16 Eylül 2008

Gidemem,gidemem seni terk edemeeem!


Ne güzel günlerdi Canısı günleri be anasını satayım. Emine Ün hala aklımda o spor arabalı zengin züppeside aklımda. İbrahim Erkal abi ne diziydi be o. Müziğini buldum mest oldum tekrar tekrar. Bir aralar arkadaşlarla kapımızın önünde kaldırımlar arasında koşturarak geçerken c harfi dendiğinde aklımıza ilk gelen şarkı buydu. Bağıra bağıra söyler Orhan amcadan kafamıza greyfurt yerdik. Ham greyfurt kafayı çok acıtırdı. Semra teyzeler vardı birde oğlu vardı Ufukcan ama çocuk bize kendini hep Ufuk diye tanıttı. Artist bir tipti aynı aynalı tahirdeki tilki gibiydi çocuk. Gerçi zamanla mideye çalışarak göbek yaptı ve baskül ailesinin daimi üyesi oldu. Baskül ailesinin de ne güzel müziği vardı be. Orda pazarlamacı çocuk tam benim kafadandı o zamanlar. O diziyi izlerken bizinıs men tabirine tek oturtabildiğim adam o pazarlamacıydı. ltd şetei falan der beni benden alırdı.
Daha sonra tuğçe vardı hani şu "lan çıkçan mı benle" demek için 3.5 saat dışarda tuttuğum kız. Ne zormuş be söylemek kız anladı ben anladım onun anladığını ama işi prosedürden götürmek zorundayım kız durduk yere evet demez yani değil mi. Bekliyoruz öyle ben susuyorum susuyorum diyemiyorum seni seviyorum ulan. Hala da demedim "benimle çıkar mısın" dedim 3.5 saat sonra o da düşünmeden evet dedi. Daha o zaman 12 yaşında falandık belkide daha küçük hatırlamıyorum. Biz çıkıyorduk ama çıkmak ne bilmiyorduk ne bir pastahaneye gidebildik ne de cafeye oturabildik. Ben okul harçlıklarımdan kıstığım parayla sadece kırtasiyeden kokulu silgi alabilmiştim tuğçe'ye :)
Arkadaşlar arasında da baya alay konusu olmuştuk, sanki daha önce hiç çıkan adam görmemişler gibi tenefüslerde hep yanıma gelir olum ne yaptın öptün mü diye sorarlardı.
Ne öpmesi be daha silgi vermekten ileri gidemedim demedim diyemedim tabi. Onları "yakında olum çalışmalarım sürüyor" diye oyalıyordum. Allahtan araya yaz tatili girdi ben köye gittim sözde tuğçe ile ayrıldık. Hatırlıyorum geldiğimde bir kağıda "gözden uzakta olan gönüldende uzakta olur tuğçe bence ayrıldık biz ben artık çıkmak istemiyorum" yazıp odasının camından içeri atmıştım. O da yarım saat sonra aşağıya bakmadan kağıdı direk attı. Hiç düşünmedi kriptograf beklemekten sıkılmıştır belki gitmiştir bir aşağı bakayım başka biri almasın kağıdı diye. Yok anasını satayım kız umursamadı bakmadan attı kağıdı aşağı aldım okudum.
"iyi o zaman çıkmayalım" yazıyordu.

İlk çıkış deneyimimde böyle son bulmuştu. Daha sonra tuğçeyle tekrar çıktık biz :) o daha bir garip cep telefonum olmuştu yeni daha. İlk mesajlarımı ona attım benimle çıkar mısın dedim. Telefonda daha kolaymış. O da olur diye mesaj attı. 3 gün sonra ben yine bir mesaj attım "bu iş yürümeyecek bence ayrılmalıyız" dedim. Bakın ayrılma cümlelerimdeki değişimlerde ne kadar büyüdüğüm açıkça görülüyor. Olgunlaşmış ve daha mantıklı cümleler kurmaya başlamıştım...
Nerden nereye geldik yine

Bu yazıya uygun atasözü veya özdeyiş bulunamamaktadır ama aranmaktadır. Uykuda akla gelirse sabah kalkınca yazılacaktır...

Hiç yorum yok: