1 Ağustos 2008

Sayın günlük ve sayın güneşlik

S.Günlük:Selam güneşlik nasılsınız bugün.
s.güneşlik:elhamdülillah günlük sizi sormalı
s.günlük:iyidir efendim işte ağız yaralarıyla başım derette.
gneslik:ne oldu efendim hayırdır ne ağız yarası.
gnlk:efendim işte neden olduğunu da anlayamadık arsenikten midir,bordan mıdır soğuk su içtiğimizden midir bilemedim alt dudağımda pörçük pörçük yaralar oluşmuş.
gnslk:geçmiş olsun efendim,bir kadın doğumcuya gösterin
gnlk:kadın doğumcu mu?


Bu kadar saçmalık bir bloga çok diyorsanız çıkış sağ üstteki kırmızı düüme :)

Tamam bu diyalog devam etmeyecek tek sebebi s.günlük s.güneslik yazmaktan sıkılmam. Zaten yavas yavas sesli harfleri yutmayada başlamıştım. Sonunda g ve g olarak kalacaklardı hiç bir şey anlayamayacaktık yani.

Her neyse efendim ağzımın içi yara oldu nedir anlamadım yemek yiyemiyorum,kime ağzımın içi yara oldu desem hemen nasıl geçeceğini söylüyorlar soda ile gargara yap sigara bas tuz bas yok balzam sür
1 tane adam çıkmadı vah geçmiş olsun ya neden oldu ki acaba diyen. Herkes "ben bir şey biliyorum soran olursa çotanak diye koyacam cevabı bekliyorum" durumlarında hepinize kılım kıllar ve kılız.

Sağlık artık benim için sadece ağzımdan ibaret,ne böbrek taşı dökmek bu kadar canımı yaktı ne de 11 adet diş dolgum sayısız kanal tedavim. :) (annem sağolsun gece yatmadan muzlu ballı süt içirirdi, o da dişlere zarar veriyormuş hele yatmadan içilince tam kadayıf oluyormuş dişler daha küçükken. O zamandan kapmışım ben bu diş bozukluklarını,süt dişler döküldü kurtuldu ama daha sonra da devam etmiş bu süt bal mevzuu. Taa ki annem benimle bir dişçiye gelip nedir çocum neden çürüttün bu kadar düşlerini(aslında diş te işte anlayın demagoji yapıyorum)dediğinde annem valla doktor hanım anlamadık gitti çocuğun dişler devamlı çürüyor. hmm gece yatmadan fırçalamıyor mu deyince annem hafiften olayı çaktı,buldum doktor hanım kesin o içirdiğim ballı sütler yaptı çocuğumu.
Bu tespit doktor onayından da geçince her şey yoluna girdi bende uçuşa hazır pilot gibi dişçi koltuğuna geçtim ve ağzımı açtım. Tam 5 saat ağzımı açık tuttuğumu bilirim bu diş mevzuları yüzünden. La nerden nereye geldik az daha zorlasam ege diş polikliniği stajyer kızların sütyen renklerini anlatacam yani az kaldı :) o derece içli dışlıydık,yeniler ya öğrenmeye çalışıyorlar bende kendimi seve seve denetiyorum onlara. Kobayım bir nevi.))) ohoo konu aldı başını...

Ha işte ne böbrek taşı dökmem ne de kanal tedavileri bu kadar canımı yaktı. Yemek yiyemiyorum (aynı şeyleri ama olsun konuyu hatırlıyorum böyle) su içemiyorum dilimle devamlı oralara deydiğim için yaralar hep ıslak kalıyor tazeliğini koruyorlar. Kuruyup geçsinler diyenlere inandım ağzım açık gezdım 15 dk kadar dilim damağım kurudu,anestezi gibi etki yapıyor bu rüzgar ağıza. Dişlerim deydikçe bağırasım geliyor ağzıma pamuk tıkayıp öyle dolaşasım geliyor. Bunlar yetmezmiş gibi sol tarafta başlayan yaralar sağa atlamaya yelteniyorlar bugün birini oluşurken yakaladım sanırım dilimle bastırdım,gözümden yaş geldi ama şuan aynı yere bastırıyorum acımıyor. Keşke diyorum diğerlerinide dilimle bastırsaydım. Kendi kendini tedavi eden bir insanım,hanımlara şunu şunu şunu önerirdim ama daha yazane açacağım burdan olmaz böle. Ne kadar köfte o kadar ekmek :) neyse aartık.

Ağzımın açık olduğu sıralarda bakkala ya da gross markete doğru yol almaktaydım,karşılıklı oldukları için sokağın o kısmına gelene kadar hangisine gideceğimi düşünmüyorum. Gross çıktı çekilişten gittim kanola yağı aldım,aslında çiçek yağı istediler ama ben bunu daha bi beğendim. Puding yapacağız süt al dediler şişe sütlerin mazi olduğunu unutup güzel bir reyon görevlisi bulup sordum şişe süt var mı acaba? Şişe sütler 2000 li yıllarda kaldı beyfendi artık paket sütler var demediğine şükrediyorum. Şişe süt satmıyoruz dedi sanki kendi hatasıymış gibi,müşteri haklıdır ilkesini fazlasıyla benimsemiş bir karakter olduğu ap açık ortada. /bu yazılarımda geçen karakterler hakkındaki yorumları ayrı bir yerde yazsam ayrı bir hikaye onları yazarkende arada ona buna sokacağım laflardan da ayrı bir hikaye olur ya hadi neyse/ İşte sütlere bakıyorum markalar şöyle dizilmiş. Pınar içim lıkır kay neşe...
bilin bakalım ben hangisini aldım evet bildiniz tabiki Kay süt. Sırf isminde muzurluk var diye bu sütü aldım. Sütü aldım arkamı döndüm 4 kapalı bayan gördüm kapalı olduklarını belirttim çünkü bi hayli kapalıydılar 5 duyu organları gözükmeyecek derecede örtünmüştler 5 te 3 kulak ve dili nerdeee görecez. Her neyse bu kadınların birde ufak bebekleri var bebek arabasında gezdiriyorlar sütleri alırken çocukla göz göze geldik göz kırptım o da bana kırptı. İlk defa tek gözünü kırpabilen ve daha yürümeyi öğrenmemiş çocuk gördüm. Tamam sütü pudingi aldım gidiyorum kasaya kıvrak hareketleri reyon görevlilerini solluyorum falan yine o kadınlar ve çocuk, bu sefer biraz garipti durum. Çocuk sağ ayağını bir kıvırımış ki öyle böyle değil. Topuğuna kadar ağzına sokmuş 5 parmak içeride yetmezmiş gibi birde topuğuna vuruyor anneden de şu sözler geliyor" ha olum dep ağzına dep dep". Çocuğa göz kırptım ama bu sefer o kırpmadı. Galiba yanılmışım yani hem yürüyemeyen hemde göz kırpamayan bir çocuk görmüşüm. Bu gross maceramda da bir ilk yaşamamışım yani kay süt almak dışında. Çocuğun gözünde çapak vardı belkide ondan gözünü kırpıştırmıştı yani şahsıma yapılan bir hareket değildi. Belkide çocuk arkamdaki makarna paketleri üzerindeki komik aşçıya bakıyordu beni farketmedi bile. Olamaz her şey bir anda değişti keşke bakkala girseydimde sütün pahalısını pudingin vanilyalısını alsaydım.

Bitti ya tamam...

Hiç yorum yok: