16 Aralık 2013

Diş, Böcek ve Boyoz

  Uyanmama az kalmıştı rüyanın sonlarına doğru yaklaşıyordum çünkü artık renkler soluklaşmaya başlamıştı gözlerime ışık kaçıyor ve rüyadaki renklerin hepsi parlamaya başlıyordu.
Sepetin içindeki elmalar, armutlar ve muzların artık benim için tatlarından başka farkları yoktur.
Tam elimi uzattım ve rüyadan uyandım.
Gözümü açtığımda ağzımın suyunun aktığını ve dudağımın kenarını soğuk soğuk üşüttüğünü anladım.

Saate bakma gereksinimi duyduğum sabahlardan biriydi yine kolumu yattığım çekyatın başında duran saatime attım tam almaya çalışırken parke zemine düşen saatin sesi daha fazla uyanmama neden oldu.
Ama kararlıydım saati yataktan kalkmadan alıp saate bakıp daha sonra kalkacaktım.
Neyse saate uzandım ve baktım ki yelkovan 9 ile 10 arasında, akrepte 10 ile 11 arasında.

O gün bu saatte uyanmama neden olan neydi? Evde kimsenin olmaması gürültü ihtimalini ortadan kaldırıyor ama sokaktan geçen bir satıcı veya aracın sesi olabilir miydi?

Sorular beynimi bulandırırken ben uyanmaya çabalamayı bırakmış ağzımın suyunun tamamını yastığa silmiştim.
Annemin "bu yastık kılıfları neden bu kadar kirleniyor" dediğini hatırladım.
Kronik diş eti apsesi ağız suyunun akmasına ve ağızın hareketsiz kaldığı zamanlarda bakteri üreterek kokmasına neden olur.

Yatağı, her zamanki gibi onu toplamanın ne kadar saçma bir eylem olduğunu düşünerek ve bu konuda kendime hak vererek toplamadım.
Kalkıp yüzümü yıkadım ve ağzımın suyunu gargara yaparak tükürdüm.

Kahvaltıda ne yemeyi düşünürken buldum kendimi. Evde kimse olmadığından bunu benim düşünmem hatta eyleme bile geçirmem gerekebilirdi. Bir PETA gönüllüsü gibi üstsüz çıktığım banyodan mutfağa girdim.
Eylem günü nasıl hazırlandıklarını falan hep merak etmişimdir.
Neyse kahvaltıda yumurta boyoz peynir ve çay 4lüsünü seçip hepsini tepsiye ve ocağa çay suyunu koyarken boyoz olmadığını farkettim.
Karşı fırına gidip boyoz almam 3 dk sürdü, bu arada apartmanın otomatik merdiven lambası ise yaklaşık 4 dk yanıyor. O sönmeden dönmüştüm yani.

Sonra tepsideki kahvaltı malzemeleriyle salona geçtim ve kumandanın kırmızı tuşuna bastım. Gece en son izlediğim kanal olan Rustavi çıktı karşıma. Değiştirdim ve History channeli izlemeye başladım. Hatırladığım kadarıyla geçen hafta bir reklam dönüyordu antik uzaylılar haftaya pazartesi histıride diye. Bugün pazartesi ve tamda söylenilen saat aralığıydı.

Histori alttan yabancı üstten türk seslendirme ile yapılan büyük ain alanlarının neden bu kadar devasa olduğunun sorusuna cevap arıyordu. Cevap basitti çünkü uzaylılar oraları iniş pisti olarak kullanıyordu.

Kahvaltımın arasında bulunan yumurta ve boyozlar soğumadan yemeye başladım. Tam o esnada boyozdan bir ısırık almışken içinden çıkan böcek antenlerinin ağzımda olmasına bir anlam veremezmiş gibi bana baktı.
Sonra olmyan antenlerini kollarıyla temizlemeye çalışında acı gerçekle yüzleşti.

Onun antenlerini dişlemek suretiyle kopartmıştım.
Üzgündüm ama ölümüne sebep olmadığım için az da olsa mutluydum. Amacım bir böceğe zarar vermek değildi.
Böceği yavaşça boyozun içinden çıkarttım ve tepsinin üzerine koydum kahvaltıma devam ettim arada ise ona bakıyordum.
Baktığım anlarda sanki ona baktığımı anlıyormuş gibi ne ile uğraşıyorsa uğraşmayı bırakıyor ben tv de burnu uzun uzaylılara bakınca oda uğraşına devam ediyordu. Ne yaptığını çok merak ettim çünkü bir yere gitmiyor ama kıpırdıyordu.
Çayın suyu kaynar gibi bir ses çıkarınca koşturarak ocaktan çaydanlığı aldım ve çayı demledim. Biraz mutfakta oyalandıktan sonra salona elimde çaydanlık ve çay bardağımda geri döndüm. Çaydanlığı tepsiye koydum.
O esnada histıri reklema girmişti bende kanalı değiştirerek flash tvyi açtım.
Programın adı "Rengarenk Tekrar" dı.
Program eşliğinde kahvaltı yaptım ve kahvaltı malzemelerini mutfağa götürdüm.
Tam bu sırada kapının anahtarla açıldığını duydum. Gelen annemdi ve beni mutfakta görünce "ha annem yiyin yiyin yığın kim yıkıcak diye hiç sormayın" dedi.
Bende kime sormam gerekiyor falan demeyi düşündüm ama söylemedim.
Biraz sonra mutfağa geldi ve kahvaltı malzemelrini çatal bardak çaydanlık sıralamasıyla yıkamaya başladı, sıra çaydanlığa geldiğinde mutfakta bir çığlık koptu. Neymiş efendim böcek çaydanlığın altına yapışmış birde ölmemiş ayaklarını falan oynatıyormuş.
Yağ bıçağıyla sırtı çaydanlığın altına yapışan böceği kazıdım ve mutfak bangosunun üstüne yatırdım sonra üstüne yine aynı yağ bıçağıyla (başka bıçak kirletmedim sonra onları kim yıkıcak) bastırdım. Çıkan çıtırtıyı duymanız lazımdı genşler.

Sevgilerle kalın 
Rumuz: Ala geyik

Hiç yorum yok: