21 Eylül 2008

Çöp Öğütücülerinizi Rocy'e Emanet Edin


Çok sosyal bir konuyla daha sizlerleyim. Aile içi şiddet. Evet konumuz budur. Benim bahsedeceklerim bu kadardır. 2. kağıdını dolduranlar kağıtları birbirine ataçla tuttursun masama bıraksın.

Potansiyel sıkılgan okuyucu kitlemide kaybettikten sonra kalanlarla asıl konuma geçiyorum. Çabuk mu geçtim konuya durun o zaman size kurduğum saç kökleri nasıl güçlendirilir sorusuna cevap arayan enstitümden bahsedeyim.Hepimiz keliz. Asıl merkezimiz Ürdün'de (ne şaşırmış gibisiniz yoksa her saç araştırma enstitüsü isviçre'de diye bir tüzük mü okudunuz?) bense İzmir'deyim nasıl mı haberleşiyoruz tabiki mistik güçlerimizi kullanıyoruz. diğer iletişim yollarına başımızdan geçen son olay yüzünden hiç güvenimiz kalmadı. Ne olayı mı geçti başımızdan? Söylemiyorum...

Başlıyorum hazır mıyız?

Rutinlik efendim konum. Resimdeki de bir rutin formülü. Ne saçma değil mi. Her gün uyuyup uyanmak,yemek yemek zorunda kalmak ve onları dışarı atmak zorunda olmak falan filan. Bu kısmı işin benim sevmediğim kısmı. Sevdiğim kısmı ise yok denecek kadar az.
Mesela her gün bilgisayarı açışım veya her bilgisayarı açışım aynı oluyor. Sandalyemi düzeltiyorum sandalyemin üstündeki minderi sandalyenın kenarlarından taşmayacak şekilde oturtuyorum sonra "power" tuşuna basıyorum ardından monitör tuşuna ve bekliyorum. Sol elim klavyenın wasd tuşlarında. (bu wasd bana counter-strike'ın bir hatırasıdır) sonra açılıyor ve hemen ctrl-alt-delete yapıyorum ve bs playerin malum reklam programının sürücüsünü sonlandırıyorum. Yoksa kendisi saçma sapan anlarda bana reklam basabiliyor. "Bakın dikkatinizi çekerim hala ayaktayım düzelttiğim sandalyeye oturmadım. Aslında oturdum ama yazmayı unuttum." Daha sonra zınk diye karşıma çıkan msn live messenger ile kendimden geçiyorum ki hayatta çok az şeyle kendimden geçerim. biri ceviz reçeli diğeri bu galiba. Bundan sonrası pek rutin değil ki aklımda kalmamış...

Şu anda elimde geçen bahsettiğim şokomigo ile bekliyorum ve yedikçe bir irkilme bir uyarılma hissediyorum ve ceviz reçeline ihanetimin söz konusu olabileceğini düşünüyorum...

Bu saçmalığın daha ne kadar devam edeceğini soranlara ise ne kadar çok soru soruyorsun deyip çirkefleşiyorum or dominant karakterimle diğer genin tepesine binip dna üzerindeki hakimiyetimi kuruyorum.
Bu aralar tekmetokat okuyorum. Bir çöp öğütücüsü almayı düşünüyorum. Bu çöpler nereye atılacak kafayı yemek üzereyim. Bugün çöp kovasına attım kadının biri arkamdan "tüü doldur olum doldur taşsın oralar sonra böcekler bassın memleketi" teyze çöp kovası yazıyor üstünde görmüyor musun demedim çünkü çöpler artık çöp kovalarına atılmıyor İzmir'de. Nereye mi atılıyor, bilmiyorum. Bize yazılı bir bildiri gelmedi. Zaten çöp atmaya çıkarken ev sahibinin akrabasına gözükmemek için stres yapıyorum ve sanki derinlerde bir yerlerde misşın impasibıl çalıyor gibi geliyor. Aslında Rocky'deneye's of the tiger tercih ederim. Sanki o daha bi gaz verici.


Bu arada itiraf.com a uydurma bir itiraf gönderdim bakalım yayına alınacak mı? :)
Daha önce göndermiştim fakat yayınlanıp yayınlanmadığına bakmayı aylar sonra hatırlamıştım ama bu seferde itirafa koyduğum başlığı ve kullanıcı adımı unutmuştum kısacası hayat ne gariiip?

Ben olsam dali'ye gider bakardım naptın sen deli demek için... Bir espri yok eğer var olduğunu düşünüyorsanız ve dali deli benzerliğinden yararlanıp kullanıcıyı yararak rant elde edeceğimi sanıyorsanız topunuzu kınarım... son kınadığım adam Oray Eğin'dir. Kendisini taa New Cörsi'lerdeyken kınadım akşam gazetesine yazar oldu. Demedi demeyin...(Oray eğin'in son durumu nedir bilmiyorum)

3 yorum:

Buzcevheri dedi ki...

Ceviz reçelini görünce "o ne hüleyyn oldum." Oysa ki yumurta reçelini gördükten sonra böyle şeylere şaşırmayacağıma dair kendimi telkin etmiştim. Araştırdım ettim.. Tadını merak etmekteyim.

Oray Eğin provakatif bir yazar. Hala işinin başında tam gaz yazıyor..

Kriptograf dedi ki...

mutlaka yemelisin hocam. ben içindeki yeşil kabuğundan ellerimi çıkmayan bir boyayla renklendirdiği için kızardım ama reçelini yediğimde o ne hüleyyn oldum diyebilirim.
Böyle bir lezzet olamaz :)

Kriptograf dedi ki...

itirafım yayınlanmadı. sanırım itiraf.com editörlerinden bir okuyucu kitlesi barındırıyor blogum :) Çok bi şey sanıyorum kendimi...