11 Eylül 2008

Manidar Bir Akşam Münasebeti

Bugün Ramazan davulcusu geldi sokağımıza. Biraz peltek bir adam olduğu için elinde davul olmasa ne için dolaştığını anlamak çok zordu. Mani okuyordu ama hiç bir şey anlaşılmıyordu. Zaten hiç rastlamadım ya da bana denk gelmedi şöyle güzel sesli bir Ramazan davulcusu. Şöyle "geldi ey 11 ayın sultanıııııı" diye gür gür söyleyecek biri olsa Ramazan davulcusu iftarlar daha keyifli olabilir benim için.

Ramazan davulcusunun geldiği sırada çöp atmaya çıkmıştım dışarıya elimde bir sürü çöp poşeti apartmanın merdivenlerini çıkarken otomatik merdiven lambası otomatikman söndü. Normalde 40 sn olan süresinde çıkabiliyordum dışarıya ama elimde çöp poşetleri olduğu için onlar oyalamış ve tam merdivenlerin ortasında zifiri karanlıkta kalmıştım. Neyse yolumu ayaklarımla yoklaya yoklaya buldum çıktım kapıdan dışarı. Sokağın köşesinde ev sahibimizin babası olmak için çok yaşlı ama kardeşi olabilecek yaşta ve ev sahibimize tip olarak benzeyen biri oturuyordu. Daha öncede gördüm o adamı ama hiç konuşmadık.

Çöp torbalarına baktı dikkatlice sonra arkamdan bakmış,bunu söyleyebiliyorum cunku birazdan anlatacaklarımdan çıkarttım bunu.
Çöpleri atmak için çöp kovasının bulunması gereken yere gidiyorum ama çöp kovası yok. Bakıyorum çöp kovasının olduğu yerde bir kaç kedi ve bir kaç poşet var. Şimdi etrafa bakınıyorum çöp varili göremiyorum. Sorarım size siz ne yapardınız?
E tabiki çöpleri çaktırmadan bırakıp kaçardık bende öyle yaptım ama o sokağın köşesinde oturan adam beni görmüş ve geri dönüşümde bana yarım yamalak Türkçe ile "yağvrum o çöoplari neaden oraeaya a attıyorsun" nereye atacam amca /zira benden bir 30 yaş buyuktur adam/ çöp varilini kaldırmışlar etrafta atacak yer yok.
Ondan sonra adamın dediklerini anlamadım bana galiba çöp poşetlerini kapının önüne koymamı ve çöp arabasının gelemsini beklememi söyledi gelince verecekmişim. Yok anasını gözü sen öyle mi yapıyorsun a.q diyecektim bu kadar derin edebiyat yaparsam anlamaz diye boşuna çenemi yormayayım dedim. Biraz tartışmacı tavrımı takınarak "nereye atacam çöp kovası göster oraya atmışlar baktım çöp atılmış e daha önce orası çöp yeriydi araba gelince ordan yerden alsın ne yapabilirim?" dedim. O pek bir şey demedi yani ben anlamadım yine atmayacaksın olum atmayacaksın dedi ben adamın arkasındaki kepenklerin rengine bakıyorum o sırada kepenkleri rengarenk boyamışlar mor kırmızı eflatun yeşil falan.
Neyse adamın sustuğunu düşündüğüm bir anda iyi tamam dayı yapraız dedim ve yürüdüm eve. Bir dahaki sefere çöp atarken adama yakalanmamaya çalışacağıma namusum ve şerefim üzerine and içerim...


Sevgili Ramazan davulcusu bizim zilimize bastı ama yarım yamalak apartman zil otomatiği biraz arızalı olduğu için ilk iki kat aynı zilden çalıyor yarım bize çalıyor yarım üst kata. Bizimki yarım çaldı baktım annem mutfakta hala bulaşık yıkıyor dedim bayrama artık şimdi yok bir şey. Velhasıl çıkmadık kapıya davulcuda bir mani söyledi yine ama ben yine anlamadım.

Dağvulumun dibi deliiiiiik,
Yiyemeğdiğyim alaa geyiiiik,
eğer bahşiş vermez iseeeen,
kovalasın seni geyiiiikk

düm güm de güm düm...

4 yorum:

Buzcevheri dedi ki...

Var öyle burnunu her şeye sokanlar. Ben olsam bir daha ki sefere çöpü adamın daha yakınına bırakırdım.

Kriptograf dedi ki...

bırakırım bırakmasına ama adam resmen sokağın babası. Şöyle ki evsahibimiz bir müteahit daha doğrusu diplomasız bir inşaat ustası.

Kısacası mahallenin sahibi adam 6 apartman dikmiş karşılıklı mahalle yapmış orayı sonra. Daha sonra kendi akrabalarını getirmiş doğudan buraya hepsini oturtmuş aynı mahalleye kendi muhtarlarını seçiyorlar kendi kurallarıyla yaşıyorlar.

Budak apartman 1
budak apartman 2
budak kardeşler apartmanı
baba budak
budak apartman 3
budak kardeşler apartmanı 2

gibi apartmanlar mevcut mahallede. Biz budak 1 de oturmaktayız. Bu bana çöpleri kapının önüne at diyen admda işte ev sahibimizin ya babası ya kardeşi o yüzden pek sakata gelme niyetim yok mazallah bütün mahalle zaten köşe olan evimizin kapısınn önünü çöp biriktirme yeri belleyebilirler :)

ne uzattım bee...

http dedi ki...

bahsi geçen ramazan davulcuları bu işi sadece rant sağlamak için yapıyor kanımca...zira kim sahura ramazan davulcusuna güvenerek kalkıyor ki? haybeden gümbürdetmelerden ibaret bir gece yarısı ezgisi olmaktan öteye geçemiyor bence...

hatta ben duymuyorum bizim mahallenin davulcusunu hiç...eğer uyanıksam duyabiliyorum ancak ve çıkıp pencereye bakıyorum, hızla uzaklaşan davulcunun ardından...

buna rağmen bayramın birinci günü kapıya dikilip, "bayramınız mübarek olsun, ben ramazan davulcunuz" diyip bahşiş istemeyi biliyor...sanki ben ona bir iş buyurmuşumda karşılığını benden istiyor...

oruç tutmadığım halde beni gece gece uykumdan uyandıran o davulcu sendin demek diyorum...o andaki yüz ifadesini kelimelere dökmek zor ama elinde silah olsa beni alnımın ortasından vurmak istediğni sezinleyebiliyorum...

ev sahibinin 1. dereceden yakın arabasına gelince; onu davulcuya ver, derisini yüzüp yeni bir davul yapsın kendisine...bunun karşılığında da yüklüce bir bahşiş ver kendisine...

Kriptograf dedi ki...

davulcu ile ev sahibimizin 1. dereceden akrabası arasında bir çıkar ilişkisi olduğundan şüpheleniyorum çünkü mahallenin dedesi olarak davulcuya en fazla bahşişi veren kendisi muhtemelen veya davulcu olarak seçilmesinde bir parmağı olabilir.
O yüzden derisini yüzeceğinden şüpheliyim :)

Çok kaygılıyım doktor bey :)