11 Ağustos 2020

30 oldum

 İlk kez bile isteye 30 oldum. İlk kez bile isteye doğum günümü o gün tanıştığım 1 kişi hariç kimseye hatirlatmadim, farklı hiç bir şey yapmadım, 2 kişi kutladı doğum günümü biri annem biri kız kardeşim ama konumuz doğum günümü kutlamadilar ühü değil. 30 olmak üzerine.


Şimdi, benim için sayılar önemli hatta yuvarlamalar, küsuratlar ve tamlar hepsi kendi başlarına farklı birer anlama sahip olabilirler. Mesela 8 sıcak, 13 soğuk, 1001 özgüveni yüksek ve kendinden emin bir karaktere sahip benim için. Sayılara karşı bu hislerim aklımdan sayı tuttuğum zaman beni etkiliyor. Neyse konu dağılmasın sayılar benim için önemli. Hatta doğum günlerinden bile. Ben artık 40 a kadar sanki doğum günlerimde yaşlanmıyormuş gibi hissedeceğim. Ama artık yirmi ile başlayan bir yaş telaffuz edemeyeceğim. Neyse dünlük alışırsın dedi, bugünün doğum günüm olduğunu bugün öğrenen biri :) 


Sen de baya yaşlandın ha sana da iyi yıllar.

14 Haziran 2020

sıcak denizlere inme isteği..

çünkü zayıflık harika bir şeydir ve güç hiçbir şey değildir. Bir insan yeni doğduğunda, zayıf ve esnektir. Öldüğü zamansa, kaskatı ve duygusuzdur. Bir ağaç büyürken körpe ve yumuşaktır ama kuru ve sert hale geldiğinde, ölüp gider. Sertlik ve güç, ölümün arkadaşlarıdır. Esneklik ve zayıflık, varoluşun tazeliğinin ifadeleridir. Kendini sertleştiren hiçbir şey kazanmayı başaramaz.

Lao TZU

(şarap içince karşıma çıkan çin filozofu hemen olaydan nasibini aldı gördüğünüz gibi.)

29 Aralık 2016

Hayattan Zevk Almak

Selam sevgili dünlük.

SANA BÜYÜK HARFLE YAZACAĞIM, HANİ ONUN BİR BÜYÜK BİR KÜÇÜK YAZDIĞI GİBİ...

SİGARAYA BAŞLADIM...

KOVALAMAK BENİM PEK İÇİMDEN GELMEZSE YAPMAYACAĞIM BİR ŞEY BİLİYORSUN. SANA İÇİMİ DÖKMEKSE İÇİMDEN GELMEMESİ MÜMKÜN OLMAYAN BİR ŞEY.

GELECEK PLANLARI KURUP SONRA ONLARA SADECE ANI YAŞIYORUM DİYEN BİRİYLE İNANMAYI BEKLEMEK BENİM EN GÜZEL MALLIĞIM. HER ANIN HATIRA OLARAK KALMASININ BENİM HAYATIMDA NE KADAR ÖNEMİ OLDUĞUNU ANLAMAYACAKLARSA NEDEN UĞRAŞIYORSUN DİYECEKSİN HAKLISIN. YOLU YOK ÇEKECEKSİN DEMİŞ BİRİLERİ. BİLİYORSUN AKLIMDA KİŞİLER KALMIYOR OLAYLAR VE UYANDIRDIKLARI HİSLER KALIYOR. DOLAYISIYLA KİM DEMİŞ NE ZAMAN DEMİŞ PEK UMURSAMIYORUM.

KENDİ KENDİNE MOTİVASYON LEVELİM BU ARA SIFIRA YAKIN DURUMDA. BAZI GÜLÜŞLER VEYA BİR ARKADAŞ TOPLANTISI BENİ "OLUM İYİ ADAMSIN SEN YAPARSIN" DEMEYE İTSE DE BAZI SÖZLER DE BOŞA KÜREK ÇEKMİYORSUNDUR UMARIM DEMEYE İTİYOR.

BİR KAÇ KEZ DEMİŞİMDİR AMA BU SEFER SANIRIM "KURDUĞUM HAYALLERDE YERİNİ YADIRGIYORSUN" DİYEREK DEĞİŞTİRİYORUM.

TEK DAYANAĞIM "YANINDA MUTLUYUM, GERÇEKTEN MUTLUYUM" DERKEN GÖZ BEBEKLERİNİN NORMALDEN BİRAZ DAHA BÜYÜK OLMASI...

UMARIM HAKEDERİZ,HAKEDERSİN VE HAKEDERİM...

büyük harfler küçükte yazılabilir sevgili dünlük. fazla tozlanmadan umarım buralarda olurum tekrar.

başlık neden mi hayattan zevk almak?
belki yazınca gerçek olur diyorum sadece.


21 Haziran 2016

Uzun zaman sonra merhabalar

Merhabalar sevgili dünlük.
Sana yazamadığım çok dünüm oldu bu arada. Aslında biraz duygusal gibiyim bunları yazarken hatta neden bunları yazdığımı da bilmez durumdayım.

Şaibe.
Kumsal o gün kırmızıydı ama domates kırmızısı, sanki bakarsam gözlerim o kırmızılıkta kararacak ve bir daha başka bir şey görmeyecekmiş gibi hissetiriyordu.
Burnunda benleri olan, saçlarının uçlarını yeşile boyatmış, babasının ona aldığı halhalı elinde tutan bir kız çocuğu kumsaldaydı. Saçlarının uçlarıyla gurur duyuyordu babasından izin alarak yapabildiği ya da onu izin vermeye ikna ettiği nadir şeylerden biriydi bu. Birde 3 gün önce alışveriş merkezinde aldırdığı nevresim takımı vardı tabi bu başarılarda.

Zeytin ağacının dalı o kadar sarkmış ki Yomahcalı'da kısa boylarıyla çocuklar zeytinleri dallarından toplayıp ağızlarına atar olmuşlar. Acı tatlarıyla hayalleri yıkısa da sonradan alışmışlar tadına. Hatta sabah kahvaltıda annelerinin zorla yedirmeye çalıştığı zeytini bırakıp dalındaki acıyı yemeye başlamışlar günlerce. Günde 2 belki yiyebilirlerse 3 zeytini mideye indirmişler. Acıymış ama tadı devam etmelerine engel olmuş.

Bir limona aşılanan mandalinayım bugün. Orda olmamdan mutlu olanlar olmayanlardan fazla ama beni yiyecekler olgunlaştığımda. Olmama sevindiler. Olmasaydım bana hissetme şansı bile vermeyeceklerdi bu duyguları. Hepsine şimdiden teşekkürler. Dala aşılanmıştım diğer limonların yanına. Limonların ne düşündüğünü inanın anlamıyorum. Bizde öyle kendi aramızda sadece mandalinalar anlaşırız. Siz insanlar gibi. Düşünüyoruz bazen acaba diğer bitkilerde bizim gibi kendi aralarında konuşabiliyorlar mıdır diye?


O sabaha yazı tipi olarak uyandım hemde Türk isimli bir yazı tibi olarak. T harfim biraz tepesi oval ve sağ sol yanına doğru sivrilen bir şekilde olmuştu. U harfimin sağındaki çizgi o kadar netti ki neredeyse U kalın bir I gibi gözüküyordu. K larım kollarını açmış bekleyen bir kadındı. A larım ise düzdü dümdüz.B lerim gözlüğe çok benziyorlardı. C ise tam bir hilal.


O sabah yağmur olarak uyandım gökkuşağına. Gözleri ağlamaklı bir kıza düştüm ki yanındakilere çaktırmasın ağladığını diye.

O öğlen avans olarak düştüm işçinin cebine ama sonrada hibe olacaktım patron tarafından.

O ikindi balkona düştüm ömrünün sonuna gelen bir kelebek olarak. Evin küçük oğlu buldu beni kuşu vardı kafeste ona verdi yem oldum. Ölmeden hemen önce.

O akşam baba oldum eve elinde kirazla giden.

O gece kadın oldum ütü masasını daha ne kadar uzun süre kullanırım diye düşünen.

O gece yarısı zengin oldum yattığım yeri bilmeyen.

O sabah yine yağmur olacaktım ağlamaya başlayacak olan birine konacaktım isterse ya da kalacaktım havada biri ağlamaya niyetlenene dek. Çok beklemezdim zaten dünya insan denen kanseri yenesiye dek daha çok inecektim yere onların arasına.


Bitti.

30 Haziran 2014

Şeytan Sorusu

Aklınızdan bir sayı tutun.
Eğer sayı çift ise 2 ye bölün, değilse 3 katının 1 fazlasını 2 ye bölün.
Elde ettiğiniz sayıya aynı işlemleri yapmaya devam edin.
Bu sırayla devam ederseniz sonunda elde edeceğiniz 1 rakamı olacaktır.

Sorunun mantığı kavranmış değil. Yani olayın neden 1 de sonlandığını ispatlamak henüz kimseye nasip olmadı.
Çok çalışılmış ancak "elde her sayıyı mutlaka 1 e götürmeli," veya ".... bu yüzden her sayı 1 e kadar gidiyor" gibi cümleler kurduracak kesin bir kanıt yok.
 Paul Erdös ki kendisi "yalnızca sayıları seven adam" olarak bilinir, "umutsuz tamamen umutsuz" bile demiş.

Bu kanıt bulunamadığı için ise tersine örnek bulma ihtimalinden kimse "imkansız" diye bahsedemez.

Kanıtlamaya çalıştığımız şeyin tahmin ettiğimiz şey olması güzel olurdu ancak her zaman durum öyle olmayabilir.