20 Mayıs 2013

Kaçan kovalanır, ters psikoloji

Selam sevgili blok.
3 ay oldu ben anlamadan.
Bi baktın laylaylom bi baktım pata küte girmişler düşüncelerime.
Sporti vardı bir ara bilmem biliyor musun. İşte o olasım var.
Sabahları erken kalkıp spor yapıp ders çalışıp sonra öğlen siesta yapasım var ispanyol dostlar gibi.


6 Mayıs 2013

O değil de!

Sana yine aynı yerden yazıyorum sevgili blok.
Yer yine Ankara üniversitesi kütüphanesi.
Günlerden pazartesi saat ise 13.28


Biliyorsun ben çok düşünen az konuşan biriyim sonuç olarak o kadar çok şey düşünmüş ve hiç konuşamammış olmaktan resmen içeri patlıyorum. Stress bu olsa gerek.

Kafam iyi olunca yemek yiyorum, kitap okuyorum, muhabbet ediyorum ya da her neyse.
Sonuca bağlanmamış ya da stabil halde durmayan her şey beni bir yerden gıdıklıyor. Takıntılıyım fakat bunun farkındayım :)

Takıntılı olmama takmış durumdayım. Sorguluyorum sonra neden sorguladığımı sorgulayacak duruma geliyorum. S.ttr et diyorum sonra sttr edince ne oluyor merak etmiyormusun sanki diyorum.

Sonuç olarak yine kendi içimde saçmalıyor ama sağlam kararlar almama yardımcı olan bu süreci yaşıyorum. Yapacak pek bir şey yok anlık eğlenceler beyin hücrelerimi sinaptik etkileşimden kurtarırken bende onların bu dalgınlığından yararlanıp yemek falan yiyorum.

Kendi kendine mutlu olabilen bir insan olarak birisiyle mutlu olmaya başlayınca işleri yoluna sokmak yani yine kendi kendine mutlu ama bu mutluluğa birini dahil etme hali sıkıntı yaratıyor.
Vakit geçirmek güzel, bu güzellik alışkanlık yaratıyor ve olmayınca sanki mutsuzluk hissi veriyor.
Galiba en iyisi oluruna bırakmak ve nasıl içinden geliyorsa öyle davranmak diyip kaçıyorum. 
Sana yazarkende sıkılmaya başladım sevgili blok.
kib.