29 Temmuz 2008

Fotosentez Dönemleri (Çayldhuud)

İmkanımız olsa yaşamımızın bir dönemine geri dönmeyi mutlaka isteyeceğiz. Özellikle sorumlulukların su bardağına su içerken hohlamamak ve tuvalete annemize "annee bittiiiii" diye bağırmanın olduğu dönemlere.
kimse bilmiyordu elimize kocaman bardağı verirken hiç nefes almadan o su bitmezdi. Acaba annelerimiz nasıl bitiriyordu o suyu bir kerede? Denerdik ama olmazdı belkide.

Oyunun ortasında en son istediğimiz şey aile büyüklerimizden birinin ismimizi söylemesiydi,belli ki bizi oynamaya çağırmıyordu. Yine bir yere gidecektik ya da çikolata ile kandırılıp "kereviz olmadı pırasa" yedirilecektik. Biraz çikolatanın sevinci ile birazda karnımızın açlığı ile pırasa bir nebze ama kereviz pek yenmezdi. Kokusu o zamanlar baya kötü gelirdi burnumuza.


Ayakkabı bağlamayı öğrenmek kimimizin 2 ayını aldı kimimiz ise cırt cırtlı ayakkabıları kullanarak bu görevden biraz olsun kaçtı. Arkasında ışık yanan bağcıklı ayakkabı bulunmadığının farkına vardığımızda ise mecburen annemize ayakkabı bağlatırken ondan bir şeyler kapmaya başladık.

Bakkala götürülecek en son insan olmak o zamanlar sinir bozucuydu elbette,gittiğimizde kendimizi kaybetmemiz herkesi çileden çıkartıyor hatta çoğu bakkal maceramiz hiç istemediğimiz bir yumiyum ya da sıcaktan erimiş sakızlarla son buluyordu.

Oyun oynarken tuvaleti gelenler ise tam bir karambol yaşamaktaydı. Olay yerine bırakılacak bir delil komşular tarafından farkedilip anneye ispiyonlanabilirdi. En olmadı arkadaşlarınız görecek ve sizinle dalga geçeceklerdi,eve giderseniz de zaman kaybedecektiniz oysa oyunu tam kazanmak üzeresiniz.
"9 taşın en heyecanlı yeri,ebe sizi görmüyor arkası dönük diğer oyuncuları yanına yavaş adımlarla gidiyor koşsak o yıkılmış 3 tane taşı dizeceğiz ama koşarken ya kontrolu kaybedersek ya problemimiz yüzünden hızlı koşamayıp taşları dizemezsek,hem o sancıyı boşu boşuna çekmiş olacağız hemde o dönemler oyunu seyreden Ece (bkz:mahallenin en güzel kızının adı,fatma,merve,ayşe ve şeyma olduğuda görülmüştür)'ye de tuğlaları dizemediğimiz için rezil olacaktık."
Ya topa çıkacaktık ya da kaleyi koruyacaktık. Karambolün sonu herkes için farklılık göstermiştir. Kimisi evin yolunu tutmuş kimisi Ece'yi gözden çıkarmak pahasına tuğlalara koşturmuştur,
tuğlaları dizenlerde olmuştur
koşarken sancının da etkisi ile bir taşa takılıp düşmek suretiyle diğer kiremitleride devirenlerde,
hatta direk Ece'ye koşanları bile görmekteyiz yeni jenerasyonda.

Kimimizin yakın geçmişiydi okuduklarınız kimimizin hiç tanık olmadığı şeylerdi. Benim ve çevremin çocukluğu bu ve benzeri olayların içinde geçti.
Daha bitmedi bir sonrakinde okula az kala döneminde geçen olaylara yer vereceğim...

3 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
bahtsız bedevi dedi ki...

Karnım gurul gurul guruldarkene (kayfaltı etmediğimden mütevellit) kerevize ağzımı sulandırmaktasın. Kerevizlerin lanetine gelesin. (Bu yeni nesil bi beddua. Ben uydurdum.)

Kriptograf dedi ki...

çok beğendim :) kerevizi hiç beğenmemişimdir :) Bu resim bile iştahımı açmamaktadır. Ama iştahı açılan o kadar çok kişi var ki :)
Pırasa yiyebiliyorum ama kereviz asla...