27 Haziran 2013

Saygıdeğer Saçmalık Silsilesi

Silsile: sınavda işaretlediği cevabın yanlış olduğunu anlayınca arkadaşına silip e yi işaretlemesini söyleyen kişinin ağzından çıkan kelam.


Sevgili blok, tuğla veya kiremit.
Balkonda oturuyorum ve balkon cam ile kapalı olmasına rağmen dışardan her şey çok net gözüküyor. Dışardan bi baksalar mazallah beni falan hep görecekler töbee.

Bisiklet alma isteği bi kabarıyor bi iniyor bi kabarıyor bi iniyor. Sonuçsuz kalmasa bari diyerek kendimi avutuyorum. Hep ilerisiyle ilgili bir kaygı gütmek zorunda mıyım ben. Şöyle afedersin ama ... yayarak geçirdiğim hiç mi tatil olmayacak.
Sana özel sorunlarımdan bahsedecek değilim o kadarda değil.

Bugün bisikletimle gezerken üzerinde evin kapı numarasının yazılı olduğu anahtarı düşürdüm. Üzerinde bildiğin apartman adı ve kat daire yazılı. Yakınlarda düşürme ihtimalim yüksek. Bulan gören varsa mümkünse biz evdeyken getirsin.
Baktı biz yokuz kapının girişindeki aynanın önüne bıraksın gitsin. Fazla odaları kurcalayıpta yastık altında sağladığımız altın, gümüş, yakut, zümrüt, lacivert, elmas ve daha pahası anlaşılamamış diğer değerli taşlarımızı alma.
Teşekkürler.


Amcam lise bitirme sınavlarına giriyor yaşı 40 bekar.

23 Haziran 2013

Carraro crs 600, bianchi touring 613, salcano city sport serisi

Daha önce bahsetmişmiydim tam olarak bilmiyorum fakat uzun zamandır kafamda olan bisiklet alma planları tekrar gündeme geldi.

Daha önce hiç bu kadar ciddi olmamıştı tabi.
Önce bisiklete neden ihtiyacım olduğunu düşünüyordum sonra bu bir ihtiyaç değil seçim dediğimi farkettim.
Malum İzmir'de oturduğumdan pek öyle dağ taş yok etrafımda ama istersem yarım saat uzağımdalar. Onun dışında bisikleti alırsam çeşme özdere gümüldür gidip gelesim var.
Fiyatlara da bakarken dağ bisikleti mi olsun yoksa şehir mi olsun derken bir sürü ayrıntının içinde boğuldum kaldım.
Ay sonunda alacağım bisiklete hala karar vermiş değilim. Öyle bir kararsızlık yaşıyorum ki şuan biri bana dese böyle böyle bir bisiklet var bak bu bu özellikleri senin baktıklarından yüksek derim hıı öyle mi bi bakayım.


Vitesleri shimano olacak tx olmasın en kötü acera veya altus olsun.
disk fren olmasın özellikle hidrolik olmasın bakımı ve arızası durumunda tamiri pahalı ve zor.
mekanik disk olmasın oda jantla birlikte yamulabiliyor sürtebiliyormuş.
Maşa kilitlenebilir olsun ki amortisöre gerek olmayan yollarda fazladan sarsıntı ile gücüm emilmesin.
Dağ bisikleti olunca haliyle lastikler kalın oluyor yol tutuş oldukça fazla.
Fakat bu yol tutuş her yerde fazla ve şehirde uzun süreli binişlerde yoruyor.
Bende başlarda dağ alayım onlar daha dayanıklı daha sağlam şehirdede gider dağdada diyordum, sonraları dağa ne zaman çıkacam şehir bisikletlerinden alayım hem onlara olursa dağ lastiği takar orda kullanırım demeye başladım.

Salcanolar geldi bianchiler gitti giantlara ağız sulandı (bisikletten anlayanlar anlamıştır demek istediğimi) ghostlara uzaktan bakıldı. Bisiklete binen herkese fikir soruldu. Yolda gördüğüm ve almayı düşündüğüm bisikletlere binenlere fikir sordum. Farkettim ki benim kadar araştırmamışlar o bisikleti alırken. Şeklini beğendim aldım birde bu şehir için bana uygun fiyatı falan ondan aldım dedi.

Ben fiyatı uydursam dağ şehir uyduramıyorum onu uydursam vitesini uyduramıyorum vitesini uydursam  frenini uyduramıyorum bunların hepsini uydursam öyle bir bisikleti bulamıyorum.


Neyse efendim olurda almaya karar verirseniz. Cahillik hayat kurtarır felsefesiyle hareket edin. Şeklini beğenin alın. Fiyatı size uysun alın. Tek bildiğiniz şey amortisördür onu görün beğenin alın. Yanlış yaptıysanızda strese girmeden düzeltme imkanınz olur. Ben 5 gündür bisiklet bakıyorum sonuç bolca soru işareti hatta ara ara vaz bile geçiyorum sinirden.

Baktığım ve muhtemelen alacağım bisikletlerden bazıları

carraro crs 600
bianchi touring 613
salcano citysport 224
sedona 701
carraro sportive 224

fiyat aralığım ise taş çatlasa patlasa 700 tl.


21 Haziran 2013

Bakkala ekmek almaya gidilecek ve işler orada karışıyor bakalım n'olacak?

     Bugünlerde evde fazla kaldığımdan sürekli olarak national geographic izliyorum.
Adamlar o kadar çok saçma sapan şeyin belgeselini yapıyorlar ki artık sıkılmaya başladım. Mega yapılarıdır, mega yıkımlarıdır dıdıdıdıdı bir sürü şey var.


Ben bunları izleyince akşam ekmek almaya bakkala gidicem bunu o kadar büyütüyorum ki

"olacak olan tam olarak şu bu terlikler ondan istediğiniz şeyi ondan tam istediğiniz anda yapacak ve benim ayaklarımı bakkala giderken taştan falan koruyacak. Bakkal yolunda bu büyük yük o kauçuk ve kumaş karışımı terliğin omuzlarında. Burda 2 zorluk var terlik ayağa oturacak mı ve en önemlisi rahat mı?

Şimdi ise kapıyı açılacak anahtarın alınması gerekiyor neyse ki anahtar kolay yerde ve kapının ağzında öylece duruyor. Bence bunun nedeni evin küçük kızının az önce eve girmiş olması.
Umarım öyledir..

Bu dünyanın belki başka hiç bir yerinde bulamayacağınız bu bakkal hikayesinde zorluklar bitmiyor. Eğer havada izin verirse normalde 2 dakika sürecek bu işlem daha şimdiden plandan tam 30 saniye geride. Mühendisler bunun olmasını öngöremediler ve böyle giderse başarısızlık bir seçenek olmaktan çok son olmaya doğru gidiyor.

-hadi kripto hareket zamanı
*-* hey dur bakalım, sende blok ahahah.
-ne dedin sen kripto, annenin hardallı ekmeğine benzemiyor bu iş.
*-* haklısın blok, haklısın.

Eğer uygun terlik bulunur ve yol uygun hava koşullarını bize sağlarsa bu görev başarıyla gerçekleşecek demektir. Ancak bu zor görevde her şey sizin yanınızda olmayabiliyor buna bakkalın kapalı olmasıda dahil.
Neyse ki saat 18:30 ve bakkal her gün olduğu gibi o saatte açık.
İlk katı inerken ne terlikten bir ses geldi ne de öngörülmeyen herhangi bir sorun oluştu.

Apartman kapısından çıktığında ise iş için ayrılan sürenin 4te 2si geride kalmıştı bile.
Bakkala girildi ve ekmek alındı.

*-*tamamdır işte bu
-yüce tanrım bize acıdı
*-* hey demiştim sana.
-he he heye he

"

bir sonraki bölümde yeni delhideki balıkçıların zor görevleri var, balıkçının küçük oğlu bağcıklı ayakkabı aldığı için onun bağcıklarının bağlanması gerek ve bu zor görevde balıkçıya çok iş düşüyor gibi.

19 Haziran 2013

Bir öğrencinin borçlanması

Selam sevgili blok.
     Büyük heveslerle başladığım master tökezleme aşamasında. 2 ders bilimsel hazırlık 2 ders yüksek lisans dersi almıştım hatırlarsan. Yüksek derslerinden hep kaldım zaten orası ayrı konu ama şu var bilimsel hazırlık derslerinden de kalmış gibiyim.

    Neyse taa 2. sınıftan beri kafamda olan akademik kariyer hedefleri ilk defa bu kadar somut hal aldı. Kendi okulumda alınmayınca daha bir hırslandım sonra dershanede çalıştığımdan kendimi avutarak yola devam ettim. Rastgele bir akşam yüksek lisans duyurularını takip ederken bulduğum ege ankara ve karabük ilanları çok hoşuma gitti. :)

    Önce ege sonra karabük en son ankara mülakatları oldu daha önce anlattığım gibi. Sonuç olarak 2. sınıftan beri hayalini kurduğum mesleğe ilk adımı attım. Ankara üniversitesi matematik yüksek lisansına kabul edildim.
Her hangi bir burs veya yardım olmadan tamamen lisans kredisi ve yeni almaya başladığım yüksek lisans kredisi ile okuluma devam ediyorum. Mezun olur olmaz "eşya faizi" ile birlikte yaklaşık 20bin tl borcum olacak. Sebebi ise 4+2 yıl bir devlet üniversitesinde bir devlet memuru çocuğu olarak okumak.
Borcunda değilim babamdan geçmiş bu devlete borçlanma huyu bana.

Şuan İzmir'deyim ve telefondan bulduğum 1 gb babalar günü hediyesi ile taslak kaydedip yayınlıyorum.
Şeytan diyor ki ara ara git anlaş bir dershane ile sonra ver elini standart hayat. Kendime de iyi eli yüzü düzgün bir eş buldum mu oooh tamamdır.

Ama yok sevgili blok o ankara üniversitesi bana bu yaptıklarının hesabını ödeyecek. Ders çalışmadığım için kaldığım ortada. Önümüzdeki yıl görsünler nasıl yüksek lisans yapılıyor.

Bu arada Ankara'da kalacak yer aranıyor orasıda ayrı mevzu :)