İzmir'lilerin en azından bir kere gittiği yerden bahsedeceğiz. Ülkenin en güzel karadut şerbetini içebileceğiniz yerden. Labirent gibi sokaklarında kaybolmak eğer kalabalık değilse hoşunuza gidebilir. Kulak zarını zedelemeye yeminli tezgahtarların kolunuzdan tutup size iskender yetirtebildiği bir yer.
İhtiyacınız olmayan pantolonu aldırtabilen pazarlama tekniklerine sahip kemeraltı tezgahtarı aklınıza gelebilecek her ürünü işporta olarak satmaktadır. Son zamanlarda artan çin malı tezgahları dışında aslında ucuza aldığınız şeyler kalitelidir fakat eskidirler.
Artık sebillerinden su akmayan bir yer olma yolunda giden kemeraltında restorasyon çalışmaları yapılmakta. Pembeye bezenen elektrik trafoları, araba giremeyen girse de çıkamayan caddelerinin yer döşemeleri, sizi oradan eski bir konak aldırıp içine yerleştirebilirdi bir kaç yıl öncesine kadar zira artık oturulabilecek ev kalmadı.
Kimine göre referans saat kulesidir kimine göre ise Mezarlıkbaşı denilen semt. İkisine de arkanızı verdiğiniz zaman çıkacağınız ya da gireceğiniz yer Kemeraltı olacaktır. İlk kez ve yanlız giriyorsanız çıkamayacağınız su götürmez bir gerçektir. Sinir olursunuz, hele birde kalabalık varsa tam bir labirent olur orası size.
17 yy.'a dayanan bir tarihi olan Kemeraltı "Hükümet Konağı"nın yanıbaşından başlar nerede bittiğini sadece belediye krokilerinde bulabilirsiniz. Eğer gezmek için geldiyseniz muhtemelen kaybolarak en güzel yerleri bulabilrisiniz.
İzmir'in yerlisi bile tam olarak size tarifte bulunamaz kemeraltını. Çalışan tezgahtar bile belli güzergahlar dışında başka yol kullanmaz.
Yıllar önce doldurulan deniz üzerinde şuan kızlarağası hanı bulunmakta. Kadifekale'de bile iskele babaları bulunmuştur ki Kadifekale şuanki denizin bulunduğu yerden otobüsle gidebileceğiniz bir yer.
Deniz dolduruldukça da ticarethaneler artmış,hanlarla dolmuş her taraf. Çay içmek için girdiğiniz kahvenin çıkış kapısı bir sokak olabilir. O sokağa girmek için ya o kahveden geçeceksiniz ya da dolaşacaksınız...
Çarşıda ki ticarethaneler her gelir grubunun gereksinimlerini karşılamakta idi. Balıkçılar, demirciler, kömürcüler, baharatçılar, çiviciler, kitapçılar ve saman pazarı hepsi farklı yerlerdeydiler.
Yani aradığınız şey kuşburnu ise ve siz baharatçılarla dizili bir sokağa girdiyseniz ve hatta kuşburnunu oradan bulamadan çıktıysanız bir daha başka dükkan aramanıza gerek yok çünkü bulamazsınız.
Genelde üzeri örtülü sokaklara sahipti yıllar önce fakat zamanla bu örtüler mevsimsel değişikliğe dayanamamış ve zedelenerek çıkartılmıştır.
Son hali ise bu görünümden oldukça uzak, 3 sinema birden barındıran bu çarşı artık kafeteryalar lüks alışveriş mağazaları ve dükkanlarla dolmuş durumda.
ir dükkanın önünde oturmuş nargile fokurdatan bıyıklı bir dede gördüğünüzde aslında kemeraltına bakıyorsunuz. 5 vakit namazını kılıp,yandaki baharatçı ile günün geri kalan vaktini tavla oynayarak geçiren bu dede bir selamınızla size bu yazdıklarımdan daha fazlasını anlatacaktır.
Bilal İnci'nin restorantınıda bulabileceğiniz,
Dantel sokağı ve havra sokağını bulabileceğiniz,
Envai çeşit kumru menüleriyle dolu restorantları bulabileceğiniz,
Kızlarağası hanını ziyaret edebileceğiniz,
Kestanepazarını bulabileceğiniz,
Sıcak paranın döndüğü,
Hisarönüne gidebileceğiniz,
Bir yerdir Kemeraltı.
hafifteki yazımdan alıntıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder