23 Şubat 2009

Yine yeniden selam dünyalı dostlar. Aylardır ben ve ekip arkadaşlarımın üzerinde çalıştığımız farazi icat sonunda bitti. Norveç'li bilimadamlarından gres yağı özlü krem yapmalarını rica ettim. Bağlantılarımı devreye sokarak işimi hallettim. Yaşasın yandaş medya.

Karşılaşmaların neden hep 3 te 2 si geride kalır ki ya da spiker kendini 3 te 2 lik bölüm geride kalınca bunu söylemek zorunda mı hisseder.

Farkettiğiniz gibi hiç yazasım yok :)... Sanırım zengin oluyorum artık blok yazmak blok yazarken girdiğim internetin parasını bile ödemiyor. (hiç ödemedi) Ben ona yazıyorum ama onda tık yok. Daha bir gün görmedim bugün ben yazdım al bak hemde baya komik valla dediğini.

Yabancı gelindeki Loren sana sesleniyorum. O dekolteni yerim senin evlenemezsin ona göre. Hadise niye jartiyerli poz veriyor TRT geleneksel kıyafet diye diretmiyormu yoksa...

13 Şubat 2009

Sevgili Sağduyulu İnsanlar ve Diğerleri

Dear Bilok

Uzun zamandır ne için yaşadığımı düşünüyordum. Paradoxlar ve diğerleri beynimi adeta zikercesine zapdetmişlerdi. Mutluydum asosyaldim ve noktalı harflere karşı bir alerji baş göstermişti. Beginnar'dan K.O. ya kadar ilerlemişken bir şeyin farkına vardım. Saçmaydı ama farkına vardırıyordu. Gözlüklerim yağmurda ıslanmıştı üfledim damlacıklar camlardan aksın misinaya takılsın sonra buharlaşsın deyu. Ama üflemek gözlük camlarımı buhara boğdu. Üfürüğüm ortamdan daha sıcaktı sanırım her şeyin sebebi buydu. Evvelle ahir birbirine girmişti o an. O sabah yağmur vardı Midyat'ta. Midyat'ta yağmurun sebebinide buldum sonda düşününce orada pirinç tarlaları vardı. Gidip görmemiştim ama bir atasözüne konu olacak kadar üne sahipse kesin vardır dedim iç dünyama sessizce.

Sonunda kararımı vermiştim tüm mal varılığımı bir taksiciye bağışlayacaktım ama taksiye binmeye karkuyordum çünkü yanımdaki para beni hiç bilmediğim bir yerde bırakacak kadar götürürdü. Emindim bundan ya otobanda indirirdi taksici beni ya da baz istasyonlarının bile çekmediği bir kör noktada. Şaşkınmıydım? Hayır. taksicilerin benim mal varlığımdan haberdar olmadıkları için böyle yaptıkları açıktı. Elbet biri bir gün iyilik namına beni "olsun genç ben seni bırakayım gideceğin yere kadar bu da benden olsun" diyecekti. İşte o zaman bende taksiciye "en yakın merkez bankasına çek" diyecektim. Hep çorabımın arasında tuttuğum vatikan bonolarını gidip bir merkez bankasına bozduracaktım. Bir kağıdı en fazla kaç kere katlayabilirsen katla bir çoraba en fazla 10 tane bono sığıyor ama ben 2 çorap giyer hem soğuktan korunu hemde tek ayapımda 20 bono taşırdım. Bonoların tanesı 10 bin riyaldi. Vatikan neden riyal para birimini benimsemişti bilmiyorum ama farketmez para paradır demişti bir kere napolyon. Bonomu verecek taksici arıyorum kısacası sayın blok.

Kütahya küçükşehir belediyesi başkan adayı olmaya karar verdim. Oylarınızı bana verin size yol vereyim. Kütahya'yı farklı bir rejimle "lahana rejimi" ile yöneteceğim. Her yer lahana olacak "kara, beyaz". Lahana çorbası içip lahana tava yiyeceğiz. Artık şeker fabrikasında şeker üretilmeyecek halkımın sağlığını düşünerek şekeri yasaklıyorum. Bulursak esmer şeker yiyelim o daha faydalı. Nah tam buraya kampüsün içine bir havayolu şirketi şubesi açacam. France Airlines, The Arab Emirates Airlines ve Siirt Jet havayolu şirketleriyle anlaşıp uçaklarını üstümüzden geçmelerini sağyalacağım. Binmek size kalmış. Ben pilotlarla konuştum "yavaşlarız abi" adlı bir birifing verdiler bana. Ben memnun kaldım hatta seçim günü akşam Siirt Jet havayolu uçağı olan Konya Tokyo uçağını üstümüzden geçirttiricem sonra binmeyi deniyeceğim. Bilet içerde kesilecek sayın seçmenlerim. Havayolu şirketimin şubesi sadece uçağın ne zaman tepemizde yavaşlayacağını söyleyecek sizlere. Tabiki eğer beni bundan sonraki seçimlerdede başkan seçmeye devam edeceğinize dair kontrat imzalarsanız hepinize kotasız internet vercem. Arkasını sormayacam vallahide billahide. Youtube girebilmeniz için evinize hacker göndercem. Belediyemize ssk lı hacker çalıştıracağız bundan böyle. Sinirlendiğimiz belediyeye "sibersavaş" açacağız böylece sanal dünyadaki gücümüz everestin zirvesinde duran bir kartalla simgeleşecek. Belediye bilişim tezgahı adı altında hizmet verecek 540 hacker hemşehrimiz 657'ye tabir tutulacaklar. Ne fazla ne eksik her birine 3 asgari ücret ödeyeceğiz aylık. Çocuklarınızı hacker yapın bize verin bizde patriyot yapıp diğer belediyeye atalım.
Sağduyulu Kütahya halkı gözlerinizdeki coşkuyu görür gibiyim. Miyop olmama rağmen gözlük kullanmadan 234 metre uzağı görebiliyorum. Yani demek istediğim inanınca oluyor. İnanalım ve bendenizi Kütahya küçükşehir belediye başkanı yapalım. Hadiyin. Sloganımız şöyle olsun dedim ben
"Gözümün feri, evimin eri,
Damımın karı, Ağacımın narı,
Duymuş karşı parti adayı,
Toplamış tası tarağı.

Geliyor kripto gülen gözlere,
Işık veriyor şebekesiz evlere,
Doğayla barışık otobüsleriyle,
Meydanlara koşuyor seçmeniyle diz dize."

Bunu ezberleyin sonra mitinglerimde ben başlıcam siz devam edeceniz sağduyulu kütahya halkı. Bundan 500 bin adet parşömente bastırdım şehrin umulmadık her yerine astırcam. Otobüs giydircem. Heykel diktirtcem, evet yanlış duymadınız elinde elektronik terazi tutan bir heykel. Dünyanın teknoloji ve elektoronoloji merkezi yapacam Kütahya'yı. İnanırsak olur benceee...

Ben ilk oku atıyorum gerisi sizde hadiyin.

ve Legolas her şeyin farkındadır...

6 Şubat 2009

Yep Yeni Bir Açılım Buldum Türk Siyaset Tarihine Armağan Olsun

Yep yesyeni bir açılım buldum hayırlısıyla bu seçimlerden 1 ay önce partilerden en çok para verene satacam açılımımı. Açılımımın adı "Binom Açılımı"... Halk böyle açılabilen bir partiye bırakın oyu .... bile verir. Şöyle ki; parti başkanı her mahalleye binom açılımını bilen 3 5 kişi gönderecek bu kişiler de ev ev gezip herkese binom açılımını anlatacak. Sonra ne mi olacak söyliyeyim; halkın refay seviyesi artacak işsizlik azalacak fabrikalar açılacak ve ihracatın dibini bulacaz her şeyimiz yok satacak yani Norveç balık almaya bize gelecek o derece bak. Çok önemli bu binom açılımı lütfen beni takın sayın baykal, bahçeli, erdoğan :)

Duydunuz mu YSK saçmalamış neymiş o seçim pusulalarını doldururken yanınızda cep telefonu veya fotoğraf makinesi bulundurabileceksiniz. O ne lan öyle ben mesela gider halktan bir bölüme derim gidin bana oy verin fotoğraflayın sonra bana getirip gösterin alın size bilmem ne ama tabi seçilirsem. Bunu niye akıl edememiş bu YSK gerçekten yazık. Hani akıl vermek gibi oluyor ama bu birilerinin aklına mutlaka gelmiştir yani şu her şeyi demokratik ve bu kadar dürüst sandık görevlisi olan ülkemizde.

Wanted filmini yeni seyrettim ancelina yine konuşturuyor dudakları. Kurşuna falso verdirmek mümkün müdür? Tenis topuna vurursun bi şekilde falso alır futbol topuna aynı şekilde ama kurşun bu ya o kadar hızlı giden bir cisim nasıl senin el hareketinle falso alsın allah aşkına. 20 mt uzakta bir dart var. onun 10 mt önünde bir koyun ama maşallah bizon gibi, dartın ortası gözükmüyor sadece kenarlar gözüküyor yani vurmak imkansız. Hadi ordan vuruyorlar işte tam karşıdan hemde. Elini sallayarak tabancayla ateş ediyor kurşun koyunu solundan geçiyor dartın ortasına saplanıyor.

Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ'ın oynadığı "Haybeden Gerçeküstü Aşk" gerçekten güzel bir oyundu. Hatırlayanınız var mı bilmem ama ben hatırladım tekrar seyrettim dün :)

Tren biletimi aldım sevgili blog tekli koltuklarda yer kalmamış 28 numara aldım cam kenarı olduğunu hesapladım az evvel inşallah yanıma ya hiç konuşmayan biri oturur ya da soracağım soruların cevabını verebilecek biri. Olur ya belki blogu okurda hazırlanıp gelir. İzmir 9 eylül treni Pazar akşamı saat 7:30 da Ulukent'ten kalkacak bense 4. pulman 28 numarada olacağım yanımdaki arkadaşa yol boyunca başarılar...

Kardeşimin telefonunu aldım bir kaç gün telefonsuz gezmesi için evde bir yere sakladım bilgisayar masasının altındaki kırmızı telefonun arkasında duruyor. Okursa bulur sayfayı açık bırakıp gideceğim :) Siz söylemeyin lütfen ama kendi bulsun taaam mııı?

5 Şubat 2009

Uzatma Blanka O Tabaktaki Bitecek...

Geçen yine Vegas'taydım. Dostum Fişır, Armoni, ve Suzan ile birlikteydim. Vegas'a Fişır'ın babasının Reno Burodveyi ile gittik. Kurpiyer kazanana tavuk bedava dedi durdu ama şansımız yaver gitmiyordu ve 4 kişi MGM Grand'da pişti oynadık sonuç hiç te şaşırtıcı olmadı sonunda masa kazandı.


Çilekeş kelimesinin anlamını bilmiyordum belli bir yaşa kadar. Çilek-eş diye ayırır kendimce anlamaya çalışır anlayamayınca bu kelimeyi o zamanlar duyduğum Emrah filmlerini değiştirir Hugo ve Tolga abiye bakardım ama aklımdan çıkmazdı. Çilek-eş ne yahu? Sonraları bazı vesilelerle Esrar-keş kelimesini duydum ve beydimde Osram ampuller yanmaya başladı. Çilek-eş değildi Çile-keş ti o kelime. Sonra o vesileler bana "keş" kelimesininde tek başına bir anlamının olduğunu gösterdi hatta daha da ileri gittiler...

Ntv tarih aldım okudumda okudum sanırım dergi yayımcıları benim gibi bir okuyucu istemiyorlardır en azından amacı sadece para kazanmak olmayanları. Dergiyi macera veya gerilim romanı gibi hızlı hızlı okuyup sonuna geliyorum. Sonraları ya şurda bu yazıyordu hangi dergiydi o demedim hiç. Gerçekten beğendiğim bölüm "eski Şubat'lar" diye bahsedilen bölümü. Mesela Şubat ayı olması sebebiyle tarihte Şubat'ın 1. 2. 3. ... günlerinde neler olmuş hep yazıyordu. Şubat 28 çektiği için ise 28 olay yer almış bu ay dergide :)

20 Şubat 1914 te İstanbul'da kurulan Tramvay İşletmeleri 1939'da İETT (İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri) adını aldı. Ben merak ediyordum mesela açılımını. Elektrik ve Treövay olduğuna emindim misal Eshot var İzmir'de Elektrik,Su,Havagazı,Otobüs,Troleybüs kelimelerinin baş harfleri. Zamanla ne kadar dilin içine karışıyor bunlar. Oysa şimdi sadece otobüs işletmesi olarak faaliyetini sürdürüyor.

1946 yılının sevgililer gününde dünyanın ilk elektronik bilgisayarı tanıtıldı. Böyle anlamlı bir günde böyle anlamlı bir zamazingonun tanıtılması gerçekten güzel olmuştur :)
Umarım Ntv Tarih bu lezzette devam eder diyor ve sözü hünerli ellere bırakıyorum.


Eveeet sevgili hanımlar bugün mönümüzü allah sizi inandırsın ben dahil hiç bir arkadaşım bilmiyor. Önümde kereviz var zahir kereviz yapacam. Yanında patates olmasıda bu tezimi destekler nitelikte ama öncesinde bir reklam arası verelim ardından kereviz yemeğiyle karşınızdayız.

Bu arada farkettim bizim evdeki oyun kağıtlarından kupa kızı kaybolmuş. :) MGM'e kendi destemi götürmüştüm aslında Fişır itiraz etti ama Suzan göz kırpınca abaza hemen kabul etti. Suzan'ın arkasından konuşmak gibi olmasın ama çok ors..u bence. Herkese göz kırpıyor istediğini yaptırtıyor. Bana göz kırptı kurpiyeri dövdüm Armoni'ye göz kırptı ama Armoni görmedi bunu ben üstüme alındım ve kurpiyeri değiştirmeleri için kumarhane müdürünü çağırdım. Sebebi ise Suzan'ın göğüslerine bakmasıydı. Çok kıl oldum olum ben ona. Her neyse olay tatlıya bağlandı. Suzan kumarhane müdürüyle yattı bizide oradan yaka paça attılar. Suzan artık Las Vegas kızıydı Ben dostum Fişır ve Armoni evimize döndük.

Son olarak gözüm kaşınıyor sanırım arpacık çıkıyor. Ne demiş Mr Ocean "hep masa kazanır ta ki büyük bir el gelip oyun oynayana kadar". Mr Ocean aslında hep böyle manasız sözler etmemiştir mesela "horoz çok olan yerde sabah erken olur" demiştir ki taktiri hakeden bir sözdür. Hep kullanırım yerli yersiz :)

2 Şubat 2009

Sineye Çekilen Fosforik Asit Zamanla Depresyona Yol Açar mı? Sorduk...





500. yazımı kaleme alırken çok garip duygular içerisindeyim ve bu 500. yazım şerefine bu yazıyı okuyan 500. kişiye 500 kişilik düğün salonumda düzenleyeceğim bir tertipte lahana turşusu hediye edeceğim. Doya doya afiyetle yesin deyü. O lahanalar ona lezzet ve gerekse sağlık eyleyü...


Üst komşum tarafından Harry Poter olarak kodlanmışım. Ben hiç kendileriyle yüzyüze gelmememe rağmen onlar benim ecdadımı öğrenmişler. Ben bunu annem bana anlattıgında öğrendim. Kızı karabiber almaya gelmiş geri dönerken merdivene takılmış düşmüş karabiber dökülmüş anneminde daha sonra içi rahat etmemiş ve düşen kızın sağlık durumunu kontrol etmeye çıkmış yukarı. O da ne anneme Harry Poter nasıl demişler bütün aile. Annem şaşkın tribünler ayakta. Kim demiş sadece Nil'de yolculuk yapan sessiz ama sessizliğinin nedeni o uzun yoldan geçip okyanusa varırken enerji kaybetmemek olan su damlaları gibi. Ortam birden kararmış ve komşumuzun ağzından o kelimeler çıkmış "senin oğlan, biz ona Heri Potır diyoz çok benziyo kız". Annemin şaşkınlığı geçmiş zira tribünlerin ayakları ağrımıştı :)

Yani demek istediğim aslında Cem Karaca daha önce demişti "Hayat ne gariiip oooh hayat çoook gariiip" diğimi diğimi diğimi...

Yıllar yıllar önceydi çok eskilerdeydik özel tv kanalları yeni yeni yaygınlaşıyordu ama biz hala marşlarla açılıp kapanan TRT nin müptelasıydık. Dur durak bilmeyen Yenidoğan medyası boyna kanal açmaktaydı. Medya elinde oldumu ortalığın azına edersin önermesini benimsemiş olacaklar ki gazetesinden tv sine her basın yayın organına maydanoz olmaktaydılar. Yine o kanallardan birinde "bana bi şey lazım ama kim getirecek ki acaba?" {\ne kadar gereksiz uzattım ama :)\} adlı programa rastladım. Ne kadar acayip bir programdı o arkadaşınızdan bir şey getirmesini istiyorsunuz telefonda ve bunun karşılığında size eğer arkadaşınız getirirse para veriyorlar. E ne ki bu demeyin sizden öyle saçma sapan şeyler istiyorlar ki inanamazsınız yani. Mesela ben olsam şubat ayında taze börülce nisan ayında da "muşmula" isterdim. Yiyosa getirsin len 10 bin ytl veririm valla bak. Bulamaz valla bulamaz hele muşmula ne önce onu öğrensin arkadaşım sonra bulur. Muşmulanın ne olduğunu bilen arkadaşım ise zaten onu getiremeyecek kadar uzaktadır yani her şey üst üstüne gelmiştir kahretsindir allah.


Yakında yep yes yeni bir formatla karşınızda olacağım Prime taym izleyicisini kendime bağlamazsam seda sayan beni programına çağırsın. Türkiye'nin en güvenilir adamı olacağım Davos'a kayak yapmaya gideceğim ve son olarak Dubai'den "fahri hemşehrilik" isteyeceğim. Dı buruk el arab da bir gecede olsa konaklamak isterim doğrusu. Sonra kandemir konduk diye birisi yaşamış mı onu araştıracağım birde safiye soyla ile hafiye ayla kim bunu da çok merak ediyorum zamanım olsa hep araştıracam bunları. Buraya yazıyom işte yapmazsam önüme sürün bu dediklerimi.

3 kornel 1 penaltı, gol atan kaleye, dokuz aylık, atanalır büyükşehir belediye sipor, orta kafa gol, kaleci oyuncu ve daha nice mahalle futbolu terminolojisine girmiş sözcük ve söz öbeği şu sıralar bir gıda firmasının elinde kirlenmektedir kurtarın yapmayın etmeyin.


Kendimi Vedat Milor gibi hissediyorum allah sonumu hayır etsin. Lokantaya girip sizin özel tarifiniz varmış çok övdüler bende tadına bakmaya geldim görüşlerimi bildireceğim ve size belli bir derecelendirmeyle puan vereceğim onu bilerek hizmet ediniz teşekkür ederim dedim ve daldım bir italyan lokantasına. Makarnaya ne koyarsan koy hepsi sos diye gider bunu öğrendim sonra 2 3 fotoğraf çektim kendimle ve garsonlarla ve dedim şamdanda yayınlanacaksınız bu hafta puanınızı orada görürsünüz. Fotoğraflarıda daha sonra gönderirim dedim 2 hafta oldu yediğim makarnaların tadı hala damağımda :)

fiyat:3 yıldız
lezzet:4 yıldız
servis:5 yıldız
kandırılma potansiyeli: 5 yıldız
boş boğaz garson potansiyeli:5 yıldız
ortam dekorasyonu: Yıldızsız

Haftanın mekanı olarak bizim evin mutfağını seçtim annem aynı şeyleri söylememe kanmadı ve bana yemek yemem için ekmek almam gerektiğini söyledi garip oldum birden. Ben vedat milör sen kim oluyorsunda bana bunları diyorsun kadın dicektim "kaç tane alacam" deyiverdim...