19 Ocak 2009

İki yiğit çıktı meydane ikiside birbirinden merdane gel etme güzelim yiğidin gönlü muhabbet ister kahve bahane...




Blog inanırmısın şuan sana yazdıklarımı görmüyorum hani geçen anlatmıştım ya ekran kartım zırt pırt kafayı yiyor diye aha yine yedi. Sabahın güzel bir saatinde çok mühim bir görüşme esnasında çokta keyifliykene sen tut ekran kartı arıza yap ekran karar. Bi git bi gel yan sön. Sonra reset attım makinaya nuninuk benzeri bir ses çıkart. Açılma açılda ekrana görüntü verme bak şuan nasıl yazıyorum biliyormusun görüntü bi gidiyor bi geliyor her geldiğinde k.çımı kaşıyorum nazar deymesin diye ama işe ayramıyor. Tahtalara vuruyorum ama yine nafile.

Bu arada bu sanal alemin benim başıma bu kadar iş açacağı hiç aklıma gelmezdi yani resmen sürünüyorum bu blog ve emesen memesen yüzünden. Ben sizi bu kadar ciddiye almazken siz gidin beni benden alın. Bloga yazamaz oldum her şeyi unutmaya başladım. Otobüste telefonla konuşuyorum ki yasak sonra azar yiyorum özür diliyorum. Çok pişmanım lan tamam uzatma diyor haksız duruma tekrar düşüyorum.

Hani benim dünyayı karavanla gezme dolaşma hayalim vardı ya eskiden aha o yine depreşti bende. Bi böle içim gıcıklanıyor arada karavanım ve ben şikago gümrükteyiz geçemiyoruz sebep torpidomda şikago semt pazarından aldığım maydanoz var ve bu maydanozun içinde eser miktarda esrar var. (hep bunu demek istedim ben bunun için yaşadım) Polisler torpidomdakini görünce her yeri aramaya başladılar bozuk para atınca sekecek haddeye gelmiş çarşafımı bozdular altını aradılar çok alındım düzeltmeden gittikleri için.

Park lambaları önceden bana bi mutluluk verirdi. Çocukken yani yandılarmı hep suratım parantez olurdu şimdi ne park lambası görüyorum ne de suratım "gerçekten" parantez oluyor. Park lambalarının o kimisi yanıp sönen kimisi kırmızı kimisi sarı yanan ışıklarını özledim inanırmısınız? Patlak olupta yanmayanlarını bile özledim. Yandıkça rengi değişen beyazdan sarıya sarıdan kırmızıya geçen sokak lambalarını özledim.

*Elektriğin kesilip mum yaktığımız günleri özledim. Yanan mumla oynamayı sonra fiskosun üstüne mum damlatıp annemden azar işitmeyi özledim.

*Meşe oynamayı özledim parmağım yara olurdu üstümdeki mont sağa sola sürtünmekten çamur olurdu ellerim üşür hohlaya hohlaya oynardım kazanırdım ama değerdi üşüdüğüme. Ne mi kazanıyordum içinde renkli kağıt olan yuvarlak cam kürelere. Elim çok sertti benim eldeşlik(eldelik) ile vurdum mu şaptaki meşeyi kırardım. (bilye,cincik,misket) eldeliğimin kenarları hep çizik ve kırıklarla doludur ama hala bana çok cezbedici gelir. Zamanım ve ortamım olursa benim gibi bile bir kaç manyak bulup oynamayı düşündüğüm güzel bir oyundur meşe.

*Benim kardeşim büyümüş...

*İlkokul 2. sınıfa giden bir kızcağız ile mantık yarıştırdım mantıksız ısrarları beni çileden çıkardı yastıkla ağzını bastırdım ve "haksız damgası" yedim. Yaşasın basit harmonik hareket kanunları.

*Telefona mesaj gelmeden önce hoparlörlerin dırıdıt dırıdıt demesi bence gayet güzel bir şey...

*Taşınır mal beyanının almak isteyen kişiye memur tarafından yöneltilen "araban, motorun veya motorlu her hangi bir taşıtın var mı" sorusuna alınan cevaba göre verildiğini bilseydim benim babam memur o bana sorar bende ona kocaman bir yok derdim uğraşmazdım koskoca gün kaymakamlık aramakla...

*Şarz olmayan bir telefonum var elime aldım mı şarz kesiliyor kıpırdatamıyorum bile telefon şarzdayken telefona yaklaşımım gerçekten çok narin oluyor. Parmak uçlarımla yazıyorum ve telefonu sabitlemem gerekiyor cunku basarken tuşlara yükleniyorum ve şarz kesiliyor çıldırıyorum ve çıldırıyorum adeta. Beni bi bu telefon anlıyordu onunda şarzı bitti şarz tutmuyor...

*Arf değişmezi paranın üzerinde durduğu gibi durmuyor adamın canına okuyor benden söylemesi...

*Sakal bırakmak ayrı bir şey sakallı gezmek ayrı ben bunu farkettim sakal bırakmaya başlayınca...

*Deodorantla soba tutuşturarak (odunların üstüne 7/24 sıktım etkisini hemen gösterdi) kırılması güç bir rekor olan üşengeçlik rekorunu kırdım...

*Son olarak "Kütahya Yurt-Kur Yurt müdürlüğü 5. blok 13 numaralı oda arkadaşlarıma ve yurt müdürümüz sayın adınıunuttum soyadınıdaunuttum beyfendiye ve kapı güvenliklerinden kır saçlı abi ve yanındaki acil yardım görevlisi abi ye selamlarımı iletiyorum. Kredi Yurtlar Kurumu Yüksek Öğretim Öüüürenci Yurtları Nevresim Takımları Kokusunu çok özledim haberin olsun blok...

7 yorum:

a. dedi ki...

ya tam çok eğlenceli bir yazı olmuş diyecektim ki "yorumunuz bırakın" ın altındaki yazıyı gördüm.
e ben sana daha ne diyim:)
yazmıyorum!
gülerken başka bir şey yapamam kafam karışır:p
şaka şaka.

Kriptograf dedi ki...

a.nur yorumunuzu bırakının altındaki yazı blog yazılarını etkilememesi gerekiyordu öyle ayarlamıştım ben onu :)

siminya dedi ki...

yorumu bırakın altındaki yazıyı çok merak ettim :)

elmas dedi ki...

sana söz verıyorum karavanla bırlıkte gezıcez heryerı...

a. dedi ki...

etkiledi ama ben bilmem:D

Travis and Tyler Durden dedi ki...

Yorumu getirmiştim nereye bırakayım ?

Kriptograf dedi ki...

tam şuraya