Dear Bilok
Uzun zamandır ne için yaşadığımı düşünüyordum. Paradoxlar ve diğerleri beynimi adeta zikercesine zapdetmişlerdi. Mutluydum asosyaldim ve noktalı harflere karşı bir alerji baş göstermişti. Beginnar'dan K.O. ya kadar ilerlemişken bir şeyin farkına vardım. Saçmaydı ama farkına vardırıyordu. Gözlüklerim yağmurda ıslanmıştı üfledim damlacıklar camlardan aksın misinaya takılsın sonra buharlaşsın deyu. Ama üflemek gözlük camlarımı buhara boğdu. Üfürüğüm ortamdan daha sıcaktı sanırım her şeyin sebebi buydu. Evvelle ahir birbirine girmişti o an. O sabah yağmur vardı Midyat'ta. Midyat'ta yağmurun sebebinide buldum sonda düşününce orada pirinç tarlaları vardı. Gidip görmemiştim ama bir atasözüne konu olacak kadar üne sahipse kesin vardır dedim iç dünyama sessizce.
Sonunda kararımı vermiştim tüm mal varılığımı bir taksiciye bağışlayacaktım ama taksiye binmeye karkuyordum çünkü yanımdaki para beni hiç bilmediğim bir yerde bırakacak kadar götürürdü. Emindim bundan ya otobanda indirirdi taksici beni ya da baz istasyonlarının bile çekmediği bir kör noktada. Şaşkınmıydım? Hayır. taksicilerin benim mal varlığımdan haberdar olmadıkları için böyle yaptıkları açıktı. Elbet biri bir gün iyilik namına beni "olsun genç ben seni bırakayım gideceğin yere kadar bu da benden olsun" diyecekti. İşte o zaman bende taksiciye "en yakın merkez bankasına çek" diyecektim. Hep çorabımın arasında tuttuğum vatikan bonolarını gidip bir merkez bankasına bozduracaktım. Bir kağıdı en fazla kaç kere katlayabilirsen katla bir çoraba en fazla 10 tane bono sığıyor ama ben 2 çorap giyer hem soğuktan korunu hemde tek ayapımda 20 bono taşırdım. Bonoların tanesı 10 bin riyaldi. Vatikan neden riyal para birimini benimsemişti bilmiyorum ama farketmez para paradır demişti bir kere napolyon. Bonomu verecek taksici arıyorum kısacası sayın blok.
Kütahya küçükşehir belediyesi başkan adayı olmaya karar verdim. Oylarınızı bana verin size yol vereyim. Kütahya'yı farklı bir rejimle "lahana rejimi" ile yöneteceğim. Her yer lahana olacak "kara, beyaz". Lahana çorbası içip lahana tava yiyeceğiz. Artık şeker fabrikasında şeker üretilmeyecek halkımın sağlığını düşünerek şekeri yasaklıyorum. Bulursak esmer şeker yiyelim o daha faydalı. Nah tam buraya kampüsün içine bir havayolu şirketi şubesi açacam. France Airlines, The Arab Emirates Airlines ve Siirt Jet havayolu şirketleriyle anlaşıp uçaklarını üstümüzden geçmelerini sağyalacağım. Binmek size kalmış. Ben pilotlarla konuştum "yavaşlarız abi" adlı bir birifing verdiler bana. Ben memnun kaldım hatta seçim günü akşam Siirt Jet havayolu uçağı olan Konya Tokyo uçağını üstümüzden geçirttiricem sonra binmeyi deniyeceğim. Bilet içerde kesilecek sayın seçmenlerim. Havayolu şirketimin şubesi sadece uçağın ne zaman tepemizde yavaşlayacağını söyleyecek sizlere. Tabiki eğer beni bundan sonraki seçimlerdede başkan seçmeye devam edeceğinize dair kontrat imzalarsanız hepinize kotasız internet vercem. Arkasını sormayacam vallahide billahide. Youtube girebilmeniz için evinize hacker göndercem. Belediyemize ssk lı hacker çalıştıracağız bundan böyle. Sinirlendiğimiz belediyeye "sibersavaş" açacağız böylece sanal dünyadaki gücümüz everestin zirvesinde duran bir kartalla simgeleşecek. Belediye bilişim tezgahı adı altında hizmet verecek 540 hacker hemşehrimiz 657'ye tabir tutulacaklar. Ne fazla ne eksik her birine 3 asgari ücret ödeyeceğiz aylık. Çocuklarınızı hacker yapın bize verin bizde patriyot yapıp diğer belediyeye atalım.
Sağduyulu Kütahya halkı gözlerinizdeki coşkuyu görür gibiyim. Miyop olmama rağmen gözlük kullanmadan 234 metre uzağı görebiliyorum. Yani demek istediğim inanınca oluyor. İnanalım ve bendenizi Kütahya küçükşehir belediye başkanı yapalım. Hadiyin. Sloganımız şöyle olsun dedim ben
"Gözümün feri, evimin eri,
Damımın karı, Ağacımın narı,
Duymuş karşı parti adayı,
Toplamış tası tarağı.
Geliyor kripto gülen gözlere,
Işık veriyor şebekesiz evlere,
Doğayla barışık otobüsleriyle,
Meydanlara koşuyor seçmeniyle diz dize."
Bunu ezberleyin sonra mitinglerimde ben başlıcam siz devam edeceniz sağduyulu kütahya halkı. Bundan 500 bin adet parşömente bastırdım şehrin umulmadık her yerine astırcam. Otobüs giydircem. Heykel diktirtcem, evet yanlış duymadınız elinde elektronik terazi tutan bir heykel. Dünyanın teknoloji ve elektoronoloji merkezi yapacam Kütahya'yı. İnanırsak olur benceee...
Ben ilk oku atıyorum gerisi sizde hadiyin.
ve Legolas her şeyin farkındadır...
1 yorum:
midyatta pirinç yetişmiyor ne yazık ki :)
Yorum Gönder