarak hangi soruya cevap olmustur?

A) 5 B) 6 C) 7 D) 8 E) 9

16-Bu testte cevapları soru numararaların sırayla yan yana yazılınca anlamlı bir kelime çıkan sorular hangisidir?

A) 3,4,5 ve 6 B) 5,6,7 ve 8 C) 6,7,8 ve 9 D) 7,8,9 ve 10 E) 11,12,13 ve 14

17-Bu testin ilk ve son sorularının cevapları nedir?

A) A ve E B) B ve D C) C ve C D) B ve A E) D ve E

18-Bu testte hangi harf daima soru numarası çift olan sorulara cevap olmuştur?

A) A B) B C) C D) D E) E

19-Bu testte hangi harf toplam 7 kez cevap olmustur?

A) A B) B C) C D) D E) E

20-Bu sorunun cevabı bu testte daha önce kac kez gecti?

A) 5 B) 6 C) 7 D) 8 E) 9


Alıntı fakat aldığım yerde alıntı yapmış alıntı yaptığı yer yazmış oraya gittim orasıda sadece alıntı olduğunu belirterek link vermeden bırakmış...

Yeni alan adımız .asia


İnternette yeni alan adı satışına başlandı!
Asya ülkelerinin internet sayfalarına yönelik yeni bir adres uzantısı satılmaya başlandı.
".asia" adı bugünden sonra satışta.

Asya ve Okyanusya ülkelerin temsilcilerini bünyesinde barındıran DotAsia şirketi ".asia" alan adının resmi dağıtıcısı ve tanıtıcısı olarak uluslar arası markalar veya kamu kuruluşlarının korunması için yapılan önceki alan adlarının verilmesindeki riskli bir yöntem olan "ilk gelen ilk alır" uygulamasını yapmayacak.

Avustralya’dan Ortadoğu’ya kadar bütün markalar ile hükümetler ve kamu kuruluşları ".asia" nın Mart 2008’den önce kayıtlarını yaptırabilecekler.09 Ekim 2007 tarihinde başlayan kayıt işlemleri Mart 2008 e kadar sürecek. Mart 2008 den sonra ise herkese satışına izin verilecek. DotAsia şirketi sorumlusu tarafından Asya pazarı için gerçekçi bir katılım olacağı söylendi.

DotAsia şirketi kısa adı Icaan olan uluslar arası internet alan adları ve adresi yönetim kuruluşu ile yaptığı anlaşma ile ".asia" alan adı verilmesinde bir haksızlık veya bir anlaşmazlığı önlemek amacı ile talepleri açık arttırma usulü ile değerlendirmeye alacak.

Gelen yeni alan adı ile birlikte ".eu" nun satışından sonra olduğu gibi ".asia" uzantılı Asya siteleri 10 dolardan yüzlerce dolara kadar yükselebilecek.

Üzerine Kurulanlar!

Herşeyin üzerine kurulu olduğu bir kaç şey var mıdır sizce?
Sayılar,Düşünce,Sesler,İnsan,Su....

Elbette her kararımızda bir doğal durumun etkisi vardır.Dışarı çıkmak isteriz yağmur vardır ya çıkmayız ya da şemsiye veya başka bir şey alarak çıkarı.Yani her kararda etkileyici dolaylı da olsa Doğadır.

Mesela matematik ve sayılar gibi soyut kavramları ele alırsak.İnsan yaşamında veya doğal yaşamda Dünya'da ki yaşamda her yerde bir katlanma var.Yani her zaman bir sonraki öncekini 2 ye katlayarak büyüyor.Vücutta mikrop çoğalması gibi 1 tanesinden yaklaşık 1 hafta içerisinde binlerce olabiliyor.Çünkü çoğalması devamlı bir öncekini 2 ye katlayarak oluyor.
Teknolojiyi ele alırsak,teknoloji gelişimide bir önce yapılan ürünün özelliklerini 2 ye katlayacak şekilde gelişiyor.İşlemciler örneğin 3 çekirdek işlemci gibi kavramlar istisnalar dışında yok.2 çekirdekten 4 e geçtik 4 8 gidicez inşallah(Allah senin işlemci kaç tane sorularına 256 512 gibi cevaplar verdiğimiz sorular göstersin).

Benim üzerinde durduğum bir diğer kavramsa düşünce sistemi ve bakış açısı.Duruma göre değişen gerçekler.Gerçek tanım olarak herkesin kabullendiği en doğru olandır.Fakat doğrunun kendi tanımını bile yalancı çıkartacak durumları oluyor bazen.Tek değişmezler kanunlar(Yer çekimi,Suyun kaldırma kuvveti gibi)
Olayları anlamak veya başkasına anlatırken kullanılan dil bile farklı yorumlara neden olmaktadır.Görmek ile yaşananı duymak çok farklıdır.Duyulan olay sadece duyulduğu kadardır.Zihin bir görüntü oluşturmak zorundadır o duydukları için.Ama görmek farklıdır görmek her ayrıntıyı görmek istediğiniz ve dikkat ettiğiniz ayrıntıyı görür ve olay akla getirmede kullanır.
Penbe fil düşünmeyin dediğimde aklınıza gelen ilk şeyin penbe bir fil olmasının nedeni her kelime de bir görüntü oluşumundandır.

Bakan kişinin bakış açısı çok ufak değişimlere bile uğrasa olaya getirdiği yorum çok farklılık gösterebilir.
Benim için onun için gibi göreceler de bu yüzdendir.Doğru değişkendir.Sonucunda yanlışta değişkendir.
Yaşayış biçimleri ve ahlak kuralları ya da mecburiyetler hep doğrunun ne olduğunda etkili olmuştur.Kimine göre doğru olan kiminin aklına bir seçenek olarak bile gelmemiştir.Aslında hayal gücüne bağlıdır nereye gideceği.Hayal gücünün bittiği yerde yani insanın düşünemediği yerde ulaşılan kör nokta sondur.
Çıkan bir kaç erken düşünebilen bazı şeyleri diğer insanların düşünmlerine gerek yokmuş gibi anlatarak onlara benimsetir.İlk duydukları şey bu olanlarda buna nedenini bilmeden inanırlar.(Hepimizin nedenini bilmeden yaptığımız şeyler hep ilk olarak gördüğümüzden ya da 6. his denilen türün bütün bireylerinde aynı olan özelliklerdendir.)
İçinden konuşmaktır düşünmek içeride bir masaya oturmuş adamlara bir konu vermek ve çıkan sonucu beklemektir düşünmek.Çok fazla kriterden geçerek gelen ilk veri işlenir ve o algılanır.
Aslında felsefeya kaçtım biraz fakat felsefe hayattır.Gerçekten felsefe tanımı sadece bu şekilde düşündüğünün farkında olmayan insanlar için söylenmiştir.Düşünen insanlar zaten ne yaptıklarını bilmektedirler.

Daldan dala gezinen cümlelerimde anlam bulanlar için sanırım güzel bir yazı oldu.Çok uzun olduğunu düşünüpte okumayanlar için düşünebilmeleri yeterlidir diyorum...

Planlanmış birşey değildir.Bir önceki cümlenin tekrar okunup sonrakinin yaratılmasından ibarettir.Aslında hep böyledir.!

Farklı bakış açıları üzerine kurulu bir hayatan tam tanımı(Kurduğumu hatırlamadığım ender cümlelerimden bir tanesi.Cidden;ben yazmadığıma adım gibi eminim ama aynı ben)

5 Ekim 2007

Kriptoloji ve Ben!

Kriptoloji ilk olarak Dan Brown'un Dijital Kale adlı kitabında tanıştığım bir bilim dalı.Daha önceleri böyle bir dal olduğundan haberdar değildim yani sorulsa yok demezdim fakat bu kadar irdelendiğini bilmiyordum.Kitabı o heves ile 2 günde okudum.
Ve Kriptoloji'ye merak sardım.Şifrelenmiş cümleler sadece anlamak zorunda olanların anlayacağı ve sadece bilmesi gerekenlerin bildiği okuma şifreleri.Olasılık deneme yanılmalar mimarisi gelişmiş sistemler yardımı ile günlerce süren denemeler şifre kırma veya kurma çalışmaları çok hoşuma gitmişti.

Olasılık ve Kriptoloji mantığına göre her şifre kırılabilirdi.Yeterki denensin burada mühim olan zamandır şifrenin kırılabilirliği sadece zamanı etkileyecektir.Bütün olasılıklar denendiği zaman bütün şifreler kırılabilir.
Kitapta buna zıt bir anlatım vardı yanı konu o idi kırılamayan bir şifre en gelişmiş sistem mimarisine sahip bir silikon dağ 24 25 saat uğraşması sonucunda hala bunu çözememişti.Şifreyi bulamıyordu.Zeki kızımız çözmüştü olayı koyulan şifre bir tür zararlı içerik barındırıyordu ve sisteme şifreyi bulsa bile es geçip bulmadığını zannettiriyordu.
Yine farklı entrikalar işlenmiş olaydan olaya koşulmuş ve sonunda ufak bir ip ucundan bulunuyordu şifre.
Kitabı anlatmayacağım tabi :)
Kriptoloji kelimeleri şifreleme yöntemi,söylenen ve anlatılan farklı şeylerdir her zaman anlatılmak için kelimeler tamamen araçtır.
Misal
Sezar şifrelemesi

Tarihin ilk kriptolojik fikirleri İngilizce'de transposition and substitution cipher adını taşır, yani yer değiştirme ve harf değiştirme şifrelemesi. Bu yöntemlerden ilki bir yazıdaki harflerin yerlerini değiştirerek, ikincisi ise harfleri başka harflerle değiştirerek elde edilir. Bu şifreleyi kullanan belki de en ünlü teknik Sezar Şifresi'dir: bu şifrede, her harf o harften birkaç sonraki harf kullanılarak yazılır. Örneğin, 3 harf atlamalı Sezar Şifresi'nde "deneme" yerine "fğrğpğ" yazılır.

Öte yandan, Sezar Şifresi kırmak görece kolay olmaktadır: bir filolog bir dilde en çok geçen harfleri bulabilir. O harfler ile mesajda en sık geçen harfleri karşılaştırarak hangi harfin hangi harf ile değiştirildiği bulunabilir. Bu adımların ardından, mesaj çözülmüş olur...


Şimdi mantığı çözdüğünüze göre bir de ben sormak istiyorum tamamen kendi kurduğum bir yöntemdir.İp söküğü gibi gelecektir ve dönüm noktalarından oluşuyor.

Burada ne yazıyor?

üoül jnşfö lünüzösc

Tek bir kural var alfabe ile biraz oynayın bakalım...

4 Ekim 2007

Uydurdum ama nereye,neyi?

Ey Göklerin efendisi,sana bir şey dicem.

Buyur de hele?
Dün düşündüm düşündüm sonunda buldum.
Neyi buldun?
Bulmam gereken şeyi bulursam işte ben bunu bulmalıymışım dediğim şeyi buldum ben.
Hmm merak ettim nedir bu bulman gereken şey.

Hiç bir şeyi bulamayacağımı buldum.Çünkü artık gözüme hiç birşey saklı gelmiyor o kadar açık ve net ki saklanmayan bir şey olmadığı zaman bulunacak ta bir şeyin olmadığını çözdüm.

Göklerin efendisi Mavi ekran!! :)

Aaa satarım baaa satarım ustaaaam ölmüş beeen satarım.Arkadaşım Nimet arkasını dönse.Önüm arkam sobe.
Sağlıcaklan galın...

2 Ekim 2007

Dertlere Gark oldum Sonra Merhemini Buldum

Abla ben 14 yaşındayım ve Coğrafya öğretmenime aşık oldum her ders onu seyretmekten ders dinleyemiyorum.Evde hep tahtaya beni kaldırsın diye ders çalışıyorum fakat okulda onu görünce bütün dersleri unutuveriyorum abla gurbanın olam yardım et...

Abladan El Cevap...
Çocum seninde dediğin gibi daha 14 yaşındasın aşkın ne menem bir şey olduğunu bilmiyorsun biraz erken davranmışsın aşık olmak için.Senin duyguların şuan için gelip geçici git bir yüzünü yıka gözüne sabun,kulağına da su kaçır kendine gelirsin.
Hadi Yavrucum Coğrafya öğretmenine selamlar... :)


Estarabim sağdan soldan estarabim...

1 Ekim 2007

Var mı böyle olan!

Hoşçakalın kelimesi ile bitireceğim şu sözlerimi neden okuduğunuzu yorum olarak belirtmenizi istiyorum...

Yaklaşık 2 yıl öncesine dayanan bir radyo dinleme alışkanlığım vardır.İnternetten dinliyorum herhangi bir radyo cihazım yoktu o zamanlar sonraları bir radyo çalarlı cep telefonu aldım tabi.
Tatlıses Radyo dinliyorum genelde ilk başlarda yaz tatiline denk gelmişti bilgisayarın başında oturduğum sürece çalan tek müzik Tatlıses radyonun çaldığı müziklerdi.Tatlıses Radyo İbrahim Tatlıses'in değildir.!

Herneyse dinlediğim 4 5 program vardı hergün ama başka programı yoktu zaten radyonun.Sabahları haber programını dinleyemiyordum kaçırıyordum öğlende yemek yediğim için anca saat 2 3 gibi açabiliyordum radyoyu bence asıl güzellik o zaman başlyordu.
İlk olarak Çokemel adında bir program başlar emel adında bir kızımız çıkar yayınını yapar ve çeker giderdi.Feminist bir hanımefendi idi ve eski sevgilisini sanırım radyo programına çağırmıştı.
Daha sonra Abuzer gelirdi ki çok severim.Abuzer (bebe Ruhi,Maskeli beşlerdeki memoli değil şafak değil gaffur değil geri kalan ikisinden gözü biraz yukarı bakanı işte o) Abuzer o bir tiyatrocudur kendisi.
Güzel oyunlarda da oynamıştır.Radyo programında r harflerını soyleyememesı bana hoş gelirdi bildiğiniz gibi normalde söyler.Ama radyoda öyle bir imaj yapmıştı kendine güzeldi taaa ki RTÜK bunu Türkçe'ye hakaret olarak algılayıp yayını durdurana kadar.!!!!Ünlem ünlem ünlem...

Daha sonra saat 8 ile 10 arası eğlenceli bir tip vardı hep kendisini trafikte dinleyen insanlar var sanırdı ve trafiktekiler merhaba falan derdi :) programın adını unutunca böyle saçmalanır.

Veee saat 11 de MUZO vardı mutlaka 1 kez duymuşluğunuz vardır daha önceleri Radyo D de yayın yapıyordu şimdi Tatlıses Radyo da çok sempatik çok komik çok canayakın bir adamdır.Tanışmışlığım var İzmir e geldiği bir gösterisinde tanışmıştık.Mide rahatsızlığı var bu arada geçmiş olsun demek istiyorum.

Neyse asıl anlatmak istediğim konu şu.Ben telefonda kulaklıkla radyo dınlerdım heryerde yaz tatılı bıtınce okul basladı halıyle bende okula gıdıp gelırken hep kulaklıgı tkar dınlerdım radyoları ,daha sonraları Abuzer in programı yasaklandığı için gunduz dınleyecek bır program kalmaıstı.
Yaklasık 1 yıl sonra Abuzer i sabahın 6:30 una yayın yapsın die koydular :) Abuzer in yanında birde Cenk vardır ki çok güzel bir sesi vardır güzellik farklı anlaşılabilir burda hemen açıklayayaım.Güzel ses(bana göre)=Tok ve dinledikçe insana konuşlan konuş dedirtecek.

İşte bu Abuzer sabah 6:30 da yayına baslıyor saat 10 a kadar haber programı sunucusuda araya karısıyor gıdıyorlardı oyle.Ben kulaklkla dınlıyordum ama ne yapabılırım kulaklıgı dınledıkten sonra cebıme koyuyorum ve adi kulaklık cebimde katlanıyor oysa katlanmamalı :) Her çıkartmaya uğraşışımda bir yerini kopartıyordum kulaklığımın.Bir gün cebimden çıkarttım ki sadece kablo var hoparlörler çıkmış pantolonumun cebinin yırtığından düşmüşler.Ben aradım fakat hiç bir şey buladım.
Sonra aklıma kulaklığı takıp sesı hoparlore vermek geldı fkat radyo programı sadece muzık olmadıgı ıcın mıllet rahatsız olmasın dedım otobuste falan.Ama dınlemeden de olmuyordu yol bıtmıyordu.
Kulaklıgı taktım sesı hoparlore verdım ve yoldayım arkamdan bir adam geliyor adam hızla ilerliyordu arkama gelince yavaşladı benimle aynı hızda fakat 2 adım arkamdan yürüyordu.Ben ilk başta anlamadım bunu.Otobüse bindim ayakta kalmıştım yolda gülmekten otobüsü kaçırdığım için bir sonraki otobüse kalmıştım,o da tıklım tıklım dı.Otobuste ayakta bir bayanın yanında duruyordum radyo hala açık fakat kısık seste kafamı eyiyorum duyuluyor ben kafamı eymiş bunları dnlerken kadında duymus olmalı kı bana yaklastıkca yaklastı ve resmen kafasını gogsume dayadı benımle bırlıkte prograı dınlıor ve guluyor falan ama benı onemsedıgı yok kadını kulagı radyoda.Sesi biraz artırdım kadnı kafasını gogsumden cektı ve uzaklaştı artık rahatlıkla duyabılıyordu hatta cevremdeki 3 4 ınsan da duyuyordu hep beraber dınlıyorduk guluyorduk.

Sabahları arkamdan 2 şer adım uzaklıklarla gelen 3 4 adam ve ben önde gidiyorus.Hepimiz radyo dinliyorus.Hepimiz gülüyoruz.Dinlemenizi tavsiye ederim.Sabah 6:30 ile 9 arası Radyo Tatlıses Abuzer ile Radyo Okulu!!!

Var mı böyle olan hıııııı? :)
Hoşça Kalın inşallah.