10 Şubat 2011

Spekülasyon Otomatı


Havada güneş vardı ama onu terslercesine rüzgarda esiyordu sevgili blog.
Seninle yine bir sürü olayla boğuşurken konuşmak nasipmiş. Şuanda bulunduğum internet kafenin sahibi 12-13 sabilere cübbeli ahmet hocanın vaazlarını dinletiyor. Bu internet kafe sahiplerinin kendilerini bir b.q sanmaları beni derinden yaralamaktadır sevgili blogum. Kafeyi açınca sanki kültürleri artıyor gibi hissediyorlar tek yaptıkları kafede hayatının baharındaki gençlerle gırgır şamata yapmak. Kendi gençliklerinde yaşayamadıklarını o çocukların yaşadığını görmek onlara mutluluk veriyor olsa gerek. Kendi dillerini bile yaratıyorlar zamanla burda. Kendi küfürlerini lakaplarını falan yaratıyorlar gün içinde fazla uzun cümle kurup oynadıkları oyunları yarıda bölmemek için.
Cübbeli ahmet hoca romayı fethediyor...
Neyse blog uzun zamandır seninle hasbihal etmedik. Şöyle bi konuşayım dedim seninle. 3. sınıf oldum blog üstten aldıgım 2 derslede 4 sayılmam an meselesi. Ders kaydımıda yaptım fakat yine hiç beklemediğim bir anda yine hiç beklemediğim bir haber aldım. Evet bildin yine ev ile alakalı. Ev sahibim evi satıyormuş ve sagolsun sattığı kişiye evde kiracı var hazirana kadar falan kalsınlar diye anlaşacakmış. Bilmiyorum da 4 yıl okuyacağım 5 ev değiştirmezsem iyi...

Bir diğer mevzu ise gönül işleri. Liseden arkadaşlarla görüştük. Ben tam onlarla görüşmeden önce karar vermiştim kendimi bilime falan adayacaktım. Nihayetinde 1 tane aşık bilimadamı var mı ama. Hah işte ben bunlarla kendimi gaza getirirken özel derslerde öğrencilerede bu aşkı aşılarken bizimkilerle görüşünce işler biraz çalkalandı. Bana birisiyle bir şey paylaşmanın güzelliklerini hatırlatır gibi oldular. Ha bu kararlarımdan onların haberi yok gibi ama yinede konusmaları sessizce dinleyerek pek o taraklara saç atmadığımı belli ettim galiba.

Büyümüşüz blog ben onu farkettim... Artık param yok demek lisedeki kadar kolay olmuyor...
Ziyaretin kısası makbulmüş dediler.

Dediler zamanla hep çökermiş sistemler,
Olsun bana onunla olan ağım yeter,