18 Ocak 2012

Ev'lenelim mi?

Bu aralar sanki zamanı gelmiş gibi her yerde evlilikle ilgili şeyler dönüyor etrafımda.
En yakın arkadaşım evleniyor, düğün salonları cep telefonumu arıyor yanlış numara diye.

Takip ettiğim bloglarda evlilik temalı konuşmalar geçiyor. Geliyorda geliyor evlilik.

Aslında şu dönemde insanların evlilikten ne anladıklarıda fazlasıyla ilgimi çekiyor. İki kişinin ciddiye alınacak birlikteliğinin adı evlilik olmuş durumda. Fakat evlenmeden önceki tanışma döneminde kişiler birlikteler denince çok kesimden tepki alıyorlar. Adı konmamış beraberlikler. Günümüzün konusu...

Evliliğin ne olduğundan çok neden ortaya çıktığı önemli bana sorarsanız. Temel nedeni yabancılaşmamak gibi görünsede "duygusal" olmayınca yan yana duran 2 insandan farksız bir yapı oluyor. Kutsal bir müessesedir evlilik her dinde. Müslümanlık bunu en hakkını verir şekilde muhafaza etmeye çalışmış fakat müslüman insanların çevresel faktörlerinde etkisiyle evliliği bir çok zorunluluğu, yükümlülüğü ve sürdürülebilirliği olması gereken bir şeye dönüştü. Evlenmek ne kadar kutsal ilse boşanmakta o derece kutsaldır. Anlaşmak ne kadar mutlu ediyorsa insanları anlaşamamak ve bunu bir zorunluluk olduğu için devam ettirmek o derecede mutsuz eder. Bir dinin kuralları nerde görülsün ki o dine mensup insanı mutsuz etmeye yöneltsin. Eğer tersi durum varsa ya dini yorumlamada problem vardır ya da o din gerçekten çarpıtılmıştır.
Temelinde yabancılaşmama ve iki insanın birbirine beslediği duyguların bir eşik değerini aştığında oluşabilecek şeye evlilik deniyor günümüzün modern insanları arasında. Yüzyıllardır süregelen evlilik mantığında ise 2 kişi birbirini görür tanışır, tanışmaları bile evliliği hazırlayıcı aşamalardan biri olarak kabul edilir.
2 kişi evlilik amacı ile tanıştıklarında evlenmemelerinin tek yolu 2 taraftan birinin bir "fiziksel,maddi,manevi" sorunu olmasıdır. Anlaşmak gibi bu işi sürekli kılacak bir durumdan kimse bahsetmemektedir çünkü anlaşmaları gereken tek yer akşam yemek sofrasıdır.

Erkek kadın evlendiğinde eşittir aslında evlenmeden aralarındaki fark oldukça fazladır. 2 insan evlenince en mahremlerinden haberdar olamıyorlarsa, birbirlerinden hala mecburi "ama öyle görülmeyip normalmiş gibi algılanan" durumlar dışında ilişkiye girmiyorlarsa. Çocuk yapmak için yatakta yüzyüze dönüyorlarsa birbirlerinin nazlarını çekmenin çocukça olduğunu düşünüyorlarsa çok büyük problem var demektir. Bahsi geçen durum evlilik gibi yüce bir kavramla adlandırılamaz onun adı sadece birlikteliktir. Hani şu günümüzde bir çok cemaatin birliktelik deyince "iblisler" dediği durumdur. Evlenmeden önce evlenebilir olduklarını kendilerine göstermeleri gereklidir bu ne "evlilik" denen kavrama zarar verir ne de birliktelikleri saçma zorunluluklar altında bırakarak talihsiz ayrılıklara götürür.
Son olarak bir ilişkiye ciddi bakmak demek evlenebilir olmak demek değildir sevgili okurlar... :D

17 Ocak 2012

Sarı Lacivertli Ekip

segili blok çok ilginçtir izmir'de sana yazasım geliyor.
Kütahya'da aklıma sadece giren çıkan sayısını merak ettiğim bir zımbırtı olarak düşen sen izmir'de yolda gördüğümü bloga geçeyim dediğim bir zımbırtısın benim için.
Konyalı arkadaş geldi İzmir'li kız buldu bizim sınıftan anasıyla falan kahvaltı ediyorlar galiba bu hafta sonunada sözlenecekler. Evleniyor adam ya. Tamam dayımın ve diğer bir kaç yakınımın düğünlerini gördümde böyle en başından bütün aşamalarında katkımın olduğu bir evlilik görmedim galiba.

Derslerimin hepsinide geçtim yalnız dediğim gibi eğer ben kendi kağıtlarımı okusaydım 2 dersten bırakırdım kendimi. Soruya istenilen cevabı vermedende o sorudan tam puan almak gerçekten mümkünmüş.

İzmir soğuk. Trt1 seyrediyorum hafta sonu tekrar Kütahya'ya döneceğim. Diş dolgularım kırılıyor. Üst komşudan internet alıyorum. Bizim internetin faturaları ödenmemiş.

Foçada eğitim uçağı düşmüş. Kuruyüz gemisi yan devrilmiş önce kaptan kaçmış adam savunmasında "o kayalar orada olmamalıydı" demiş.

Okuldan bir arkadaşım gerçekten ilginç denecek bir şey yapmış. Çıkış kapısından girmiş!!!
serbest piyasada dolar 1.84 ten gidiyormuş...

9 Ocak 2012

Fonksiyonel Analiz ve Kısmi Türevli Diferansiyel Denklemler

Sevgili blok epeydir görüşmüyoruz. Seninle artık bir şey paylaşmak istemediğimdenmidir yoksa paylaşacak o kadar çok şey olmadığındanmıdır bilmiyorum artık hiç "aa bunu bloga yazayım" demiyorum.
4. sınıfta çuvallamak bu olsa gerek toplasan 4 tane dersim var ben 2 tanesinden kalabilirim. Kafamın dağınık olması "madden ve manen her hangi bir sorun olmamasına rağmen" çalıştığım derse kendimi verememem ve sonuç olarak barajı geçmekte sorun yaşayan final kağıtları. Gel gelelim aynı final döneminde gayet güzel geçende 2 sınavım oldu.
Ha bu arada kendimi 3 e 4 e böldüm bunun etkisi olmuştur kesinlikle. Bir yandan özel ders verirken bir yandan dershane derslerine gidiyordum. Bir yandan tez yazarken diğer yandan ingilizce kursuna gidiyordum. Gayet güzel geçen vizelerin sonucu bu kalma ihtimali olan finaller olmamalıydı. Yüksek ihtimalle kaldım düşük ihtimalle geçecek gibiyim. Kötüye alışmalıyım ki iyi gelince normalden fazla sevineyim mantığını benimsedim.

Son durumda yaz okuluna kalarak okulu bitirmek zorunda kalıyorum zaten formasyon yüzünden 1 dersim yaz okulundaydı bu 2 derste kalırsa tam olarak yaz okulunuda doldurmuş oluyorum. Sonuç olarak fonksiyonel analiz ve kısmi diferansiyel denklemler umarım benim 2. kez almadığım derslerden olursunuz diyerek sözlerime son noktayı koyuyorum. Zira ingilizce çalışmam zibilyon tane test çözmem gerekiyor.

Beni özleyin anacım...