Belki kim bilir.Suyu bulursak gerisi gelir düşüncesinde olanlar varsa biraz üzücü belkide tam tersi birşey söylemek şuan için erkenmiş.
Okumanızı tavsiye ederim.
Almanya'nın güneybatısında Baden-Württemberg eyaleti Heidelberg kentindeki Max Planck Fen Bilimleri Araştırma Kurumu'ndan Astrofizikçi Sascha Kempf, Reuters ajansına verdiği demecinde, Enceladus'ta mevcut olabilen "O" derece sıcaklığın hem don, hem erime, hem buharlaşma için kritik değer taşıdığını, bu yüzden Satürn'ün uydusundan yükselen buhar bulutunun görülebileceğini, bunun yakından değerlendirileceğini anlattı.[İsimler canınızı sıkabilir ki benim sıkmıştı.Ama bunların anlayabileceğimiz dilde olması yine bizim ellerimizde bilmem anlatabildim mi?]
Avrupa Uzay Kurumu (ESA) ile ABD'nin Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA'nın ortak programı "tek seferlik en pahalı projesi olan" 3 milyar 600 milyon dolarlık" Cassini uydusu, mart ayında Enceladus'un 50 km yakınından geçecek.
Bu olağanüstü yakınlaşma sayesinde fizikçiler ve kimya uzmanları, Enceladus'un "püskürttüğü ancak kütle çekiminden yüzeye yakın kalan" bulutu daha iyi anlayacak ve su kanıtı için daha derin saptamalarda bulunabilecek.
İngiliz gökbilimci William Herschel, Enceladus'u 1789'daki gözlemlerinde buldu. Kütlesi Dünya'nın kinden 95 kat, hacmi 750 kat büyük olan Satürn'ün minik uydusu Enceladus, sadece 499 km çapında. Satürn'ün 47 ayı (uydusu), 7 adet de dev çevre halkası bulunuyor.
Bir iki yıl önce
NASA, iki yıl önceki açıklamasında Enceladus'ta su bulunabileceğini açıklamıştı. Güneş Sistemi'nde Mars, Jüpiter'in uydusu Europa ve Enceladus "doğrudan su kanıtı" taşıyan üç gökcismi.
NASA'nın iki yıl önceki açıklamasında, "Cassini, Enceladus'ta, ABD'nin Wyoming, Montana, İdaho eyaletlerini kapsayan Yellowstone Milli Parkı'ndakilere benzeyen gayzerler bulunduğunu gösteren işaretler tespit etti" demişti.
Cassini seferinden sorumlu bilimadamlarından Carolyn Porco, "Böylesine küçük ve soğuk bir gökcisminde sıvı halde su bulunduğunu gösteren delillere sahip olduğumuzu sanıyorum" dedi ve suyun varlığının, bu esrarengiz ayla ilgili soruları artırdığını belirtti.
Ay ve gezegen bilimleri konferansı
Cassini, 1997'de fırlatıldıktan sonra 2004 yılının temmuzunda Satürn'ün yörüngesine girmişti. Cassini, halen Satürn'ü 4 yıl daha gözlemleme gücüne sahip.
Enceladus'un milyarlarca yıl önce oluşumundan hemen sonra içindeki radyoaktif bozulmadan kaynaklanan ısının, bugün yüzeyinden fışkıran gayzerlerin nedeni olabileceği ve bunun da yaşam için gerekli ortamı sağlayabileceği görüşü geçen yıl ortaya atıldı.
ABD'nin Texas eyaletinde her yıl düzenlenen Ay ve Gezegen Bilimleri Konferansında dün sunulan bildiri de, Cassini uzay aracının gönderdiği ve Enceladus'un sıcak bir bölgesinden çıkan gayzer benzeri oluşumu gösteren ilginç fotoğrafların incelendiği belirtilerek, araştırma sonucunun, yüzey sıcaklığı eksi 201 santigrat derece civarında olan Satürn'ün ayının iç kısmında ilkel yaşam için uygun ortam olabileceğini gösterdiği kaydedildi.
Bilimadamları, yeni geliştirdikleri bir modelle Enceladus'un içindeki ısının, eskiden meydana gelen bir radyoaktif bozulmadan kaynaklandığını ve bunun da Satürn'ün ayının sıcak güney yarı küresindeki su buharı bulutu ve periyodik buz kristali rüzgarlarının açıklaması olabileceğini belirtti.
Icarus gökbilim dergisinde yayımlanmış kurama göre, Enceladus 4,5 milyar yıl önce alüminyum ve demir radyoaktif izotopları içeren kaya ve buz karışımı olarak oluştu.
Birkaç milyon yıl sonraki dönemde, iki radyoaktif elementin hızlı şekilde bozulması merkezdeki kayalık çekirdeğin mantodaki buz örtüsüne yaklaşmasıyla sonuçlanan sıcak patlamasına yol açtı.
Zamanla çekirdekteki bozulmadan geriye kalanlar da Enceladus'un içinde eridi.
Cassiniler
Cassini, adını, İtalyan asıllı Fransız astronomu Gian Domenico Cassini'den alıyor ve üç kuşak baba-oğul-torun astronom Cassiniler'in hatırasını yaşatıyor.
8 Haziran 1625'te Perinaldo-Cenova Cumhuriyeti'nde doğan ve 14 Eylül 1712'de Paris'te ölen Domenico Cassini, Satürn'ün A ve B halkaları arasındaki karanlık aralığı (Cassini bölümü) keşfetmiş ve gezegenin dört uydusunu belirlemişti.
Cassini adı, aynı zamanda, Satürn gezegeninin uydularının yörüngesel hareketlerinin cetvellerini ilk olarak derleyen, Gian Domenico Cassini'nin oğlu Jacques Cassini (1677-1756) ile Jacques Cassini'nin oğlu Cesar-François Cassini de Thury'nin (1714-1784) adlarına gönderme yapıyor.
Baba ve oğul Cassini, halef selef Paris Gözlemevi'nin yöneticiliğini yaparken, torun III. Cassini, astronominin yanı sıra çalışmalarını jeodezi ve topografya alanlarında yönlendirdi.
Cassini uzay aracının Satürn'ün en büyük uydusu gizemli Titan'a Ocak 2005'te inen Huygens sondasının adını aldığı Flaman fizikçi, matematikçi ve astronom Lahey doğumlu Christiaan Huygens (1629-1695), ışığın dalga kuramını bulmuş, Satürn'ün halkalarının gerçek biçimini keşfetmişti.
Huygens, böylece dinamik bilimine özgün katkılarda bulunmuştu. Çapı Yer'in yarıçapının yarısından az olan (5 bin 150 km) Titan'ı 1655'te Huygens buldu.
Baba-Oğul-Torun astronomlar gerçekten genlerinde var sanırım uzay bilimlerine ilgi.Bende bir cassini miyim diye sormaktan alamadım kendimi ama olmayacağı ihtimali geldi bir an aklıma.Her ne ise Mars'ı geçtik Satürn'deyiz bulucaz galiba ne dersiniz.
Anket yapacağız Uzayda hayat bulunsa gider misiniz diye diğer anketimizin konusu bu olacak.
Uzayda hayat bulunsa ve gitme imkanları gayek makul ücretlerle sağlanabilse.Gider yerleşir misiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder