Yıldız Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şeminur Topal, ''Transgenik tohumlar, bazı getiriler sağlasa ya da öyle empoze edilse de, çeşitli riskleri de beraberinde getiriyor'' dedi.
Topal, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şubesi ve yerel Yeni Adana Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen "Genetiği Değiştirilmiş (GDO) Tohumlar ve Tarım" konulu konferanstaki konuşmasında, tarım güvenliğinden söz edebilmek için, kullanılan yöntemlerin sürdürebilirlik, dayanıklılık ve yarayışlılık gibi kavramları özünde sağlanması gerektiğini, bunu sağlayabilmenin de güvence kriterlerine uygunlukla mümkün olduğunu söyledi.
Tarımın günümüzde stratejik bir konuma gelmiş durumda olduğunu kaydeden Topal, "Üreticiler, kanun koyucular, denetleyiciler ve tüketicilerin, tarım güvenliğinin sağlanması konusunda ortak sorumluluğu paylaşması lazım. Bu kapsamda tüm kesimler kalite geliştirme çalışmalarına destek vermeli ya da denetlenmeliler" dedi.
Biyoteknoloji teknikleriyle genetiği değiştirilen (transgenik) tohumların, bazı getiriler sağlasa ya da öyle empoze edilse de, çeşitli riskleri beraberinde getirdiğini vurgulayan Topal, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda en çok, biyo çeşitlilik kaybına bağlı sıkıntılar ve biyo güvenlik kaygısı var. Avrupa Biyoteknoloji Federasyonu, bazı etkin örgütlerin baskısıyla, biyoteknolojinin tanımına, 'insan ve çevre sağlını etkilemeyecek yöntemlerle yapılması' şartını getirmiş durumda.
Transgenik tohum, son yıllarda yaygın üretim alanları buldu ve pazarlarda yaygınlaştı. İlk ticari uygulamasının yapıldığı 1996 yılında 1,7 milyon hektar olan uygulama alanı, 2005 yılına kadar 48 kat arttı.
Transgenik tohumda en büyük pazar payına ABD, Arjantin, Kanada ve Çin sahip. Bunlar Türkiye'nin dış ticaretinde en büyük paya sahip ülkeler."
Riskleri de var
Transgenik tohumların, en çok soya, mısır, pamuk ve kanolada uygulandığını kaydeden Topal, şunları söyledi:
"Dünyada şu anda 16 ülke transgenik tohumları kullanıyor. Paraguay ilk kez 2004 yılında bu teknolojiyi uygulamaya başladı ve kısa sürede en çok uygulayan 6'ncı ülke konumuna gelmiş durumda. Yani bu teknoloji pompalanmakta ve ülkelerde çılgınca yaygınlaşmakta.
Hindistan'da 2004 yılından bu yana transgenik tohum kullanımı yüzde 400, Uruguay'da yüzde 200, Avustralya'da ise yüzde 100 artmış durumda. Bu tohumların kullanıldığı birçok ülkede bir miktar üretim ve verim artıyor ama sonuçtaki durum tartışılır.
Örneğin, transgenik pamuk tohumu kullanan Hindistan'da çiftçiler kredileri ödeyemeyecek duruma geldi, çiftçi aileleri acı içinde ve intiharlar attı.
Çünkü transgenik pamukta lif boyları kısalıyor ve tekstile uygunluk ortadan kalkıyor. Böyle olunca da pamuğun pazar payı çok ciddi oranda düşüyor. Üreticiler satamadıkları ürünlerini yakmak zorunda kalıyor."
Toplantıya, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nezihi Uygur, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Çetiner ile ZMO İstanbul Şubesi Başkanı Ahmet Atalık katıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder