20 Haziran 2008

Aşağı Montenegro Mahallesi (Ufak giriş)

Aşağı Montenegro'da günlük olaylardan index niteliğinde bir yazıyla başlamak istiyorum.

Her sabah birlite uyanan mahalle insanları çok dakikler şimdi yaz olmasına rağmen kışında olduğu gibi saat 9:30 da mahallede ses olmaktadır.Çocukları kışın sabah okula gittiği için biraz daha fazla ses oluyordu ama yinede ses eskisi kadar karmaşa yaratıyor sabahları mahallede.
Yaklaşık 79 80 km uzaktan organik tarım mahsullerini satmaya gelen kötü sesli manav hafta sonları hariç her gün sabah 9:49 da damlar penceremin önüne.Pencerenin önünde durmaz orada geçer çünkü ne Rosalinda abla ne de alt komşusu manavdan manav kendi kapılarının önünden geçerken bir şey almazlar,manav 10 metre yürür ve arkasından Rosalinda abla sepeti fırlatır,
-Manaaaaav acı biber varsa atıver 1 kilo,--bu arada alt komşusuda aynı sepetten kendisine 1 kilo salatalık ve yarım kilo çilek ister--
Rosalinda:kız ne yapacaksın salatalıkları kola aldık ya geçende kampanyalıydı kasa kasa?
Alt komşu:Yok kız cacık yapacam Almanya'dan dayımın oğlu gelecek 1 gece bizde kalacaklar karısıyla,karısı cacığın ne olduğunu bilmiyormuş onun için alıyom,e alman karısı tabi bilmez cacık falan...
Rosalinda:allah cezanı kız elin almanına cacık mı yapacan sen şimdi,kaçta gelecekler?
Alt komşu:Vala bilmiyorum bizim adam almaya gitti havaalanına gelirler birazdan.
Rosalinda:İyi kız hadi uğrarım akşamüstü cacığın tadına bende bakayım.
(manav faslının fazla uzadığına dair duyum alan yazar dış sesi devreye sokar ve)
Manav aşağıya doğru hızlı adımlarla yürür çünkü o gün aşağı Montenegro'dan başka bir satış yapamayacağını bilir.
Bu mahallenin adının aşağı olduğuna bakmayın aslında rakım 700 metre falandır.Daha aşağısı turistik otellerin bulunduğu deniz kenarı villaların bulunduğu bir yer orasının adı da Holodya.Holodya belediyesi gerçekten paraya kıyarak beldelerinin girişine kocaman bir heykel diktirdiler.(Dış ses:Uzatmaaa)

Rosalinda ablanın oğlu Bert'ten biraz bahsedeyim size,Bert 14 yaşında bir çocuk tam bir mahalle çocuğu Çin mi Çinya mı karıştıran vaziyette yer ülkenin sonunda ondan önce gelen ünsüze göre değişen ya ye ekleri olduğunu sanan ve buna göre düm düz bir mantık yapan Bert Çin'in de sonuna ya ekleyerek Çinya demeye başlamıştı.
Bert her sabah kahvaltısını ettikten sonra arkadaşları ile taso oynamaya çıkar okullarının bahçesinde top oynar,kısacası pek anormal hareketi olmayan ve hikayeye asıl heyecanı katmayacak olan kişi konumundadır.

Bakkal ve oğlu gerçekten garipler çok iyi matematik zekaları var uzaktan kaç ekmek ve kaç gr ona göre hesap yapıp paranın yüzde kaçı vergi yüzde kaç kar edilir o ekmekten hepsini kafalarından yapıp yanlarında ki dükkanın sahibine iletiyorlar.Bakkal önü muhabbeti bundan ibaret kısacası.Neyse bunlarda da hikayeye çok güzel rota verecek durumlar mevcut.

Hidayet abi ve J9 muhteşem bir ikili.Abinin girebildiği her yere giren j9 Hidayet abi için bir lale evet evet bildiğiniz lale hani şu 400 yıllık imparatorluğun sonunu getirmekte sembolik olarak emeği olan ve Hollanda'da bolca yetişen çiçek.Sarısıda oluyor.(Dış ses:bir mimik yapıyor ama ses olarak var olduğu için bunu yazıda göstermek imkansız)Neyse uzattım galiba işte Hidayet abi böyle bir adam sabahın 5:30 unda kalkar j9 una atlar havaalanı Bozdere arası 45 dk git 1 saat 20 dk gel yapar.Geri dönüş yolunda yol yapım çalışması vardır.
Holodya belediyesi çevreye verdiği rahatsızlıktan dolayı özür diler...

Almanya'dan gelen misafir ve cacık başlığı ile devam edeceğiz...

Hiç yorum yok: