20 Haziran 2008

Almanya'dan gelenler (Aşağı Montenegro)

Rosalinda ablanın alt kat komşusunun Almanya'dan gelecek olan konukları uçağın rötar yapmasından dolayı 1.5 saat gecikmişlerdi.Rosalinda ablanın komşusunun kocası havaalanında misafirleri beklerken Hidayet abi ile bir konuşma yaparlar,Hidayet abinin işi o gün erken bitmiştir ve Hidayet abiden rica eder gelip onları alması için.Davut abi ve Hidayet abi yakın arkadaştırlar hatta 15 yaşından beri birbirlerini tanımaktadırlar.Sonra şartlar onları ayırmış ama tekrar birleşmesini bilmişlerdir.Davut abi marangozdur.
Uçağın inişine yarım saat kalmıştır Hidayet abi havaalanına gelir aragaz verdiği için geldiği hemen belli oluyordu j9 fazla bağırıyordu.Arabasında açık eksoz vardı Hidayet abi iş bitince adeta yollarda şeritten şeride atlayan bir ceylan gibi lalesiyle birlikte hız sınırlarını zorlar kestirmelerin tozlu yollarının tozunu kaldırırdı.

Hidayet abi ve Davut abi kucaklaşırlar muhabbete başlarlar,hatta buna kapıdaki güvenliğide ortak ederler.Sigaraları falan derken saat gelmiştir.Hidayet abi uçağı gösterir ve
-Bak Davut seninkiler bunda galiba.
der.
-Evet ondalar Hayananski havayolları ile geleceklermiş bak kuyruğunda yazıyor havayolunun adı, der Davut abi.

Uçak iner,Davut abi,Hidayet abi ve Almanya'dan gelenler j9 la sol şeritten İ:Y.K dan "bas gaza aşkım bas gaza" şarkısını dinleyerek daha gaza geliyorlardı.
Rütüğe bu yüzen çok fazla şikayet olmasına rağmen şarkı hala radyolarda çalmaktaydı.
"Şöförü gaza getirim gaz pedalına basma hissi veren şarkının rütük tarafından radyolarda çalınması yasaklanması talep edilmiş ve rütük te bunu inceleyerek bir cevap verileceğini söylemişti."

Uçak ineli 15 dakika olmuştu ama Hidayet abi j9 un motorunu kapatalı 4 dakika olmuştur bile.9 dakikada kuş uçuşu 20 km yol gelmişti.
Saat daha erkendi misafirlere Güldane abla kahvaltılık birşeyler hazırlamıştı.Güldane abla Rosalinda ablanın alt kat komşusu ve Davut abinin karısıdır.
Alman kadın çat pat Türkçe'siyle Güldane ablaya;
Guldane hanım cocuk yaptınız mı ? der
Güldane abla:Cocuk değil güzel kızım cacık onun adı,yaptım yaptım mutfakta gel göstereyim.
Alman kızımızın adı Olga dır.Kocasının adı da Kılayvırt'tır Kılayvırt Türkçe'yi çok rahat konuşmaktadır.
Olga'nın babası İspanyol annesi Rus'tur.Evlenip Almanya'ya yerleştikleri için Olga Almanya'da yetişmiş Türkçe,Rusça,İspanyolca,Türkçe ve Fransızca bilmektedir ama en zorunun Türkçe olduğunu söylemektedir.Söyleyebildiği kadar.

Olga mutfakta cacığı görünce gerçekten şeker bulmuş çocuk kadar sevindi,bunu gören Güldane abla da;Hıyar görünce sevinen çok insan gördüm ama doğranmışına bu kadar sevineni hiç görmedim der.
Olga anlamaz ama hafif bir tebessüm atar. :)
Güldane abla cacığın nasıl yapıldığını anlatmaya koyulur.Rendeyi tanıtır.Olga blender çağı çocuklarından olduğu için rende nedir bilmemektedir.
Güldane abla anlattıkça Olga daha bir iştahla dinlemektedir anlatılanları.Güldane abla en son yoğurt ve suyu aynı anda azar azar yoğurda su ekleyerek katılacağını anlatır ve;hadi gel bir çay koyalım der.
Ama Olga koymak eylemini gerçek anlamıyla bildiği için boş boş bakmaktadır Güldane ablanın yüzüne.
Güldane abla:Kızım ne bakıyorsun şu çaydanlığı ver bana,der.
Olga:Abla neden koyuyoruz pişirsek ya,diyor.
Güldane abla durumun farkına varıyor ve tamam öyle yapalım dercesine kafasını sallıyor.
Olga camdan aşağı baktığında yazarımızı görmüştür yazarımız biraz ergen olduğu içinde camdan bakan babası İspanyol annesi Rus kızımıza ayran ayran bakmaktadır.
Olga Güldane ablaya sorar bu çocuk kim,yazarımız anlar kim olduğunu sorulduğunu ve camdan içeri girer Güldane abla cama baktığında perde çekilmiş ve ortalıkta yazar yoktur.
Güldane abla:Karşı evdekileri mi diyorsun?
Olga: I hı
Bu garip cevabından ötürü Olga'yı kutlamayı düşünen Güldane abla karşı komşunun yeni taşındığını ve daha 1 ay olduğunu anlatmaya başlar.
Güldane abla baş örtülü bir abladır konuşması fazla yöreseldir ve tam bir mahalle ağzına sahiptir.Küfür ettiğini gören bir kaç ta tanık bulunmaktadır.Kırmızıyı seven Güldane terliğini bile kırmızı giymektadır.(Yazarın bunları nerden bildiğini soruyorsanız kendinize,her cumartesi taksitçi denilen garip seyyar satıcısının alışveriş seanslarından cevabını alırsınız)
Olga da Güldane ablanın tam tersine renkli giyinmeyi pek sevmez daha çok tercihini beyazdan yana kullanır.İtalyan modasını takip eden Olga yanında 2 valiz kıyafet getirmiştir.Bu kıyafetler Güldane ablanın dolabındakilerden bile fazladır.Bunun farkına ilerde varacak olan Güldane abla Davut abinin başını yiyecektır ama bakalım ne zaman Olga kıyafet değiştirerek Güldane ablanın herşeyi görmesine neden olacaktır...

Devam edecek...

Hiç yorum yok: