26 Temmuz 2011

Evlenme berberi


Anlamakta zorlandığım fakat kendimi onların yerine koyunca anlarmış gibi yaptığım olaylar etrafımda gerçekleşmeye başladı. Az önce 1 yıldır jilet deymemiş yüzüme jilet vurdum. Kısaca sakalımı kestirdim. Sinek kaydı hesabı. Saçlarıda kısalttırdım köye gitme ümidiyle ama inanın ne kadar ciddiye aldığımı bilmediğim bir ilişkinin bitişi ardından saçma sapan bir sıkıntı var üstümde.

Neyse atarım elbet bunu. Asıl anlatmak istediğim şudur. Berbere gittim içerde berber (yılmaz abi) yoktu. Hemen aklıma karşı tarafta öğle yemeği yiyebileceği geldi baktım bakar bakmaz gördü elini kaldırdı geliyom diye bağırdı etrafa bir kaç piriç saçarak. Keşke seni böyle görmeseydim yılmaz abi.

Sonra biraz bekledim içeri 55 60 yaşlarında bir kadın girdi. Yılmaz yok mu dedi. Her ne kadar anneside yılmaz abiye yılmaz diyebileceği gibi ben o kadının yılmaz abinin kayınvalidesi olduğunu anladım. Elinde bir poşet vardı kesin içindede yemek falan vardı.

Yılmaz abi beni 10 dk dır bekletirken kadın daha sandalyelerden herhangi birine oturmadan geldi. Kadın oturmadan ben kalktım ve saç kesmesi için koltuğa oturmuştum bile. Neyse kadın ilk cümlesine Yılmazım diye başladı bende nasıl bir mutluluk haha haha ha dedim lan bildim bizim yılmaz bunun kızıyla evli.
Yılmaz abiyle eşi hakkında biraz konuşmutuk ama şöyle
Ben ilk üniversiteyi kazandığım sene bana nereyi kazandın diye sormustu bende Kütahya deyince aa dedi benim nişanlımda afyonda kütahyada kuzeni okuyor onun geçen yıl oraya gitmiştik falan dedi. Sonra her yanına gidişimde saçım sakalım bir birine karışmış vazıyette olduğundan hep derdi yahu şu güzelim tertemiz yüzlü gençler üniversiteye gidince saçı sakalı koy veriyor her tarafları kıl tüy oluyor derdi.
Uzatmayalım...

Kadın yılmazımda yılmazım diyor devamlı. Anladığım kadarıyla bizim yengenin 1 erkek ve 1 kız kardeşi var. Erkek kardeş yengeden büyük kız ise küçük. Bunun ise bizim yengeye 2 numara denmesinden anladım. Yengenin adı hiç geçmedi bu arada.
Kadın en ufak kızdan dertli ali diye bir nişanlısı var kızın ama çocuk sanırım kızı tam olarak tavlayamamış yani kız naza çekiyorda olabilir. Kadınn bir konuşmaları vardı yani çok garibime gitti. Oğlanın annesi babası falan herkes gelip gıdıyor birbirine tam dünür durumları yani. 2 gün önce gelmişler anasıyla babası oğlanın gelin gıza sormuşlar kızım gönlün yokmu bak hem bizi hem aliyi üzüyorsun falan demişler. Ya he de bilelim işe koyulalım ya da yok olmaz de bilelim demişler. Kızda ne evet ne de hayır demiş bunlara. Donörlerde baka baka dönmüşler evlerine.

İşte bunları falan almıyor benim aklım yani bu anne baba bunu soruyor yani kızın ogullarıyla birlikte olup olmayacağına şüpheliler ve bunu soruyorlar alacakları cevaplarada hazırlamışlar kendilerini fakat kız yok canım olurmu öyle şey tabiki evlenicem dese ne kadar tatmin edici olacak onu anlamıyorum ben. Yani kız tarafı oglanada boyle bir şey sorsa fikrim aynı olurdu. Kızın annesi lafın arasında bir yerde yılmaz abiye 'aliye diyom o kadar şunu şunu sever şunu şunu yaparsın şuraya götürürsün, sen ne biçim insansın bi tavlayamadın bizim kızı ben anlamadım seni' diyor. Bu arada kadın o kadar çok bağırıyor ki konuşurken tvnin sesi %50 deyken bile bastırıyor dükkan kadının sesiyle çınlıyor yani.
Yılmaz abi evin büyük damadı olmanın ve yerinide garantilemiş olmanın verdiği gururla bütün rütbesini kullanarak anneye veriyor şırıngayı fikri. Empozişın bu olsa gerek. Kadın yılmazının ağzına düşüyor ne dese ha yaşa aslanım bende senle aynı fikirdeyim dedi bir ara hiç yakışmadı o kadının ağzına ama dedi. Hatta daha farklı şeylerde söyledi. Sempozyumda falan sandım kendimi bir an ama yılmaz abinin kulağımı ispirtolu pamukla yakmasıyla kendime geldim.

Sonra bir sessizlik oldu ben sadece hem saç hem sakal, saçlar kısalcak baya 3 numaraya yakın olsun, sakallarda jiletle al abi yanaklara sirde yapıver. dedim o kadar.

Yılmaz abi sonlara doğru artık annesine pelin (en küçük kız) sana bir şey anlattımı bu pazar günüyle ilgili dedi. O da yok ne olmuş dedi. Ben sana bir şey anlatcam ama anlattığımı kendisine bile söyleme dedi. Annede içerde benim olduğumu ve yılmaz abinin olayı bu yüzden anlatmadığını ne ara anladıda tamam oglum tamam alıştım zaten ben olaya hır güre dedi. Ben bile anlamadım lan yılmaz abinin içerde müşteri varken o olayı anlatmadığını. Ben susuyordum ki kulağımı kessen o usturayla annecim bi müsade ette yılmaz abi canımı almadan bitirsin şu traşı. Teyzeea kes traşı dicektim az daha...

Ben çıkarken teyzeye ve yılmazına hayırlı işler dedim çıktım. Kadın ben daha kapıyı kapatmadan ağzından pazar lafının koy verdi. Dedim keşke içerde kalsam biraz daha çok merak ettim. Pelin acaba pazar günü ne yaptı veya ne söyledi yılmaz abiye. Aliyle mi alakalıydı acaba? Yoksa başka biri mi vardı? Ya da ya da en kötüsü ama allahım pelin depresyona girdi ve aliden ayrılmayı mı düşünüyordu ali onu artık anlamıyor sorunları absorbe etmiyormuydu işte bu sorular cevapsız kaldı bende sağıma soluma ve tekrar sağıma bakarak karşıya geçtim duş aldım hemen oturdum bilgisayarın başına yazdım bunları şimdide bitti...

Hiç yorum yok: