7 Kasım 2007

Hafızada ki kargacık burgacıklık...

Sabahları evden çıkarken hep birşeyler ısmarlarlar.Akşama şeker almayı unutma.Sabah tamam derim akşama ise unuttuğum zaman,elimi garipçe anlıma vurarak aaa unuttum der geçerdim.Artık alışmıştım.
Taa ki bir gün yine bana birşey ısmarlanmıştı ki yine unuttum eve geldiğimde akşam babam sordu
-Aldın mı şekeri?
Bu sefer babam anlamış olacak ki alaylı bir şekilde kalktı ayağa anlıma vurdu ve
-AAAAA unutmuş dedi.
Utandım ve artık unutmamam gerektiğini anladım.
Ertesi sabah yine kalktım ve evden çıkıyordum ki tam o sırada annem
-Akşama patates al.Dedi.
-Tamam.Dedim
Arkasından babaannem
-Oğlum çamaşır deterjanı da bitmiş.
Babam
-Hayta çayla,kahve almayı unutma.
Sonra kapıdan çıkıyordum ki balkon kapısı açıldı.Teyzem
-Kuzum ya kıymada al akşama bi köfte yapalım tamam mı.
Kapının önünde ayakkabılarımın bağcıklarını bağlarken kapının yanındaki odanın camı açıldı ve yine annem
-Oğlum unutmuşum ya küçük odanın ampulu patlamış ona da bir ampul alıver,ama kardeşin sarı renk lambada uyuyamıyor gece lambası gibi olsun ama odaya karaltı yapmasın renkli bir lamba alıver.

Sokaktan koşar adımlarla çıkarken kurtuldum diyecektim ki arkamdan veletler koşturdular ve önümü kestiler.
-Baban 5 tane maden suyu ve 6 ekmek almanı söyledi.Dediler.

Balkon gözüküyordu o köşeden.Babaannem tekrar çıkarak;
-Evladım don lastiği de alıver.Ama geçen seferkinden olmasın onlar çabuk kopuyor.Diye haykırdı.

Bense kafamda don lastikleri şekerli lambalar kıymalı maden suları ile yoluma devam ettim.Bütün gün aklımdan çıkmadılar.Sabah müdür odama geldi ve bana dedi ki
-Bu yazı ne?
-Nesi var müdür bey?
-Al bir oku bakalım.
Aldım yazıyı ve okumaya başladım aynen şöyle yazıyordu.

Sabah yazdığım yazıydı bu.Devlet dairesine bir dilekçe yazmıştım.Aslında işim de oydu benim.Dilekçe yazmak.Neyse okuyayım.

...................Müdürlüğüne

Hüyt ilinin güzide Hayda ilçesinde oturmakta olan ben deniz Kerim Kovalak.Bazı rahatsız olduğum durumlardan şikayetçiyim.Bu husuları aşağıda ayrıntılı olarak belirtiyorum.
Kıymalarımız artık 2 kere çekilmiyorlar,eskisi gibi özen gösterilmiyor bu kıymalara.Yağlı yağlı kalıyor.Kıyma demeye bin şahit lazım.Bu gece lambaları normal ampuller kadar elektrik harcıyorlar fakat onlar kadar aydınlatmıyorlar rengi farklı uyurken kısılan ama ortalığıda alacakaranlık yapmayan bir lamba istiyoruz.Artık don lastiklerinin daha sağlam olmasını istiyorum zira babaannem bundan şikayetçi bu kadının kaçıncı don lastiği.
Yukarıda belirttiğim husularda gereklerinin yapılmasını belediyenizden arz ederim.

Saygılarımla Kerim Kovalak.

"yukarıda yazdığım dilekçenin aslı bir yol yapım çalışması şikayet dilekçesidir.Fakat o kadar çok unutmamayı istemişim ki babamın,halamın,babaannemin,annemin,teyzemin ve veletlerin dediklerini buraya dökmüşüm hafızamı."

Müdür suratıma bakarak
-Nedir bunu açıklaması.
-Nasıl dikkat etmezsin.Dedi.
-Hayır sen dikkat etmedin yazı işlerinin elinden nasıl geçti onuda anlamadım.
İşte bu saçmalık dedim.
-Yazı işlerinden geçti şefinizden nasıl kaçtı bu onuda çözemedim.
İşte bu rezalet dedim.
-Şefinizde görmedi ama müdür yardımcısının masasından nasıl imzalandı da geçti bu yuh artık.
İşte bu tam bir felaket dedim.
-Müdür yardımcısından geçti peki ben nasıl göremedimde bunu imzalayarak Bakanlığa yolladım.
İiiy ii işte bu mükemmel dedim.
İşyerinde ki arkadaşlar eyvah bittik biz demeye başladılar.Kovulduk demeler ve iş aramalar başlamıştı bile.

Allahtan bakanlık görmüşte uyarmış geri göndermiş.Yoksa yarın sabah gazetelerde yazı işlerinden anlayan 100 memur alımı olacaktır diye bir ilan görebilirdiniz.

Aziz Nesin (Kıssanın aklımda kalanlarını yazdım)

Hiç yorum yok: